Ramazan ayının gelmesiyle birlikte Başkent’te hareketlenmesi beklenen çarşı pazarlar durgun geçiyor. Ankara’nın en eski çarşısı olan Ulus Hali'nde esnafın, ‘satış yapamıyoruz’ derdine Ramazan ayı da çare olamadı.  Müşterileri için hazırlıklarını günler öncesinden tamamlayan Ulus Hal esnafları, bu kez umduklarını bulamadıklarını söyledi. Her geçen yılın bir önceki yılı arattığının altını çizen çarşı esnafı, “Ramazan ayının bereketini her geçen yıl daha az yaşıyoruz. Eskiden Ramazan ayına günler kala yoğun bir alışveriş trafiği başlıyordu. Şimdilerde ise o alışveriş trafiğinden eser yok. Her geçen yılı daha da kötüye gidiyor. Bu durumun sonu nereye varacak biz de kestirmiş değiliz” dedi. “KALABALIK VAR İŞ YOK” 17 yıldır Ulus Halinde balıkçılık yapan Yenal Yıldırım, balıkçılığı sevmeyen birisinin yapamayacağını kaydetti. Yıldırım, “Bu mesleği ancak seven yapabilir sevmeyen kokusuna, pisliğine dayanamaz. Satışlarımız çok durgun on yedi yıldır bu işin içindeyim hiçbir dönem böyle olmamıştı. Ekonomiden dolayımı savaştan dolayı mı bilmiyorum ama hiçbir dönem böyle olmamıştı. İş yok. Bakın kalabalık var ama kuru kalabalık diye tabir ettiğimiz bir kalabalık. Satışlar çok düşük. Şöyle bir bak tezgahların başında müşteri var mı? Bir kilo yaprak alıyorlar gidiyorlar. Geçen sene 15-16 koli alabalık satıyorduk. Şu anda bir tane iki tane ya satıyoruz ya satamıyoruz. Kimse eskisi gibi alışveriş yapmıyor.” ifadesini kullandı. Halin genel bir onarıma gireceği iddialarının olduğuna da değinen Yıldırım, “Ulus hali tarihi bir yer bir onarım tadilat olabilir diyorlar ama net bir bilgimiz yok” şeklinde konuştu. “HAL’İ KENDİ KADERİNE BIRAKTILAR” Ulus halinde 1969’dan beri balıkçılık yapan Sefer Yurttaş ise bakımsızlıktan ve denetimsizlikten bahsetti. Ankara Büyükşehir Belediyesinin Tarihi Ulus Hali’ne gerekli önemi göstermediğine dikkat çeken Yurttaş, “Zabıta buraya erkenden gelip bir anons yapıyor sonrasında ne bir denetleme ne bir kontrol yapıyor. Eskiden zabıta sabahtan gelir denetimlerini kontrollerini yaparlardı. 2009’a kadar Ulus Hali Aldındağ Belediyesi Zabıta Başkanlığına bağlıydı. 2009da Ankara Büyükşehir Belediyesine geçti. Geçtikten sonra burada disiplinsizlik arttı. Kontroller ve denetimler azaldı. Ulus Halini kendi kaderine bıraktılar. Bunun çilesini hem esnaf hem de vatandaş çekiyor ne yazık ki” ifadelerini kullandı. “KOKUDAN ÇAMURDAN GEÇİLMİYOR” Denetimsizlik ve kontrolsüzlükten dolayı halin çamurdan ve kokudan durulmadığını belirten Yurttaş, “Eskiden akşama kadar zabıta gezer denetleme yapardı şimdi maalesef bunlar yapılmıyor. Burada gördüğünüz gibi sergiler yolun ortasına çıktı, yeşilliği halin içinde yıkıyorlar. Halin içi çamur oluyor. Balıkçıların tezgahları da bir buçuk metreyi geçtiği için su kanala değil halin içine akıyor. Hal kokudan ve çamurdan geçilmiyor. Birçok yaşlı teyzemiz düşüp kolunu bacağını sakatlıyor. Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesinden bir çözüm istiyoruz. Esnafımızı denetlesin, kontrol etsin ki hal eski görünümüne kavuşsun. Burası Ankara’nın tarihi bir alışveriş merkezi ve Belediyemiz burayla ilgilenmeli diye düşünüyorum” diye konuştu. “YAPRAK KIPIRDAMIYOR” Ramazan’a on gün kala biraz hareket oldu işlerde fakat sonra tekrar durdu diyen Çarşı Esnafı, “İnsanların alım gücü çabuk bitiyor. İşlerimiz şu an çok bozuk. Deyim yerindeyse yaprak kıpırdamıyor. İnsanların alım gücü düştü. Artık kimse yarınını düşünemiyor. Bu akşam karnını doyurursa ‘Allah büyük’ diyor. Ben de üreticiyim. Kendim gibi üretici arkadaşlarım ile de görüşüyorum. Teneke başı maliyetler ve fiyatlar arttı. Fakat biz bunu müşteriye yansıtamıyoruz. Kırk senedir buradayım bu sene gibi az iş olan bir sene yok. Kimse alışveriş yapmıyor. Para harcamaktan korkuyorlar. Bize mal pahalı geliyor. Akaryakıta gelen zam meyve sebzeyi de etkiliyor.” diyerek dert yandı. “PAZAR KÜLTÜRÜ DİYE BİR ŞEY BIRAKMADILAR” İşlerimiz bozuk olduğunu kaydeden Esnaf,  “İnsanların alım gücü kalmadı. İnsanlar gelip diyor 1 liralık olsun, 50 kuruş olsun. Eski pazarlardan eser yok. Büyük marketler açtılar. Market marketçiliğini bilsin, sebzeci sebzeciliğini bilsin kardeşim. Küçücük market domatesi de var, biberi de var, patlıcanı da var. Eski pazarlar bitti. Pazar kültürü diye bir şey bırakmadılar. Çekiyorlar kredi kartını, çürük de olsa marketlerden alıyorlar” dedi. “DAR GELİRLİ AİLELERE YARDIM EDİLMELİ” Alışveriş için Ankara Hal’ini tercih eden Fadime Vakıflı, “Ramazan için hazırlıklar yaptık. Kıyma, ciğer evin ihtiyaçları neler varsa aldık. İftar ve sahur için ayrı alışverişler yaptık. Sahurda sabah kahvaltısı ertelendiği için kahvaltıyı sahurda yapıyoruz. Kahvaltılık olarak yumurta, zeytin peynir, kuru yemiş gibi tok tutacak gıdalar aldık. İftar için ise kıyma ile ciğer var. Daha sebze almadım. Fiyatlar bize normal geldi. Fakat dar gelirli aileler için fiyatların yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü birçok aile askeri ücret ile evini geçindiriyor. Öğrenci okutuyor. Allah herkese yardımcı olsun. Bu bereketli Ramazan ayında dar gelirli ailelere destek verilebilir. Hayır kurumları, dernekler ve belediyeler bu görevi üstelenmelidir” şeklinde konuştu. “EN ÇOK SATTIĞIMIZ ŞEY HURMA OLDU” Ramazanda en çok sattığımız şeyin hurma olduğunu kaydeden Hamza Özgür ise şunları söyledi: “Hurma satışlarımız hala devam ediyor. Komposto çeşitlerini az da olsa sattık. Kuruyemişlerin en faydalıları ceviz ve fındıktır. Bunlar sağlığa da çok faydalıdır. Bu iki kuruyemişi başkentlilere önerebilirim. Doktorlar da aynı şeyleri öneriyor. Halkımız da bu konuda çok bilgili. Hangi kuruyemişin daha faydalı olduğunu çok iyi biliyor. Kayısı ve incirin de faydası oldukça yüksektir. Çiğ kuruyemişler daha faydalıdır. Bunların kavrulmuşlardan farkı daha çoktur. Ateşle temas eden ile etmeyen arasında protein farkı vardır. Ateşle temas etmeyenin vücuda katkısı daha çoktur. Doktorlar da çiğ olanı daha çok öneriyor. Vücuda etkisi de daha çoktur. Başkentliler ramazan da kuruyemiş tüketmeyi unutmasınlar. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim