Abdi İpekçi Parkı’nda geçen hafta açılan yöresel ürünler fuarına Ankaralılar büyük ilgi gösteriyor. Konum olarak da merkezi yerde bulunan fuarın günlük ziyaretçi sayısından ise esnaf memnun. Fuarda yöresel süt ürünleri standı açan Cüneyt Yalçın ise gazetemize yaptığı açıklamalarda, ziyaretçi sayısının fazla olduğunu ama gelen kişinin ürünün tadına bakıp almadığını ifade etti. Yalçın ayrıca gazetemize iyi peynirin nasıl anlaşılması gerektiği hakkında da bilgiler vererek tüketicilere çeşitli önerilerde bulundu. Hava sıcaklıklarının artması ile Ankaralıların fuarlara olan ilgisi de artmaya başladı. Abdi İpekçi Parkında açılan yöresel ürünler fuarının hayli kalabalık olduğu gözlemlenirken esnaf kalabalığın daha çok ürünlerin tadına baktığını fakat ürünleri almadıklarını ifade etti. Fuar ve ürünleri hakkında gazetemize konuşan Cüneyt Yalçın, insanların ekonomik sorunlar yaşadıklarını, bundan dolayı da satışların umdukları gibi gitmediğini belirtti. Yalçın, günde 3 kilo peynir satıyorlarsa 3 kilonun da tattırmak için gittiğini söyleyerek, “Buradaki satışlardan da anlıyoruz ki insanlar büyük ekonomik sorunlar yaşıyorlar. Satışlarımız gün geçtikçe düşüyor. Satışlar iyi olmasa da tüketicilere iyi peynirin nasıl anlaşılması gerektiği hakkında bilgiler vermek istiyorum” ifadelerini kullandı. “ALIŞVERİŞİNİZİ AYNI KİŞİDEN YAPIN” Abdi İpekçi Parkında açılan yöresel ürünler fuarında süt ürünleri standı açan Cüneyt Yalçın gazetemize iyi peynirin nasıl anlaşılması hakkında bilgiler verdi. Yalçın, süt ürünleri alırken muhakkak tanıdıkları yerden almaları uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Tüketiciler ürün alırken nereden, kimden aldıklarına dikkat esinler ve aldıkları kişileri tanımaya çalışsınlar. Bu işi bildiği için mi yapıyor yoksa tek amacı para kazanmak mı onu anlamaya çalışsınlar. Çünkü artık neredeyse herkes bu işleri yapmaya başladı. Nasıl ki kişi hep aynı berbere gidiyorsa aynı şeyi peynir için de yapmalıdır. Peynir aldığı kişi aynı kişi olmalı ve satan tüketiciyi gördüğü an onun hangi peyniri istediğini bilip onu vermelidir.” “HER PEYNİR KÜFLÜ YENMEZ” Yalçın, her besinde olduğu gibi peynir seçerken de dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunun altını çizerek peynir seçerken dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili şunlardan bahsetti: “Peynir deyip geçmemek lazım. Aldığımız peynirin rengi bile oldukça önemli bir konudur. Tabi insanların damak zevklerine göre değişse de örneğin bazı insanlar bazı peynirlerin özellikle küflü olanlarını tercih ederler. Fakat her peynir küflü yenmez. Örneğin beyaz peynir için küflü olması gibi bir seçenek kesinlikle aranmamalıdır. Zaten peynir kültürümüze de bakacak olursak kültürümüzde yer alan çoğu peynirin küflü olmaması gerekir. Şunu da eklemek gerekir ki peyniri kokladığımızda peynirden başka yabancı koku içermemesi de önemli bir noktadır.” PEYNİR SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? Uzun süredir süt ürünlerinin satışını yapan Yalçın, bir peyniri satın alırken mutlaka tadına bakılıp alınması gerektiğini ifade etti.Yalçın tadına bakılan peynirin tadının ise ekşi veya keskin olmaması gerektiğini belirterek dikkat edilecek diğer hususlar hakkında şu ifadeleri kullandı:“Tadına bakılan peynirin tadında bir keskinlik sezilirse o peynir kesinlikle alınmamalıdır. Çünkü hayvansal ürünler çok çabuk bozulabilmektedir. Şunun da altını çizmek gerekir ki hayvansal ürünler bitkisel gıdalara göre üzerlerinde daha fazla hastalık taşımaya müsait bir yapıya sahiplerdir. Eğer ki tadına bakılan ürünün tadı ile alakalı bir tereddüt yaşanıyorsa o ürün kesinlikle satın alınmamalıdır.” MARKETLERDE SATILAN ÜRÜNLER… Yalçın peynirin nasıl yapıldığı ile ilgili bilgiler vermeye devam ederken, marketlerde kapalı kutularda satılan peynirler hakkında da uyarıda bulundu. Yalçın konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Öncelikle peynirin hangi malzemelerden yapıldığına bakmak gerekir ki bu da esasında herkesin tahmin edebileceği şeylerdir. Yine de söylemek gerekirse peynirlerin en doğalı sadece süt, doğal peynir mayası ve tuzdan oluşmaktadır. Peynirin yapımında eğer saydığım şeylerden başka bir ürün var ise onun alınmamasını tavsiye ediyorum.Çünkü peynire katılan başka her şey peynirlerin doğallığını ve haliyle tadını bozmaktadır.” Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada özellikle değinmek istediğim bir konu var ki o da şu; özellikle marketlerde kapalı kutularda satılan ve içerisinde ne olduğu çok da fazla bilinmeyen peynirlerden uzak durulması. Çünkü marketlerde kapalı kutularda satılan peynirler raf ömürlerinin uzamasını sağlamak amacıyla kimyasal ürünler de katılarak hazırlanmaktadır. Bir de şu var ki peynirlerin bir mayalanma ve olgunlaşma süreci vardır. Üreticiler en kısa sürede peynirini yapıp satmak için kimyasal ürünler ile bu süreci daha da hızlandırmaktadır. Burada önerim kapalı kutularda peynirlerin tüketilmemesi ile alakalı olacaktır.” BEYAZ PEYNİR ALIRKEN DİKKAT EDİLECEKLER Beyaz peynir alıyorken renginin tamamen beyaz olması gerektiğine dikkat çeken Yalçın, “Rengi beyaz olan peynir, ayrıca canlı ve parlak bir beyaz olmalıdır. Satın alınmak istenilen beyaz peynirde eğer ki herhangi bir yerinde yeşerme, sararma, pas gibi bir iz var ise o peynirin satın alınmamasını öneriyorum. Çünkü beyaz peynirler tek renktir, zaten adı üzerinde beyaz peynir. Bundan dolayı üzerinde herhangi bir pürüz ve leke olmamasına özen gösterilmelidir. Beyaz peynirlerin fazla sert olmaması gerekmektedir. Çok yumuşak da olmamalıdır. Ayrıca kolay ufalanabilir veya kırılgan özelliklerinden yoksun olması gerekir.Ayrıca beyaz peynirin yüzeyinde veya içerisinde deliklerin de olmaması gerekir. Peynirin üzerinde çatlaklar, gözenekler olmuşsa kişinin peynircisini değiştirmesini önerebiliriz” diye konuştu. KAŞAR PEYNİR DE DİKKAT EDİLECEKLER Yalçın kaşar peynir alırken dikkat edilecekler hususunda da bilgiler verdi. Kaşar peynirin renginin sarıya doğru olduğunu ifade eden Yalçın, “Tabi kaşar peynir beyaz peynire göre daha sarıya doğru rengi olan bir peynir türü. Kaşarın türüne göre de renkler ve gözenek çeşitliliği de artabiliyor. Ama benim burada bahsettiğim klasik her sofrada rastlanacak olan kaşar peyniri. Tabi kaşar peyniri de türüne göre değişmekle birlikte küflenebilme özelliğine de sahip. Kaşar peynirini alırken dikkat edilecek husus tabi ki gene her zaman alışveriş yaptığınız yeri tercih etmeniz olacaktır” ifadelerini kullandı. PEYNİRİ ALIRKEN FİYATINA DİKKAT EDİN! Ucuz peynirlerin çok da sağlıklı olmayacağını söyleyen Yalçın, sütün kilosunun 1 lira 70 kuruş olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “1 kilo peynirin 10 kilo sütten çıktığını düşünürsek bunun da maliyeti 17 lira oluyor. Üstüne işçilik vs. girdiğinde ise sıradan bir beyaz peynirinin kilosu 25 lirayı bulabiliyor. Bundan dolayı örneğin kilosu 10 lira olan peynirlere güvenilmemelidir. İçinde ne gibi ürünlerin olduğu bile belli değildir.” Yalçın son olarak şunları söyledi: “Yukarıda saydığım özelliklere uyan peynir olduğu zaman tüketici gönül rahatlığı ile peynirini alıp yiyebilir. Eğer ki tadına bakılan peynir damak zevkinize uyuyorsa ve bahsettiklerimi de kapsıyorsa kaçırmadan alın derim.  Şunu da hatırlatmak gerekir kipeynir yörelere göre üretilişinde içinde farklılıklar barındırabiliyor. Bundan dolayı peynirler arasında da çeşitli farklar görülebilmektedir. Keçi peyniri ile hellim peynirinin aynı özelliklere sahip olduğunu söylemek mümkün değildir, konu bu şekilde de düşünülebilir. Burada tüketicinin peynir alırken dikkat edeceği en önemli şey almadan önce tadına bakmak ve peynirin etrafa kötü koku yaymadığına emin olmaktır. Çünkü kokusu hoşa gitmeyen peynirin tadı da kişinin hoşuna gitmeyecektir.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)  

Editör: TE Bilisim