Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kapsamında Şeker-İş Sendikası’nı ziyaret eden Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) yönetim kurulu üyeleri ile Şeker-İş Sendikası yönetimi ortaklaşa basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasına Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Genel Başkan Yardımcısı Ferda Hekimci ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan TÜDEF Genel Başkan Yardımcısı Ferda Hekimci, sağlıklı ve güvenli gıda hakkından asla vazgeçmeyeceklerini belirterek, “102 şubemizde Şeker-İş’in başlattığı ‘Şeker fabrikaları satılmasın’ kampanyasına destek vereceğiz. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi söz konusu olursa, yurt çapında NBŞ’li yiyecek ve içeceklere tüketimden gelen gücümüzle, ‘almama hakkımızı kullanacağız. Çünkü kanser olmak istemiyoruz” şeklinde konuştu. Şeker İş Başkanı İsa Gök ise siyasilerin “Fabrikalar kapanmayacak” şeklindeki açıklamalarının ihale şartnamesiyle örtüşmediğini söyledi. Ferda Hakimci’nin konuşmasından satır başları; “ŞEKER FABRİKALARI YERLİ VE MİLLİDİR” Biz Türkiye'nin en büyük tüketici çatı örgütü Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) olarak öncelikle; "Şeker fabrikaları, Cumhuriyet'in ilk kalkınma hamlesi olarak kendi kendine yetecek sağlıklı bir ekonominin temelini oluşturan ve kısaca 'üç beyazlar' olarak açıklanan; un, şeker ve pamuklu bez fabrikalarının en önemli halkası olarak 1926'da kurularak üretime başladığı" hatırlatarak diyoruz ki; "Bu özelleştirme hamlesi ile gerçek değerini asla bulmayacak olan Cumhuriyetin simgesi şeker fabrikalarının satılması bu ülkenin can damarına vurulacak bir darbedir. Geçmişte et ve süt sektörlerinde yer alan kamu işletmelerinin özeleştirilmesi sonucu ortaya çıkan ve hala yaşadığımız sorunlar herkesçe bilinirken, yeniden aynı yöntemlerle halkın malı olan, öz be öz 'yerli ve mili olan' şeker fabrikalarımızın elden çıkarılması hiç bir haklı gerekçemle anlatılamaz." “10 MİLYON KİŞİNİN GEÇİM KAYNAĞI” Glukoz şurubu ve fruktoz şurubu olmak üzere iki ana gruptan oluşan Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ)'in büyük bir çoğunluğu GDO'lu mısırdan üretiliyor. Bunlar, maliyeti düşürmek amacıyla pancar şekerin yerine; şekerlemelerden, şekerli ve unlu ürünlere, bisküvi ve geleneksel tatlılardan (baklava vb.), dondurma, helva, reçel ve marmelat, aklollü ve alkolsüz içeceklerde, ketçapa kadar çok birçok yerde kullanılıyor. Biz 80 milyon tüketicinin; şeker fabrikalarının özeleştirilerek satılmasıyla NBŞ'ye mahkum edilmesini ve kolon kanseri, pankreas kanseri, meme kanseri olma riskiyle; obezite, diyabet, kalp-damar hastalıklarının yanı sıra; alerji ve kısırlık problemleri ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Ayrıca unutmamak gerekir ki; pancar tarımı, hayvancılık, ilaç, et, süt, nakliye, alkol, yem, maya ve kozmetik sektörleriyle iç içe geçmiş durumdadır. Doğrudan veya dolaylı olarak 10 milyon kişinin geçim kaynağıdır. Muş gibi, Yozgat gibi öyle iller vardır ki, bu fabrikaları çıkardığınızda oralarda ekonomi çarkı durur. Bir tarafta yüz binlerce küçük köylü tarımı yapan üretici, diğer tarafta ise beş altı glikoz şurubu üreten yatırımcı şirketler bulunmaktadır. İşte olayın ikinci boyutu da budur. “GELECEK PANCAR ŞEKERİNİN OLACAKTIR” Dünya doğala dönmektedir. Ülkemizdeki uygulamanın aksine, başta ABD olmak üzere batıda NBŞ kotalarının gün geçtikçe azaltılması sonucunda gelecek pancar şekerinin olacaktır. Dünya gıda örgütü verilerine göre Türkiye dünya şeker pancarı üretiminde yüzde 7'lik pay ile altıncı sırada yer alırken, şeker fabrikalarının özelleşme sürecinin NBŞ üreticisi Cargil'in son raporu doğrultusunda hızlandığı şüpheleri yoğundur. Türkiye'de NBŞ üretiminin yüzde 90'ının bu şirketin tekelinde olması olayın özetidir “ÖZELLEŞTİRMEYİ TÜKETİCİLER OLARAK KABUL ETMİYORUZ” Bu kapsamda TÜRKŞEKER'in, halkın malı, öz be öz 'yerli ve mili' olan 14 fabrikasının özelleştirilmesi sürecini biz tüketiciler olarak asla kabullenmeyeceğiz. Kamu yararına ve Sağlık ve Güvenlik Hakkımıza aykırı bu özelleştirme sürecine demokratik yolardan sonuna kadar karşı çıkacağız. bu amaçla biz TÜDEF'e bağlı Tüketici Hakları Derneği, Tüketiciyi Koruma Derneği, Eskişehir Tüketicileri Koruma ve Dayanışma Derneği, Adana Tüketiciler Derneği, Bursa Tüketiciler Derneği, Burdur Hasta ve Tüketicileri Koruma Derneği, Bursa Tüketiciyi Koruma Derneği olarak 102 şubemizde Şeker-İş'in başlattığı "Şeker Fabrikaları Satılmasın" kampanyasına destek vereceğiz. Eğer şeker fabrikalarının özelleştirilmesi söz konusu olursa, yurt çapında NBŞ'li yiyecek ve içeceklere karşı tüketimden gelen gücümüzle "almama hakkımızı" kullanacağız. Şimdi "Şeker Fabrikaları Satılmasın" kampanyasına destek vermek zamanıdır. Tüm tüketicileri bugünden itibaren yurt çapında bu imza kampanyasına destek vermeye çağırıyoruz. “TOHUMDA BAĞIMLILIĞIMIZ ARTARSA, YAKINDA ŞEKER KARTELİNİN PAZARI HALİNE GELİRİZ” Toplantı da konuşan Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök ise, “Plan ve Bütçe Komisyonu’nda verilen bir önerge ile NBŞ kotasının yüzde 5’e düşürülmesinin olumlu fakat geç kalmış bir karardır. Son iki yıldır Şeker Kurulu çalışmadığı için kota zaten bulunmuyor ve üretim bu yüzden denetlenmiyor. Kim ne kadar NBŞ üretti kimse bilmiyor. 2017 yılı son çeyreğinde pancar şekeri tüketimi 350-400 bin ton azaldı. Özellikle sosyal amaçlı fabrikaların özelleştirilmesi, birçok fabrikanın kapanması ve üretimin sadece 6-7 fabrikada devam etmesi anlamına gelir. Biz fabrikalarımızı geliştiremezsek, tohumda bağımlılığımız artarsa, yakında şeker kartelinin pazarı haline geliriz” diye konuştu. “ŞARTNAMELER İLE AÇIKLAMALAR UYUŞMUYOR” Özelleştirme sürecinde hükümet yetkilileriyle sürekli görüşme halinde olduklarını ve özelleştirmenin sakıncalarını altını Gök, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanının Başbakanlığı döneminde ihaleler kamu yararı gözetilerek iptal edilmişti. O gün ile bugün arasında şartlarda herhangi bir değişiklik olmadı. Siyasiler her ne kadar ‘fabrikalar kapanmayacak’ dese de şartnameler ile bu açıklamalar örtüşmüyor. Birçok fabrika üretim amaçlı alınmayacaktır.” (Kadir GÜRHAN)    

Editör: TE Bilisim