Kahramanmaraş Valiliği himayesinde, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kahramanmaraşlılar Derneği öncülüğünde 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında Kahramanmaraş Tanıtım Günleri'nin üçüncüsü gerçekleştirilen açılış töreniyle başladı. Kahramanmaraş kültürünün ve ürünlerinin sergilendiği stantlarda gazetemize konuşan Sim Sırma (Maraş İşi) ustası  Nuray İnce, '' Bu tarz tanıtım günlerinin olmasından dolayı son derece memnunuz'' ifadelerini kullandı. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) etkinlik alanında  bu yıl 3'ncüsü düzenlenen Kahramanmaraş Tanıtım günleri başladı. Kahramanmaraş kültürünün ve ürünlerinin sergilendiği stantlarda el işinden, yöresel lezzetlere kadar birçok  ürün ziyaretçilerine açıldı. Kahramanmaraş Tanıtım Günleri'nde stant kuran Sim Sırma (Maraş işi) ustası Nuray İnce'yle el sanatlarını ve fuarı konuştuk. Osmanlıdan günümüze kadar gelen  sim sırma sanatı unutulmaya yüz tutmuş sanatlar arasında yer alıyor. Selçuklular dönemine kadar uzanan, Kahramanmaraş’a özgü geleneksel el sanatı ‘sim sırma’, ustası Nuray İnce ile birlikte gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Sim sırma sanatının zorluklarına ve inceliklerine değinen İnce, gazetemize açıklamalarda bulunarak şunları aktardı: ''İsmim Nuray İnce, emekli öğretmenim. Kahramanmaraş'tan  İnce Çeyiz evinde çalışıyorum. 3 yıldan beri bu işi yapıyorum en çok da sim sırma üzerine yoğunlaştım. Maraş'ı temsil etmek için buraya geldik inşallah güzel bir sonuç alırız.'' ”SİM SIRMA SANATI KENDİNE ÖZGÜDÜR” Bu sanatta kullanılan her şeyin kendine özgü olduğunu belirten  Nuray İnce” Sim Sırma işi kumaşın ön yüzünden yürütülen, arka yüzünden görünmeyen ,tek yüzlü bir işlemedir. Desenin altı özel olarak hazırlanan karton ile kabartılıp dört beş altı kat sim ile üzerinden atlatılarak kenarlarında mumlanan koton ip ile karşılıklı tutturularak işlenir. Aynı işlem simlerin yan yana dizilmesiyle uygulanır. Gerek işleme tekniği , gerekse araç ve gereçleri diğer nakış işlerinden faklıdır. Maraş işi işlemeler kumaş gerilerek , kasnak ve gergef de işlenir. Sim sırma ipiyse, özel bir simden üretilir. Eskiden altın inceltilip, istediğimiz şekle giren bir ham maddeydi. Günümüzde altın yapılamadığı için,altına eş değer simler daha kaliteli daha sağlam daha dayanıklıdır. Aynı zamanda maliyeti de daha ucuzdur. Bu işin yapımı çok zahmetli olduğu için işin kalitesini düşürürseniz ortaya çıkacak üründe güzel olmaz. O yüzden asla kaliteyi düşürmüyoruz.Kumaş konusunda da tülün üzerine de yapıyoruz, atlasa da yapıyoruz.Kumaş çeşitliliğimizde çoktur.Sık dokunuşlu bütün kumaşları kullanırız ama tercihimiz genelde el dokuması kumaşlardır çünkü o tarz kumaşlara daha çok yakışır.” dedi. NAM I DİĞER DİVAL NAKIŞIDR ''Sanatın yapılışına ve inceliklerine değinen İnce, ”Sim sırma, genelde halk arasında ‘Maraş İşi’ olarak bilinir. Yaygın eğitimlerde sim sırmanın diğer adı da ‘Dival nakışıdır’. Teknoloji bizim işimizde hala yok. Her şeyi eski usul tekniklerle devam ettirmeye çalışıyoruz. Bütün aletlerde aslında bu iş için özeldir. İşlediğimiz aletin adı ‘Cüldedir’. Simleri koyduğumuz aletin adıysa ‘cağ’dır. Diğer nakışlardan farklı olarak ön hazırlığı çoktur. Sim sırma sanatı oldukça zahmetli bir sanattır aynı zamanda iddialıdır. Sim sırma sanatını ya çok seversiniz ya hiç sevmezsiniz iki uç nokta arasındadır El sırması oldukça uzun süren, zaman ve sabır isteyen bir sanattır ama şunu söylemeden edemeyeceğim bu ömürlük bir iştir. Burada bulunan bir yorgandan bahsetmek istiyorum. Bu yorgan yaklaşık 50 yıllık. Üzerinizde gördüğünüz sim sırmalarsa hala duruyor.'' ZAHMETLİ BİR ÖĞRENME SÜRECİ VAR İnce, '' Maraş işinin (Sim Sırma) zahmetli bir öğrenme süreci var. 2 elinizde 2 iğne ve 2 sim var bazen insan karıştırıyor. Öğrenme safhası neredeyse 1 ay sürüyor. Makine dikişi gibi düşünün altta iğne, üstte iğne , altta ip üstte ip var.Makineyi çalıştırdığınız zaman kumaş arasında bir düğüm oluşuyor.Aynı şeyi biz elimizde yapıyoruz.Burada makine biziz. Ayarı iyi yapmak lazım o yüzden göz teması, gözün öğrenmesi daha sonra beyniniz elinize hükmedemiyor. Önce gözlemleyerek ve bakarak öğrenmek önemli. Ortaya bir ürün çıkartabilmek için en az 6 ay çalışmak lazım. Bu sanatta el pratiği çok önemlidir. Nasıl ki sporcu her gün antrenmanını yapıyorsa bu işe gönül veren kişinin de her gün pratik yapması gerek. El sanatlarının çoğu için geçerlidir.” ifadelerini kullandı. ''GELECEK NESİLLERE DE AKTARILSIN'' Son olarak sim sırma sanatının gelecek nesillere de aktarılmasını dileyen Nuray İnce, ” Yapılan araştırmalarda ve kazılarda sim sırma sanatının insanlık tarihi kadar eski bir sanat olduğunu söyleyebilirim. Bildiğim kadarıyla Sim sırma sanatı Osmanlı'dan günümüze gelen ve halen devamlılığını sürdüren bir sanattır. Osmanlı'dan Mükrime Hatun bu sanatı bizlere kazandırmıştır.  Kutadgu Bilig’inde adının geçtiğini biliyoruz. Osmanlı'da bu iş için özel atölyeler kurulmuş, sanatı icra edenler daha çok erkekmiş. .Günümüzde Osmanlı kadar olmasa da hala sim sırma sanatına bir ilgi var” dedi. ''KADINLAR MUTLAKA ÜRETSİNLER'' Sim Sırma sanatçısı Nuray ince son olarak ''Bu işi yapanlar ev ekonomisine oldukça katkı sağlıyor.Buradan hemcinslerime, kadınlara vermek istediğim bir mesaj var. Boş durmasınlar. Mutlaka iyi-kötü bir şeyler üretsinler. El emeği olduğu için hanımlar bunu kolaylıkla yapabilir çünkü bu yetenek özümüzde ve doğamızda vardır ''şeklinde konuştu. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim