Türkiye demokrasi mücadelesi ilk 1856 Islahat fermanı ile başlar. Sultan Abdülmecid dönemi bu açıdan çok iyi incelenmelidir. Aslında bir nevi tanrı kul ilişkisi içinde devam eden idarenin değişmeye başlamasıdır. Sarayın yaptığı harcamalar arşa ulaşmış, borçlanmanın durdurulması mümkün görülmemektedir. Bu arada Abdülmecid 25 karısı ve 43 çocuğu ile müsrifliğin son haddini getirmiştir. Sultan Abdülaziz 1855 yılında hazinenin bittiğini resmen duyurmuştur. 1999 depremi gibi 1855 Bursa depremi ülkenin yoksulluğunu gözler önüne sermiştir. Bu arada Abdülaziz demiryolu için Topkapı sarayından yol geçmesine izin vermiştir. Meşhur demiryolu sırtımdan geçsin hadisesi. Demirel yıllar sonra Ford fabrikası için; gerekirse Çankaya köşkünden yer veririm diyecekti. Yılmaz ÖZTUNA hocanın dediği gibi dirayetli ve yetkin Tanzimat dönemi devlet adamları ile modernleşme ve sanayileşme hareketleri başlıyordu. Amaç değişen dünya ekonomik koşullarında ayakta kalabilmekti. Artık dünyanın gözünde hasta adamdık. Son padişah sultan LI. Abdülhamid ve özellikle Küçük Said paşa vb. devlet adamları 33 yıl ülkeyi ayakta tutabilmek için yoğun çaba sarf ettiler. Amma lakin saltanata karşı başlayan muhalefet yükselmişti. İttihat ve Terakki komite şeklinde organize oluyordu. Padişaha karşı silahlı bir direniş hareketi oluşturuldu. Malum 31 Mart hadisesi ile padişah indirilince aslında 2. Fetret dönemi başladı. Bir taraftan Balkan, Trablusgarp, 1.Dünya Savaşı ve nihayetinde Kurtuluş savaşı vererek ülkeyi uçurumdan kurtardık. İttihat Terakki eleştirdiği istibdat yönetiminden daha acımasız işler yaptı. Mahmud Şevket Paşa ve gazeteci Hasan Fehmi suikastları en acımasız örnekler. Muhalefet olarak Ahrar partisi vb. partiler kurulduysa da en etkin fırka dolayısıyla düşünce oluşumu Hürriyet ve İtilaf partisi oldu. Ali BİRİNCİ hoca bu konuda en bilgili akademisyendir. 1923 Cumhuriyet modeli CHP tek parti ile başladı. Terakkiperver, Serbest ve nihayetinde Demokrat parti ile muhalefet başarı elde etti. 1960 askeri darbesi ile bu ülkenin bütün siyasi birikimi sonlandırıldı. Fulbright burslu Ecevit ile ABD ye giden ilk mühendis olan 32 yaşında DSİ müdürü Demirel arasında ki mücadeleyi izledik. ABD sistemi cumhuriyetçiler ile demokratlar, eşek ile fil mücadelesi. Lakin önce Marksist Leninist gruplar sonra onlara karşı; ülkücüler, milli görüşçüler, milli mücadeleciler çıktı. ABD 6.filoyu protesto eden gençlere karşı Müslüman gençlik biraz oyuna getirildi. Oysa Yusuf Aslan Ankara Hacı Hasan köyünde yetişmişti. Soğuk savaş dönemi ABD ve SSCB taraftarı ağırlıklı bir mücadele hakim oldu. 12 Eylül MSP modeli getirmeye çalıştı. Ancak irfan sahibi halkımız ANAP daha doğrusu Turgut ÖZAL ile yola devam etti. Bizde lider ağırlıklı hareket olduğu için Özal ölünce açılım ve dönüşümde bitti. 1991 – 2001 koalisyon dönemi, 37 ye kadar çıkan bakanlık sayısı, 28 Şubat, 1999 Gölcük depremi, 2001 ekonomik krizi ile ülke dibe vurdu. 2001 Erdenmişler hareketi ile Adalet ve Kalkınma partisi oluşturuldu. 17 yıldır iktidarı elde tutuyor. Güce kavuşmanın ve pasta paylaşma sıkıntılarını yaşıyor. Bir de insan hergün baklava börek yese bıkar. Muhalefet birleşmeye çalışsa da oy oranı iktidarı aşamıyor. Belediyeleri alabildiler amma velakin iktidar seçmeni sandığa gitmedi veya geçersiz oy kullandı. Bizim için önce kendi siyasi literatürümüzü toplamak önemli. Yok efendim kökeni bozuk ya da satılmış ve vatan haini demek yerine birleştirici bir hareket başlamalı. Anglosakson iki partili dönem ya da önüne gelen tarafından siyasi oluşumdan vazgeçmek gerekiyor. Şahsıma sorarsanız mutlakiyet en iyi yönetim modeli. Devlet memuru kavramı elden geçirilmeli. Doktor ve öğretmen devlet adına çalışkandır. Kalem insanları yeniden hayata geçirilmeli. Enderun yeniden hayata geçirilmeli. Örneğin I.I.B.F vb. Okul mezunları arasından seçilenler Mülkiyece devlet için yetiştirilmeli. Türk tipi başkanlık sistemini geliştirmek ve kuvvetler ayrılığını güçlendirmeliyiz. Yerel yönetimler daha aktif hale getirilmeli. İl sayısı azaltılmalı ve kırsal kalkınma itibarını kazanmalıdır. NOT Kendi siyasi tarihimiz ve umran bilimimizi oluşturmalıyız. Milli ve yerli düşünce ve kadro hareketini oluşturmak zorundayız. Araştırma, kitap, sanat ve bilim faaliyetleri artırılmalı. Kitap okumayanlar ve toplumla irtibat kurmayanlar açıklanmalı