Temmuz sıcaklarını iyice hissediyoruz. Mersin dönüşü bu yazıyı yazıyorum. Ankara iklim olarak bulunmaz şehir. Çukurova termal havuz misali. Sıcak bunaltı ötesi ve ter vücuttan boşalıyor. Klima aslında zararlı. İklimlendirme yapmak da belirli bir maliyet gerektiriyor. Aslında bireysel çözüm klima yerine sıcak iklimlerde merkezi bir ısıtma sistemi kurulmalı. Böylece toplu yaşamanın bir önemi ortaya çıkacak. Çanak anten kirliliği misali bina duvarlarında klimalar. Ortak çözüm şahsi problem çözmeden daha iyidir. Süleyman Demirel 12 Eylül öncesi başbakan. TBMM yoğun bir ziyaretçi aķını yaşadığı birgün. Kalabalık girişleri zorlaştırmış. Demirel diyor ki;önce iş, tayin, kadro, hastane işi olanlar gelsin. Kendi menfaati için gelenleri görmek istiyor. Gelen herkes şahsi çıkarı için orda. Bir tane bile yatırım, hastane, okul vb. İsteyen yok. Toplum ve millet yararına bir şey istemek için gelen yok.  Hayretler içinde kalır. Bugün bile en önemli mesele öğretmen tayini. Aslında yıllar önce bir milli eğitim bakanı söylemiş. Her öğretmenin evinin altına bir okul açarsak tayin işini çözeriz. Durum bu kadar traji komik  aslında. Öğretmenin derdi eğitim değil, evinin burnunun dibine yerleşmek. Eğitim yöneticisi ise öğretim dışı her konuyla meşgul. Veliler de film peşinde. Adrese dayalı okul yerleştirme yerine; sistemi nasıl devlerimin peşinde. Farlı adres gösterme başta numara çevriliyor. Polis gidip adres bakıyor. Gerçekten şahıs orda oturuyor diye. Sonra da diyoruz ki seçimde yalan ikametgah var diye. İkametgâhınız yalan olmuş. Komşuluk yerine sosyal medya arkadaşlığı öne geçmiş. O da beğeni ve takipçi sayısı için önemli. Şanal dünya tabi olur. Daha ikametgâhınız gerçek değil. Trafik bizim en büyük kanayan yaramız. Herkes için ulaşım şart. Toplu ulaşım zaman ve tasarruf açısından önemli. Bir araba bir şoför hiçbir yol yetmez. Ne yazık ki Ankara toplu taşım konusunda çok kötü. Örneğin metro çalışmaları ilk başladığında Kızılay Dikmen projesi de vardı. Sonra adı bile anılmadı. Şu an Kızılay merkez dolmuş ve taksi dolu. Kirlilik ve rezalet ötesi. Bir çiçek Abbas eksik. Kent içi trafik toplu taşım,yaya, bisiklet, mobilet, akülü araba öncelikli olmalı. Kent meydanları ve insanı önemseyen çözümler üretilmeli. İzmir şehir merkezinde 1989 Yüksel Çakmur döneminden beri dolmuş yok. Ankara Kızılay artık sizlere ömür. Sayın Mansur Yavaş, sayın Yüksel Çakmur ile bir görüşün lütfen. Bitsin bu istila. İnsan güzel bir tesis görünce seviniyor, hayırlı bir iş yapılınca mutlu oluyor. Ülke ve toplum yararına çalışmalar yapan nice insanlarımız var. Devlet için canını seve seve veren ve de verecek vatandaşlarımız var. Zor durumda olan ve amansız hastalıkları olanlara yardım eden izzetli ve şerefli halkımız var. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL anayasa mahkemesi için atama yapacak. Düşündüğü adaylar arasında Haşim KILİÇ ve Sacit ADALI’ 'da var.  Her ikisinide  ayrı ayrı çağırıyor. Seni atayacağım diyor. İkiside birbirlerinin ismini veriyor. Daha uygun olacağını söylüyor. Şimdi iki yakın arkadaş birbirinin gözünü oyuyor. Fetöcü diye suçlama yapıyor. Ayağını kaydırmaya çalışıyor. Amaç dünyalık için her yolu mubah görmek. Ergin olmayan bir bakan eşi kendine taziyeye gelen vekil eşini kapıdan içeri almıyor. Sebep o hanımın çiftlik evinde tezek kokusundan rahatsız olmuş. Açıyorsunuz vekil eşine hem de hafize. Onunda eşi Cumhurbaşkanı baş danışmanı olunca; temizliğe gelen kadına eziyet etmeye başlıyor. Oysa biri bakan olunca önce kendi ilinde farzı mahal Hatay ilinde bütün adliyeleri elden geçirmeliydi. Baş danışman olan da farzı mahal Ordu ilinde sahillerin daha turistik olmasını sağlamalıydı. Lüks sitelerde çocuk kavgaları için polise giden aileler var. Aç komşuları da yok. Tok değil obezite olarak yatıyorlar. Diğerkâm olmak için sebep de yok. Kendilerini toplumdan izole etmişler. Önemli olan bencil, hırs, mal, para ve rütbe peşinde olanlara toplumda yer vermemek. Fırsatı kollektif akıl ve yarar için çalışanların önünü açmak. Cüzdanı olan değil kalbi olanları dinlemek. NOT KALBİN SESİ. Mustafa KUTLU. Bir Hicret Risalesi. DERGAH yayınları. Toprak,şu,hava mülkiyet değil Hak meselesidir.    

Editör: TE Bilisim