Geçtiğimiz günlerde yarıyıl tatilinin başlaması ile yaklaşık 18 milyon öğrenci için de dinlenme süreci başladı. 4 Şubat’a kadar devam edecek olan yarıyıl tatilinde öğrencilerin nasıl bir tatil geçirmesi gerektiğine ilişkin Bilimsel Kolej’in Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmeni Semanur Şahin sorularımızı cevaplandırdı. Şahin, çocukların tatil boyunca ders çalışmaya zorlanmamasını, kendilerine de vakit ayırmaları gerektiğini ifade ederek, “Çocuk ders çalışmayı kendisi istemelidir” dedi. Sömestr tatili başladı. Çocuklar da karnelerini aldılar. Kötü karne getiren çocuklara ebeveynler nasıl tutum almalıdır? Kimi öğrencilerimiz sevinçle tatile girerken kimi öğrencilerimiz biraz buruk bir şekilde karnelerini aldılar. Tabi aynı duyguları anne babalarda yaşamaktadır. Öğrencilerimizin karnesi nasıl olursa olsun onlar iyi bir dinlenmeyi hak ettiler. Çocuğumuzun karnesi ile ilgili duygularını onun kişiliğini incitmeden net bir şekilde anlatmalıyız ve başarılı olabilmesi için onun arkasında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Onu aşağılamadan, başkalarının yanında kıyaslamadan, olumsuz ifadeler kullanmadan olumlu bir tavırla herkesten farklı kendi başına bir birey olduğunu aşılamalıyız. Birlikte başarısızlığın nedenlerini bulup çözüm yolları aramalıyız. Ve en önemlisi karnesi iyi de olsa kötü de olsa onu her zaman seveceğimizi söylemeliyiz. Kötü karneden dolayı çocuklarını cezalandıran ebeveynler oluyor. Onlar için ne demek istersiniz? Kötü karne geldiyse çocuğa öfke ile yaklaşılmamalı, ona ders vermeye çalışılmamalı ya da ceza verilmemelidir. Çünkü bunlar işe yaramaz. Tutarlı ve destekleyici anne-baba tutumları işe yarar. Ev ortamı öğrenmeyi destekliyorsa, çocuk-ebeveyn ilişkileri sıcaksa çocuklar daha iyi çalışır. Kötü notlar her zaman çocuğun ne kadar çabaladığını, ne kadar öğrendiğini, ileride neler başaracağını göstermez. Bu nedenle çocuk kötü notlar aldığında aşırı tepki göstermemek gerekiyor çünkü çocuk kendini zaten suçlu hissediyordur. Sinirliyken karne konuşmasına başlanmamalıdır. Önce sakinleşmeli ve çocukla konuşurken kelimeler dikkatli seçilmelidir. Çünkü söylenen sözlerin çocuğun üzerinde uzun süreli olumlu ya da olumsuz etkiler bırakabileceği unutmamalıdır. Çocuk söylenenleri uzun süre hatırlayacaktır ve travmatik durumlar oluşturacaktır. Bu olumsuzlukları önlemek içinse konuşmadan önce ona nasıl yardım edilebileceğiyle ilgili bir plan yapılmalıdır. İyi karne getiren çocuklar için de ödüllendirme olabiliyor. Bu doğru bir yöntem mi? İyi karne getiren çocuğu ödüllendirirken dikkat edilmesi gereken birkaç durum vardır.   Ödüllendirmek şart değildir ama takdir etmek burada çok önemlidir. Genellikle çok abartılı ödüllerden kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çok abartılı pahası yüksek ödüllere çocuğu boğmak çocukta başarının sadece ödülle eşdeğer şekillenmesine zihninde sebep oluyor ve iyi şeyleri pahalı hediyeleri veya elde etmek istediği herhangi bir şeyi başarılı olursam elde edebilirim gibi bir algı oluşmasına sebep oluyor. Bu durum da çocuğun başarı algısını uzun vadede yanlış şekillendiriyor. Bu yüzden maddiyatı yüksek ödüllendirmeler yerine daha sözel ödüller ve onun için kıymetli olan aktiviteleri daha çok öneriyoruz. Çocuklar tatili nasıl geçirmeliler? Ders çalışmalılar mı? Bazen anne babalar farkında olmadan özellikle karne notu zayıf olan çocuğa aşırı baskı uygulayabiliyor.  Çocuğun tüm tatil boyunca aralıksız ders çalışarak, zayıf olduğu derslerdeki eksikliğini hemen telafi edeceğini düşünüyor. Oysa çocuklar anne babası baskı uyguladığı ve hevesle çalışmadığı için yine okuduklarını anlamakta zorlanıyor. Çocuk ders çalışmayı kendi istemelidir. Eğer çocuğun karnesinde düşük notları ve anlamadığı konular varsa bu zaman bunları tamamlamak için iyi bir fırsattır. Tabi ders çalışma saatleri ile çocuğun kendine ayıracağı zamanı da iyi dengelemek çok önemlidir. Çünkü çocuğun eksiklerini kapatmaya ihtiyacı olsa da tatil çocukların dinlenmesi içindir. Hangi yaşta olursa olsun her insan belirli bir çalışma temposundan sonra dinlenmeye ihtiyaç duyar.  Çocuğunuza ders çalışması için baskı yapmak yerine birlikte program yaparsanız çocuğunuzun ders çalışma motivasyonu artırabilirsiniz. 2 haftalık tatil sonrasında çocuklar okula başladıklarında uyum sorunu yaşayabiliyorlar? Tatilden sonra adaptasyon zor oluyor. Neler önermek istersiniz? Sömestr tatili demek sadece uyumak, dinlenmek ve eğlenmek değildir. Her aile yapısı çok farklıdır, tatil herkes için farklı şeyler ifade eder ve herkesin planları çok farklı olsa da genel olarak tatil süreci boş geçen zaman dilimi olmamalıdır. Tatilde ders çalışmayı ihmal etmeyin, günün, haftanın ve yarıyıl tatilinin sonunda ulaşmayı düşündüğünüz yeni hedefler belirleyin. Konu tekrarı yapın, eksik kalan konuları tamamlayın, yeni konulara çalışın, bolca kitap okuyun. Dinlenmeye ve gezmeye ve sosyal faaliyetlere (tiyatro, sinema, konser, spor vb.) zaman yaratın. Tatilde zamanı iyi kullandığınızda, yarıyılın yorgunluğunun atılması, bedenin ve zihnin dinlenmesi ve rahatlaması ile amacına ulaşacaktır ve bunların sonucunda tatil sonrası okula döndüğümüzde uyum sorunu yaşamadan kolaylıkla adapte olur ve mutlu bir ikinci döneme başlarız. İlk dönem zayıf getiren öğrencilere ikinci dönemde nasıl ders çalışmaları gerektiğine dair neler demek istersiniz? Nerede hata yapıyor olabilirler? Eksik olduğu konuları saptayarak ve düzenli bir çalışma programı oluşturarak günlük tekrarlarını aksatmadan çalışmak her zaman başarının en önemli sırrı olmuştur. Bunları uygulamalarına rağmen hala başarısızlık oluyorsa o zaman çalışma stillerini değiştirmeli ve nasıl bir yöntemle çalıştıklarında verim aldıklarını belirlemeliler. Son olarak eklemek istedikleriniz? Bir diğer önemli nokta ise, çocukların ebeveynlerinden en büyük istekleri tatil boyunca istedikleri kadar televizyon izlemek veya bilgisayar oynamak olabilir fakat unutulmamalıdır ki bunların kısıtlanması çocuğun okul dönemi ile ilgili değil genel gelişim ve dikkati için gereklidir. Bu nedenle televizyon ve bilgisayar süreleri yine aşırıya kaçmadan kontrol altında devam ettirilmelidir.  Özetlemek gerekirse, çocuğunuzla her dönem ilgili olun ve başarısını sevginizin ölçütü olarak görmeyin. Derslerdeki başarısını çocuğun kişiliği ve hayat başarısı gibi görerek çocuğa okul başarısı için sürekli baskı uygulamayın. Aileler olarak en büyük sorumluluğumuz hayatı seven, insanları seven, sorumluluk sahibi, çalışkan, dürüst, başkalarına saygılı bireyler yetiştirmektir. Her şeyden önemlisi çocuğumuzun ileride iyi bir doktor, iyi bir avukat, iyi bir öğretmen, iyi bir mühendis değil iyi bir insan olmasıdır. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim