Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Başkent Dayanışması ve Demokratik Kitle Örgütü Temsilcileri düzenledikleri basın toplantısıyla Saraçoğlu Mahallesi'nin Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi ihalesine tepki gösterdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Başkent Dayanışması ve Demokratik Kitle Örgütü temsilcileri ve vatandaşlar daha sonra  Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan  rehberliğinde  Saraçoğlu Mahallesi’nde  Kent Hafızası yürüyüşleri gerçekleştirdi. Basın toplantısına  Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan, Eğitim-İş Genel Sekreteri Hızır İnan, Namık Kemal Mahallesi Yaşatma ve Koruma Derneği Başkanı Gül Ertürk, 2 Temmuz Pir Sultan Abdal Derneği’nden Emel Sungur, Kavaklıderem Derneği’nden İsa Çapanoğlu ve Sanat Kurumu Temsilcisi Cemalettin Erol katıldı. “SARAÇOĞLU SATIŞ İHALESİ GERÇEKLEŞİRSE TELAFİSİ OLMAYAN ZARARLAR VERİLECEK” Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “ Saraçoğlu Mahallesi Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na devredildi. Bundan sonrasında arsa karşılığı gelir paylaşımı ile satılacak ve Saraçoğlu’nu katledecek bir proje uygulanacak. Kaymakamlık binası olarak kullanılan yönetim binası Milli Kütüphane olarak kullanılan Adnan Ötüken Kütüphanesi ve okul kalmak üzere diğer yerlerin hepsinin arsa karşılığı gelir paylaşımıyla ihalesi yapılacak. İlk ihale bizim davamız sonucu iptal kararı geldiği için iptal edilmişti.  Yarın 2. İhalesi yapılacak, çok zaman geçirmeden satış yapılarak buranın parasını ödeyenin girebileceği bir noktaya getirerek oldu bittiyle Saraçoğlu Mahallesinin değerlerini iç edecekler. Bu arada bir Koruma Amaçlı İmar Planı geçirdiler ki  kabul edilemez. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak koruma amaçlı imar planını da yargıya taşıdık. Plan koruma üzerine değil korumamam üzerine yapılmış. Saraçoğlu Mahallesi’nin altının tamamının otopark olarak yapılabilmesine olanak sağlayan plan notu var ve bu plan notunda bu otoparkların da birbirine bağlantısının hem üstten hem alttan kurulacağı belirtiliyor. Anıtsal ağaçlara zarar verilmeyecek gibi bir madde koymuşlar ama siz zaten tarihi bölgenin altına girdiğiniz andan itibaren anıtsal ağaçlar zarar görecek. Yine orta alanda yeni bir yapılaşma öneriyorlar. Konut, ticaret ve kültür gibi bir karma kullanım öngörüyorlar.” “BEN BU KENTİN ANASIYIM” DİYEN  BELEDİYE BAŞKANLARINA İHTİYACIMIZ GİDEREK DAHA ÇOK ARTIYOR” Candan, “Seçimler yaklaşıyor, sonuçta yerel yönetim denilen şey insanların anılarını, değerlerini ve yapıları koruyarak aslında kente ve kentliye değer katmaktır. Bakıyorsunuz adaylar, aday adaylarının ağzından Ankara’ya dair hiçbir şey duymuyoruz. Çok uzun süredir “ben bu kentin anasıyım” diyen  belediye başkanlarına ihtiyacımız giderek daha çok artıyor. Ankara tarumar edilirken, Cumhuriyet değerleri, yapıları mekanları alanları  bir bir yıkılırken, kimse ortada yok. Kente sahip çıkan bir belediyecilik ve siyaset anlayışından yoksun  bir bakış açısı ile kentin geleceği inşa edilemez.  Sanki kent sadece mimarlar odasının ve diğer meslek odalarının üstüne zimmetlenmiş. Sahip çıkamıyorsunuz mümkünse yönetmeyin. Bugün en büyük sorun temsiliyet sorunudur. Asiller vekilleri aşmıştır. Kentsel mekanlar yönetenlerle, yönetilenlerin karşılaşmadığı, yönetilenlerle yönetenlerin arasındaki mesafenin açıldığı, bir süreci yaşıyor. Saraçoğlu Mahallesi yönetilenlerle yönetilenlerin kesişme noktasıydı. Sokağa çıktığında, genel kurmay başkanını, başbakanı, sanatçıları, aydınları, bürokratları görebildiğimiz, temsillerin eşitlenmesi ve kesişme mekânı idi. Bugün yönetenler elitleşmiştir, kentte sahici değil ancak zahiri karşılaşmalar yaşanmaktadır. Temsil sorunu ve yönetenlerin elitleşmesi toplumsal öfkeye davetiye çıkartmaktır. Halk ile yönetenler arasındaki mesafe ne kadar uzaklaşırsa yönetim  o kadar zorbalaşır. Ne kadar yakınlaşırsa o kadar demokratlaşır.  Saraçoğlu Mahallesi mesafenin yakınlaştığı kentsel mekanların en önemlisi idi. Orada oturanlar, yönetici olanlar, bu değersizleştirme süreci, ne karşı ses vermezler ise isimleri “tarihe lal olmuşlar dönemi olarak” ilk sıralara yazılacak” dedi. Candan, bugüne gelinen süreci şöyle özetledi: “434 konut var. Bürokrasini işine yürüyerek gidip geldiği insan ölçeğinde bir mekan olarak planlandı. Aslında bürokrasi ile devlet yönetimini ve toplumun iç içe geçmesinin çok önemli örneklerindendir. Belirli dönemlerde bu bölgede gezerken Başbakanla karşılaşabilirdiniz. Kemal Kılıçdaroğlu, Akif Hamza Çebi, maliye bakanlığı yapmış Zekeriya Temizel ile sanatçılar Kartal Tibet’le Altan Öymen’in eşi ile Rauf İnan’la karşılaşabilirdiniz. Aslında kentin merkezinde Cumhuriyet’in köklü aydınlanmasını yürütecek bütün insanlarla karşılaşabilirdiniz. Bu da yönetenlerle ile yöneticilerin erişebilir olduğunu gösteren önemli mekanlardan birisiydi. 1994 yılında Tansu Çiller bu alanın yıkılmasını istedi. Sonrasında Mimarlar Odası’nın müdahaleleri ve toplumsal muhalefet ile birlikte Süleyman Demirel Saraçoğlu Mahallesi’nin satışını veto etti. Saraçoğlu Mahallesinin aslında kent merkezindeki varlığı temsil ettiği değerleriyle birlikte her zaman rantın gündeminde oldu.  2013 yılına hükümet burayı 2 kere riskli alan ilen etti ve bunların hepsi Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası ve mahallede yaşayanlar tarafından yargıya taşındı ve iptal edildi. Bunun ötesine geçildi ve bu kez lojman statüsü kaldırılarak Maliye Bakanlığı’na devredildi bu da yargıya taşındı bu da iptal edildi.  Bu süreç içinde insanlar evlerinden zorla çıkartıldı direnişler yaşandı. Bu direnişler aslında kentsel dönüşüm sürecinde gördüğümüz yoksul halkın direnişi değildi devletin bizzat yönetiminde bulunmuş yargı süreçlerinde yer almış müşavirlik ve müdürlük yapmış devleti temsil eden insanların direnişiydi. Böylece devletin memuru ile hükümetin memurlarının mekan üzerinden karşı karşıya geldiği bir direniş yaşandı. Evlerinden zorla tahliye edildiler balyozlarla evlerin kapıları kırıldı. Saraçoğlu Mahallesi kentsel SİT alanı, ağaçlar, yapılar alan tescilli. Bir taşına bile dokunamayacağınız bir alana iş makinaları ile giremezsiniz.” “GEÇMİŞİNİZE, KÜLTÜRÜNÜZE, DOĞANIZA İHANET EDEMEZSİNİZ” Namık Kemal Mahallesi Yaşatma ve Koruma Derneği Başkanı Gül Ertürk duygularını şöyle ifade etti: “Bugün burada olmak benim içimi acıtıyor. Yıllarca orada görevimiz çerçevesinde orada yaşadık. Saraçoğlu tarihi kültürel ve doğal bir mirastır nasıl olur da bu mirasa devlet sahip çıkmaz, nasıl olur da bizler vatandaşlar olarak bu mirası gelecek kuşaklara aktarılması gereken bu kadar değerli bir hazineyi devlete karşı korumak durumunda kalıyoruz. Buna akıl sır erdiremiyorum. Ben hemen her gün Saraçoğlu Mahallesi’ndeyim. Bizler vatandaşlar olarak oy veriyoruz. Biz bu oyları devleti benim adıma benim değerlerime sahip çıksın diye oy veriyoruz. Burayı devlete karşı savunma ihtiyacı hissediyoruz. Bu ihanettir. Geçmişinize kültürünüze doğanıza ihanet edemezsiniz, göz bebeğinize ihanet edemezsiniz. Bu ihaneti hak etti mi? Saraçoğlu Mahallesi bu ihaneti hak etmiyor. Bu insanın geleceğine ihanetidir. Biz bu ihanete cevap verebilmek için bugün buradayız. Saraçoğlu Mahallesi’nde gece çok güzel bir kuş sesi duydum sonra arkadaşıma sordum bu ses hangi kuşa ait çok güzeldi oda bülbül gece öter, bülbüldür. Hala orada bülbüller yaşıyor. Ağaçkakan’ı ve sincabı ilk defa orada gördüm. Değerlerimiz olduğu sürece değerliyiz. Değerlerimiz yoksa biz onlara sahip çıkamıyorsak bizim ne değerimiz var.” Çankaya belediye Başkanı Alper Taşdelen’e seslenen Ertürk: Bir kez olsun mahalleye gelip te ne yapıyorsunuz arkadaşlar burası bir Cumhuriyet mekanıdır, sizler için ne yapabiliriz burası için ne yapabiliriz demediniz. Neden yoksunuz niçin kimsecikler yok bu kadar kolay mı? Bu kadar kendinizden vazgeçmek kolay mı? Yarın çok geç olmadan mümkünse herkes bugün gözünün önüne baksın” diye sordu. (Kadir GÜRHAN)  

Editör: TE Bilisim