Kale Kahvecisi Kadriye Özyurt, Ayşegül Şerbeti’nin nasıl ortaya çıktığını anlattı. Yaklaşık 6 ay boyunca deneme yanılma yoluyla 35 çeşit şerbeti karıştırarak farklı tatlar elde etmeye çalıştığını belirten Özyurt, “Tadı tutturmak için yıllarca deneme yanılma yöntemiyle aralıksız uğraştım. Her gün şerbeti yapıp döküyordum, eşimle malzemeyi ziyan ediyorum diye çok tartıştık. Damak tadıma uyana kadar bu şekilde deneyerek yaptım. Ve ortaya güzel bir tat çıkardım. Bu tat, tamamen bana özgüdür” şeklinde konuştu. Ankara’da doğup büyüdüğüne değinen Özyurt, kendisine has müşterileri olduğunun da altını çiziyor. Özyurt,  “Burası 80 senedir eşimin ailesine ait. Ben 12 yıldır işletiyorum. Burada dibek kahvesi yapıyoruz, taş değirmenden çekilen dibek kahvesi. Şerbeti kendim yapıyorum özel bir karışım ve şerbete kızımın adını verdim Ayşegül şerbeti. 35 çeşit malzemeden yapıyorum. Patentini aldım” diye konuştu. “KAHVEMİZ TAŞ DEĞİRMENDE ÇEKİLİYOR” İzmir’den aldığı kahveyi kendisi kavurduktan sonra çektirdiğini söyleyen Özyurt, “Şerbet kadar kahveyi de özenle yapıyorum. Taş değirmenden çektirdiğimiz için diğer kahveler gibi olmuyor daha güzel oluyor. İzmir’den getirttiriyorum, kendimiz kavurup çektiriyoruz. Taş değirmenden çektiriyorum. Onun için kahvemiz özeldir. Bizler üçüncü Kuşağız 80 senedir eşimin ailesi son 10 yıldır da ben işletiyorum. Kahvemiz taş değirmende çekiliyor. Asla makineye girmiyor ya da katkı maddesi bulunmuyor. Eski Türklerin kahve yaptığı gibi meşe kömüründe kavrulur. Hazırlanırken toprak, sac ve tahta kaşık kullanırız. Kahvemizi etraftan isteyenler oldu fakat makineyle yaptıkları için aynı lezzeti tutturamadılar. Kahvemi hazırlarken kendime ne kadar malzeme katıyorsam müşteriye de o şekildedir. Bu aylarda tenhayız fakat yazları burada oturacak yer bulamazsınız” ifadelerini kullandı. “BİRÇOK FARKLI ETKİNLİĞE DAVET EDİYORUM” Sadece kaledeki dükkânında değil kıramadığı dostlarının isteği üzerine başta Koç aile olmak üzere davet edilen yerlerde de meşhur kahvesini ve şerbetini tattıran Özyurt, “Düğün nişanlara gidiyorum. Otellerden davet geliyor gidiyorum. Koç ailesi burada hem komşumuz hem de yıllardır müşterim. Her geldiklerinde uğrarlar veya davet ederler. Benim müşterilerim çoğu zaman seçkin insanlardır. Milletvekilleri, iş adamları gelir. Koç Ailesi buraya geldiğinde uğramadan gitmez. Ayrıca ben öyle her müşteriye almam içeri. Doğduğumdan beri burada yaşıyorum artık insanları tanıdım kötü niyetli birisi olursa kusura bakmasın ona burada yer yok” dedi. “UZUN ZAMAN ARALIKSIZ UĞRAŞTIM VE BAŞARDIM” “Aynı cezvede sade, orta ve şekerli kahve yapabiliyoruz” diyen Özyurt, “Ayşegül Şerbeti’nin nasıl ortaya çıktığını şu şekilde açıkladı: “Burayı açtıktan sonra kahvenin yanına lokum su yerine farklı bir şey vermek istedim. 35 çeşit malzemeyi karıştırarak yaptığım şerbetten bahsedecek olursak patenti bana ait. Tabi hangi malzemelerden yaptığımı söyleyemem o bana kalsın ama bu tadı tutturmak için yıllarca deneme yanılma yöntemiyle altı ay aralıksız uğraştım. Her gün yapıp döküyordum, eşimle malzemeyi ziyan ediyorum diye çok tartıştık. Damak tadıma uyana kadar bu şekilde deneyerek yaptım. Kendime güvenim sonsuz.” “BENİM ÖYLE FAZLA PARADA GÖZÜM YOK” Son zamanlarda ‘Ayşegül Şerbeti’nin Kalenin surlarını aşıp tüm Türkiye’ye hatta yurtdışı ulaşan namını bazı mekanlar ve kişiler izinsiz olarak kullanmaya çalışmasından rahatsız olduğuna da dikkat çeken Özyurt, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu işi sadece para için yapmıyorum. Hamamönün’de benim adımı vererek bir ara ramazanda şerbetimi vermişlerdi. Kaldırın yoksa dava açarım dedim. Kaldırdılar. Kızımın ismini bilmiyorlar onun için ‘Ayşegül Şerbeti’ demiyorlar da ‘Kadriye abla şerbeti’ olarak satıyorlardı. Bu gibi şeylere tahammülüm yok. Benden sonra taklit yapan çok oldu ve herkes bir şeyler uydurup çikolata yerine veriyor. Allah bereket versin benim öyle fazla parada gözüm yok. Birçok büyük firma istedi vermedim. Para için yapsam verirdim. Dolarla veya diğer dövizlerle isteyen insanlara bile vermedim. Eşimle birlikte burada çalışıyoruz. Ben yokken de eşim burada oluyor gözüm arkada kalmıyor.” “EVDE OTURUP KOCA ELİNE BAKMAYIN” Özyurt,“Hangi partili olursa olsun umurumda değil önce Atatürk’e saygılı olmalı. Bana bu imkânı sağlamasaydı çalışamazdım. Evde oturup koca eline bakar verirse yer vermezse açlıktan ölürdüm.” diyen Özyurt son olarak gençler okumaları yönünde tavsiyeler verdi Özyurt, “Kızlarımız okumalı ve çalışmaları. Kendilerini geliştirmeliler. Erkekler en kötü hamallık yaparlar bir iş bulurlar fakat kızlarımızın böyle bir şansı yok.” (Kadir GÜRHAN)  

Editör: TE Bilisim