Sonsuz sabrın ve el emeğinin eseri olan kat’ı  (Kağıt oyma) sanatı hakkında bilinmeyenleri  ve merak edilenleri Nilsen Çevik ve  Nilay Çelik’le  konuştuk. Kat’ı sanatının kendilerinde bir tutkuya dönüştüğünü ve bu sanatın çok az kişinin bilmesi sebebiyle öneminin tam anlamıyla kavranamadığını belirten Nilsen Çevik ve Nilay Çevik, bu sanatın değerini  hakkıyla yaşatanlardan… En önemli malzemesinin sabır olduğu kat’ı sanatı son zamanlarda unutulmaya yüz tutmuş sanatlarımız arasında git gide yerini alırken, Osmanlı’dan günümüze kadar süre gelen kağıt oyma (kat’ı sanatında) en önemli püf noktalarından birini sabır ve özveri oluşturmaktadır. Kat’ı sanatı ‘’bir desenin veya yazı istifinin kâğıt veya deri gibi tabakalardan oyulmasıyla icra edilen bir süsleme sanatıdır. Bir kâğıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi, bir kalemtıraşla kesip çıkartarak içi oyulmuş olan parçayı veya çıkan parçayı diğer bir kağıt, bir deri veya bir cam üzerine yapıştırmak suretiyle vücuda getirilen işlerdir’’ şeklinde tanımlayan sanatçılardan Nilsen Çevik ve Nilay Çelik gazetemize kat’ı sanatının incelikleri hakkında açıklamalarda bulundu. Sözü alan Nilsen Çevik, kat’ı sanatını ve eserlerini şu şekilde anlattı: ‘’İsmim Nilsen Çevik,  uzun yıllar bankada çalıştıktan sonra emekli oldum. Sanata olan sevdam lise yıllarında başlamıştı. Rahmetli hocam Muzaffer hanım sayesinde tablolar yapar satar, harçlığımı çıkartırdım. Emekliliğim ve çocuklarımın büyümesini takiben yüreğimdeki sanat ateşi tekrar depreşti ve bir müddet sonra  kendimi  zerefşan nakışhanesinde  buldum. Üstad hocamız Şahin İnalöz'ün kurmuş olduğu ve içinde ebru ,tezhip, kat'ı gibi  geleneksel Türk el sanatlarının  öğretildiği  bir sanat  öğrenim yeri  olan bu yerde ebru derslerine de katıldım ancak   kaat'ı  sanatı bana farklı geldi. Bambaşka bir sanat dalını oluşturuyordu.  ÇEVİK: ‘’ KAT’I SANATI GÖZ NURU GEREKTİREN BİR SANATTIR’’ Kat’ı sanatının inceliklerini tek tek gazetemize anlatan Çevik, ‘’ Kat'ı’nın  kelime anlamı kağıt kesme sanatıdır. Tarihçesi Göktürklere kadar uzanıyor. Osmanlı döneminde  duraklama ile birlikte eski şaşaalı günlerini kaybedip  neredeyse unutulmaya yüz tutmuş ancak Ord.Prof.Dr.Suheyl Ünver hoca ile tekrar hayat buluyor. Kat’ı , ‘ bir desenin veya yazı istifinin kâğıt veya deri gibi tabakalardan oyulmasıyla icra edilen bir süsleme sanatıdır. Bir kâğıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi, bir kalemtıraşla kesip çıkartarak içi oyulmuş olan parçayı veya çıkan parçayı diğer bir kağıt, bir deri veya bir cam üzerine yapıştırmak suretiyle vücuda getirilen işlerdir.  Bu şekil kesilip çıkartıldığı vakit içleri boş kalan kağıt kısmına dişi ve çıkan yazı ve şekle de erkek denir ki, bu erkek veya dişi şekiller ayrı ayrı bir satha yapıştırılarak muhtelif iki levha vücuda getirilebilir. Deriden yapılan katı’ işleri de vardır. Gerek deriden ve gerek kâğıttan yapılan işlere mukatta denildiği gibi, bunları yapanlara kattâ denir’’ Kat'ı sanatı öncelikle çok sabır ve göz nuru gerektiren bir sanat ama içine bir girdiğinizde kendinizi  kağıtların  desenlerin  arasında kaybediyor acaba bu kağıdı çayla/kahveyle/ çimle/akrilik boyalarla nasıl boyasam kurutsam diye sürekli düşünür bir halde  buluyorsunuz ‘’şeklinde konuştu. Uzun bir süre kat'ı dersi alıp  daha sonra arkadaşı Nilay Çelik'le birlikte Kültür  Bakanlığı bünyesinde  2 seneye yakın  4 donem  daha  ders alan Nilsen Çevik, ‘’ Kültür Bakanlığı’nın ilk  kat'ı sanatı sertifikalı mezunlarından olduk.  Daha sonra  arkadaşımla birlikte TCDD gar müzesi ile vakıf eserleri müzesinde sergiler açtık. Hatta yaşamımızda tatlı bir anı olması adına en son sergimizi bendeniz  torunum Anıl'a, arkadaşım Nilay ise, o dönemde karnında olan biricik yavrusu Zeynep'e İthaf etmişti’’ dedi. Sözü devr alan Nilay Çelik, kendisiyle ve sanatıyla ilgili olarak şunlara değindi: ‘’ İsmim Nilay Çelik, 1980 Ankara Doğumluyum. Halen bir bankada görev almaktayım. Kat’ı sanatına 2009 yılında başladım. Adı çok duyulmamış olan Osmanlı’dan gelen bu sanatla tanışmam nakışhanemizin pankartını görmemle başladı ve böylece kendimi atölyede  hocamızdan bu sanatın inceliklerini öğrenirken buldum. Ardından merakım daha da arttı ve kat’ı sanatı kursuna yazıldım. Kat’ı sanatının inceliklerine değinen Çelik,’’ Kat’ı sanatında bazen çayla, kahveye batırılmış bir beyaz kağıt ,eskitme kağıda dönüşürken, bazen akrilik boyayla boyanmış kağıtlar fonumuz oluyor. Sonra Osmanlı’dan günümüze gelen deseneler ince kesimlerle kağıtların üzerine yapıştırılıyor. Bazen de doğadan aldığımız figürler yine ince kesimle kağıdın üzerinde yerini alıyor. Bütün klasik Türk-İslam sanatlarında olduğu gibi, oldukça sabır ve dikkat isteyen bu sanatın temsilcileri az da olsa günümüzde çalışmalarına devam etmektedir. ‘’SONUNDA BİR SANAT ESERİ MEYDANA GETİRİYORSUNUZ VE BU MUTLULUK HİÇBİR ŞEYE DEĞİŞİLMİYOR’’ Kat’ı sanatının hayatının her noktasına dokunduğunu belirten  Nilay Çelik, ‘’Gerçekten sabır işi olan bu sanatın aslında beni manevi olarak nasıl rahatlattığını fark ettim. Akdo bıçağı veya neşter kullanarak kestiğimiz kağıtlar şekillerini bulurken başka hiçbir şey  düşünmeden geçen saatlerim oldu. Gözlerimin yorulmasına aldırmadan ince ince kesilen desenler sonunda bir sanat eseri meydana getiriyorsunuz. İşte o mutluluk hiçbir şeye değişilmiyor diyerek konuşmasını sonlandırdı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim