Yıllar evvel kanser hastalığıyla tanışan ve ömrüne sayısız ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, sol bacak ampütasyonu sığdıran Nalan Önler, kanserle olan mücadelesini, bu yolda karşılaştığı zorlukları ve erken teşhisin önemini gazetemiz okurlarına aktardı. Gerçekten mucizeler var 2 yaşında oğlumu sallayacakken kaybettiğim bacağımla  şimdi aynı oğlumun bebeğini ve diğer iki oğlumun evlatlarını büyütebilme fırsatı buldum diyen Önler, “Hayatta  her zaman bir seçeneğimiz var, pes etmeyeceğiz’’ ifadesini kullandı.

Nalan Önler, 65 yaşında 3 evladı olan bir anne... Kanser hastalığına meydan okuyarak azimle, pes etmeden tedavisi devam ederken işe girip emekli olarak hayata eskisinden daha da sıkı tutundu.. Ben yaşayacağım,evlatlarımın büyüdüklerini ve  yuva kurduklarını göreceğim" diyerek girdiği bu mücadeleden galip çıkan bir annenin yaşama olan tutkusu ve bağlılığını sizler için derledik..

“SAYISIZ AMELİYAT GEÇİRDİM, SOL BACAĞIM AMPUTE OLDU”

Sol ayağındaki rahatsızlık nedeniyle tam 7 kez ameliyat olan ve tanı konusunda o zamanki koşullar gereği biraz gecikme yaşadığını dile getiren Nalan Önler, kanserle savaşını şu sözlerle aktardı:

Sayısız ameliyat geçirdim.. Sekizinci ameliyatı olmam gerektiğinde kanser tanısı kondu.. İlk duyduğunda insan ne hissedeceğini  inanın bilemiyor. Hayal kırıklığı, panik ve inkar. Neden ben diye soruyor insan dahası alabildiğince sonu gelmeyen sorular. O an  çocuklarımın çok küçük olduğu ve bana ihtiyaçları olduğundan başka hiçbir şey düşünemedim ve kendime sorduğum sorulara yanıt arayamadım.  O sırada en küçük oğlum 2 yaşındaydı ve benim onu kucağıma alıp emzirmem ve ayağımda sallamam gerekiyordu 8 ameliyat ile sol bacağım ampute oldu ve ben bacağımı kaybettim aynı zamanda ağır kemoterapiler almaya devam ediyordum.  O gün kendime bir söz verdim ben evlatlarımın büyüdüğünü ve aile kurduklarını göreceğim dedim her türlü olumsuzluğa rağmen savaşmayı hiçbir zaman bırakmadım bacağımı kaybettim sayısız ameliyatlar geçirdim.. Radyoterapiler, kemoterapiler hatta protezimi nasıl kullanılacağını bile evde kendi kendime alıştırmalar yaparak öğrendim sevgi ve varlıklarından güç aldığım evlatlarıma sarılarak yaşama tutundum.. Üç evladım  ellerini, güçlerini birleştirerek benim ihtiyaçlarım için yardım ediyorlardı bir anne için bunu kelimelere dökmek inanın çok zor ancak yaşayan anlayabilir..

“BİR AYLIK ÖMRÜN KALDI DEDİLER”

 Kanser hastalığına yakalandığında sürecin kendisi için her zamankinden daha zor ilerlediğini kaydeden Önler,” Şartlar gereği benim için bir parça zorlu şanssız ve gecikmiş bir teşhis oldu.. Ancak çok sevgili doktorum  Yaser Bey sayesinde 1 aylık ömrüm bugüne kadar geldi buna gerçek bir mucize diyorum ve erken teşhisin her zaman önemini vurguluyorum Bundan sonra benim en büyük dileğim  bu durumdaki hastalara  örnek olabilmek..Hayatta  her zaman bir seçeneğimiz var ya pes edeceğiz ya da korkmadan savaşacağız” dedi.

Önler: Kanserle mücadelede olmazsa olmazınız kendinizle barışık olmak..  Bu hastalığı  grip gibi görerek vücut direncinizi ve moralinizi yüksek tutmalısınız Siz müsaade etmediğiniz sürece hiçbir şey sizi yaşamdan ve sevdiklerimizden koparamaz ne fırtına ne kar ne  boran. Çünkü bilmelisiniz ki her yağmur sonrası güneş açar ve rengarenk gökkuşağı kaplar her yeri bu Rabbimin mucizesi değil de nedir?

“BENLE AYNI KADERİ YAŞAYAN HASTALARA DESTEK OLMAK İSTİYORUM”

Son olarak kanser tanısı almış ve tedavi gören hastalara seslenen Nalan Önler,  “Şu an kanser tedavisi görenlere şunu özellikle vurgulamak isterim.. Hiçbir şey siz bitti demeden son bulmaz. Size verilen ikinci şansı değerlendirmek inancımızda ve bizim içimizdeki güce bağlı.. Ayrıca 1000 gönüllüden biri sen ol Derneği yöneticisi Erde Çiğdem Kuzucu ve gönüllü arkadaşlarına en içten teşekkürlerimi sunuyorum beni anlayıp dinleyip kabul ettikleri için ve bana yılın annesi olma onurunu yaşattıkları için benim ise en büyük dileğim onların yanında olup her zaman benim gibi hastalara destek olmak.. Evet gerçekten Mucizeler var 2 yaşında oğlumu sallayacakken kaybettiğim bacağımla  şimdi aynı oğlumun bebeğini ve diğer iki oğlumun evlatlarını büyütebilme fırsatı buldum. Bunu bana bahseden  Rabbime binlerce teşekkür ediyorum’’ diyerek sözlerini noktalandırdı.

ÜÇ EVLADA ÜÇ AY YETER MİYDİ?

1000 gönüllüden biri sen ol Derneği yöneticisi  Çiğdem Kuzucu ise Nalan Önler’e ithafen şunları dile getirdi:

Nalan denildiğinde insanların aklına hüzünlü insanlar gelir. Çünkü kelime anlamı, ağlayan ,inleyen demektir. Sizi; adının anlamına ve başına gelen tüm  hastalıklara inat hayatta kalabilen mucize bir insanla  tanıştırmak istiyorum. Nalan Önler... 32 yaşında  kanserle (Sarkom) ile tanışır. Tüm hayatı birdenbire darmadağın olur. Üç evladından en küçüğü henüz 2 yaşındadır. Ölümle yaşam arasında geride üç çocuk.

Söylenen ise üç ay ömrün var, vedalaşmalısın. Bir anne evlatlarıyla nasıl vedalaşırdı? Üç evlada üç ay yeter miydi? Nasıl bırakabilirdi onları? Tüm bu darmadağınıklıkta  ve korkunç sorularla boğuşurken bile pes etmedi. Sayısız ameliyatlar,kemoterapiler, radyoterapiler, sol bacak amputasyonu..Tekrar nüksler. Tekrarlardan yorulan kalp ve böbrek ameliyatları...Onun eli  ayağı her şeyi olan hayat arkadaşının vefatı.

Hiçbir zaman savaşmayı bırakmadı.Sonra, ne mi oldu.?

Mucize…Veyahut adına ne derseniz .. Gitmedi ve mücadele etti..Giden sadece ampute olan bacağıydı. Bu durum onun ne 2 yaşındaki oğlunu ayağında sallamasına ne de çalışmasına engel oldu.

"Ben yaşayacağım,evlatlarımın büyüdüklerini ve  yuva kurduklarını göreceğim" diyerek girdiği bu savaştan galip çıktı. Şu anda Rabbimin ve moral  gücünün sayesinde  2 yaşında protezle salladığı oğlunun evlatlarını büyütüyor. Anlatırken belki kolay ,fakat 34 yıldan beri devam eden bu mücadele  elbette yaşarken zor. .Ne diğer tedavi olan hastalarımızdan ne eksik ne de fazla.

Hayatta hiçbir şey imkansız değildir. Rabbimin kesmediği ümidi kendimizden esirgememeliyiz. Sarkom' la savaşından galip çıkan bu yolda tüm tedavi olan hastalara adeta terapist olan ve bunu da kanıtlayan  mucize insan… Doğuran, Doğurmayan, kadın, erkek fark etmeden ,tüm evlatlara ana olabilen ve kalbinde sevgi barındıran herkesi kucaklarım..”

(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim