Kirpi, şehir ortamında fazla görülen bir hayvan değil. Biz biraz şanslıyız ki Türkkonut ve 100.Yıl semtinde sık sık kirpilere rastlıyoruz. Dolanıyorlar öyle ağır ağır... Ama ne yazık ki bu sabah yolda birinin cesediyle karşılaştım. Maalesef araba ezmiş. İnce ince yürürken tekerin kurbanı oldu güzelim hayvan. Zaten çok nadir görülebilen bir olay, yine insan hatasıyla son buldu işte. Sevemiyorsun, alıp besleyemiyorsun ama yaşadığını bilmek bile mutlu ediyor. Hayvanın cesedini saksağanlar yedi. Yani evrenin döngüsü şehir hayatında bile devam ediyor. Besin zinciri tamamlanıyor bütün imkansızlıklara rağmen. Hayvanlar, insanların içinde onlara ait olan doğada yaşamaya çalışıyorlar. Keşke ölmeseydi o mahalle kirpisi. Kendince yaşayıp gidiyordu. Kimseye bir zararı yoktu. Öyle hikayelerdeki gibi kimseye diken de fırlatmıyordu. Tekere diken fırlatmaya bile vakti olmamıştır. Böyle nadir görülen hayvanları gördüğümüzde ne yapmalıyız? Korumak amaçlı bir şeyler yapabiliriz belki de... Şehir hayatının yalnızca insanlara sıkıntısı yok anlayacağınız. Bize 1 sıkıntıysa hayvanlara 10 katı daha fazla sıkıntı veriyor… Tamamen içgüdüsel bir biçimde yaşam savaşı vermeye çalışıyorlar. İnsanlık olarak onları koruma kudretine sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu konuda belediyelerin çalışmaları gerçekten çok faydalı… Aşı kampanyaları, mama ve su temin etmeleri, barınaklarda bakım ve tedavilerini gerçekleştirmeleri, sosyal şehirciliğin en güzel örnekleri… İsteyince her şey olur sözünün vücut bulmuş hali. Bazıları bu hassasiyeti anlayamıyorlar fakat olması gereken bu. Hayvan sevmeyen, insan hiç sevmez mantığıyla yola çıktığımızda, ne kadar doğru bir yaklaşım olduğunu zamanla anlayacağız. Kirpi konusuna dönecek olursak, eski bir efsaneye göre kirpi, sırtından vurulmanın ve ihanete uğramanın simgesi olarak görülüyor. Efsane şöyle; Piggi Billa isimli adam, yaşlandığı ve kendisi için avlanmayı beceremediği için kanguru etiyle besleniyordu. Genç erkeklerin kamplarına girip oradaki kanguruları öldürüp yiyordu. Genç erkeklerin kabilesi yani Daen kabilesi, yaptıklarını öğrendiğinde kızdı ve Piggi Billa'yı cezalandırmaya karar verdi. Kısa süre sonra Daen kabilesi gidip Piggi Billa'nın kampını kuşattı. Daen kabilesi daha sonra içeri girdi ve Piggi Billa’nın kollarını ve bacaklarını kırdı. Piggi Billa, Daen kabilesinin, onu, kendilerinin öldürdüğünü düşünmemeleri için bir ses çıkarmadı. Daen kabilesi gittikten kısa süre sonra, Piggi-Billa arkadaşı Murga Muggai'nin yeraltı evine sürünerek gitti. Onun evinin kapısından içeri girdi ve yaraları iyileşene kadar orada kaldı. Piggi Billa mızrakları çekmeye çalıştı ancak bunu yapamadı; Mızraklar, sonsuza dek sırtında kaldılar ve o zamandan beri kabilesinin yaptığı gibi dört ayak üzerinde yaşamını sürdürdü. Kirpilerin yaptığı gibi, düşmanlarından kaçarken eğer tehlike altındaysa, yeraltına hızlıca geçip gitti.

Editör: TE Bilisim