Ankara’nın Pursaklar İlçesi Altınova ve Yıldırım Beyazıt Mahallelerinde üç gün önce yaşanan köpek katliamının eş zamanlı ve organize bir katliam olduğuna şüphe ediliyor. Yapılan zehirlenme yöntemine bakılarak katliamın organize ve bir kurum tarafından yapıldığına dikkat çeken gönüllü hayvan bakıcısı Mehtap Aksoyoğlu Ulusoğlu, “Yapılan katliam vatandaşın işi değil. Olay yerinde zehir dökülerek köpeklere yedirilen tavuk kemikleri, tavuk parçası ve boş şırıngalar bulduk” şeklinde konuştu. Pursaklar Altınova Mahallesi’nde oturan gönüllü hayvan bakıcısı Mehtap Aksoyoğlu Ulusoğlu, katledilen 50 köpek hakkında konuştu. Şuana kadar böyle bir katliam ile karşılaşmadığını dile getiren Ulusoğlu, siyasetçilerin bu olaya çözüm bulmaları gerektiğini ifade etti. Ulusoğlu, “ Bu bir devlet meselesidir. Bu meseleye çözüm bulunması gerekir. Şüphelilerin bulunup ortaya çıkarılması ve cezalandırılması gerekir. Aksi takdirde katliamlar aratarak devam etmiş olur” diye konuştu. “YAPILAN BARINAK YARIDA KALDI” Uzun bir süredir sokak hayvanlarına gönüllü olarak baktığını belirten Ulusoğlu, “Hayvanların Belediyeye götürüp kısırlaştırıp geri getiriyordum. Fakat zamanla burada yaşayan sokak hayvanlarının sayısı çoğalmaya başladı. Belediye burada bir barınak yapma kararı aldı. Fakat BEDAŞ yetkililerinin yüklü bir elektrik faturası çıkarmalarından dolayı barınak tamamlanmadan yarıda kaldı. Sokakta kalan köpekleri arada Eryaman’da bir barınağa bakan annemin yanına götürüyordum. Hayvan sayısı çoğaldıkça orası da yetmedi” dedi. “MAHALLE SAKİNLERİ TARAFINDAN SÖZLÜ TACİZE UĞRUYORUM” Yaklaşık iki yıldır bu hayvanlara baktığı için mahalle sakinleri tarafından sözlü tacize uğradığını söyleyen Ulusoğlu, “Kısırlaştırılan hayvanları belediyeye vermediğim için mahalle sakinleri beni rahatsız ediyorlar. Hayvan barınağının yapılması için Belediye ile sürekli iletişim halindeydim. Ben hep onların samimiyetine inandım. Her şeyin formanite olduğunu ve samimi olmadıklarını sonradan anladım. 9 Kasım sabahı bize gelen bir haber ile hayvanların zehirlendiği söylenildi. Apar topar mahalleye gittim ve 50’ye yakın hayvanın katledildiği manzarası ile karşılaştım.  Şuana kadar böyle bir vahşet ve katliam ile karşılaşmamıştım” açıklamasında bulundu. “YAPILAN KATLİAMIN ÜSTÜ KAPATILMAYA ÇALIŞILDI” Katledilen köpek sayısının çok olduğunu gören Belediye Temizlik İşçileri’nin, köpekleri çöp arabasına atıp götürdüklerini ve katliamın üstünü örtmeye çalıştıklarını savunan Ulusoğlu, “Bunun üzerine temizlik işçilerini aradım. Polisin olay yerine gelip inceleme yapmadan öldürülen köpekleri götüremeyeceklerini ve yerlerine geri bırakmalarını talep ettim. Polise haber verilmemişti. Polisi ben aradım haber verdim. Sonra biz burada Belediye işçileri ile tartıştık. Biz zehirlenen fakat hala canlı olan köpekleri kurtarmanın peşine düşerken onlar katledilen köpekleri kaldırmanın peşine düştüler. Ben kendilerine bu katliamı onların işlediğini söyledim. Biz katledilen hayvanlar için ve bizi engelleyen Belediye İşçisi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Darp raporu aldım ve kendisinden şikayetçi oldum” ifadelerini kullandı. “EŞ ZAMANLI YAPILAN BİR KATLİAM” Zehirlenme olayına TEDAŞ binasının oradan başlandığına ve Zehirlenmenin Yıldırım Beyazıt Mahallesi ile Altınova Mahallesini de kapsadığını ifade eden Ulusoğlu, “Zehirlenme, eş zamanlı ve organize yapılan bir operasyondur. En çok kaybın yaşandığı yer Altınova Mahallesi’dir. Mahallenin birinden girip diğerinden çıkmışlar. Biz zehirlenen fakat hala canlı olan köpeklere müdahale ederek beş tanesini kurtardık. Birçoğunu da kurtaramadık. Köpeklere zehirli tavuk kemikleri ve tavuk etleri verilmiş. Olay yerinde birçok şırıngada bulduk. Köpekler bu şekilde zehirlenmiş. Yapılan katliam vatandaşın işi değil. Olay eş zamanlı yapılmış organize ve bir kurumun yapabileceği bir iştir” dedi. “EN ÇOK VAHŞETİ GERÇEKLEŞTİREN BELEDİYELERDİR” En son büyük olasılıkla geçecek olan yasa tasarısı içinde hayvanların canlı kategorisine alındığına işaret eden Ulusoğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Fakat belediyeler bu durumdan muaf tutuldu. Belediyelerin katlettiği hayvanlardan, belediyeler ceza alamayacaklar. Sadece sıradan bir vatandaş bir hayvana zarar verdiğinde ceza alabilecek. En çok vahşeti gerçekleştiren belediyelerdir. Biz vatandaşın yanı sıra belediyelerinde bundan aynı şekilde ceza almasını istiyoruz. Vatandaş bir köpeği öldürürse, belediyenin toplu şekilde kaç köpek öldürdüğünü açıklamamıza bile gerek yok. Belediyeye ceza vermeyen bir yasayı samimi bulmuyoruz.” “SORUNU ÇÖZECEK OLAN BAŞTAKİ SİYASETÇİLERDİR” Ulusoğlu: “Hayvan yasa tasarısı görüşmesinde STK’lar alınmıyor. Biz STK’ların bu konudaki görüşlerine önem veriyoruz. Bu şekilde devam edilirse, bu hayvan katliamlarının önüne geçilemeyecek. Bu katliamlar tam aksine artarak devam edecek. Katliam görüntülerini Facebook’tan paylaştıktan sonra çok arayanlar oldu. İmza kampanyasını başlatanlar oldu. Yurtdışından bile aradılar. BİMER’e ve CİMER’e şikayette bulunanlar oldu. Bütün hayvan severler elinden geleni yapıyor. Bu sorun bizim ülkemizin sorunu. Bu sorunu çözecek olan baştaki siyasetçilerdir. Bu konuda suçlu kim varsa bulunup cezalandırılmalıdır.” “HER KURUMUN VE SİTENİN BAHÇESİNDE HAYVAN BAKILMALIDIR, BU DURUM YASALLAŞMALIDIR“ ”Bu dünya sadece bize ait değil. Belediyeler tarafından yapılan mevcut barınakların durumu çok kötü. Zaten yeterlide değil. En fazla alınacak köpek sayısı 30’u geçmiyor. Alınan hayvanlar da hapis hayatı yaşıyor. Biz, doğal ortama uygun bakım evleri yapılmasını istiyoruz. Her sitenin, her kurumun bahçesine kulübeler yapılarak ve hayvanlar evcilleştirilerek kapıcılar tarafından bakılabilir. Bunun artık zorunlu ve yasal hale getirilmesi gerekir. 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz hayvanlar için her şey yapmış. Biz ise şuan bunu yapamıyoruz. Koskoca devlete bu yakışmıyor. Gönüllülerin kendi kurdukları ve mücadele ettikleri alanlarda bu hayvanlar ayakta kalabiliyor. Belediyelere verdiğimiz hayvanlar ölüyor, açlığa terk ediliyor. Devletin artık buna el atması gerekir.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim