Gün geçmiyor ki bir çocuğun kaçırıldığı haberine uyanmayalım. Ya da kaçırılıp, günlerce bulunamayan, sonra da cesedine ulaşılan çocuk haberlerine… Veyahut sevgilisi, abisi, babası ya da kocası tarafından katledilen kadın haberine… Her biri yürek burkan, insanı kahreden, öfkeyle dolup taşmamıza neden olan haberler. Kaçırılan ya da kaybolan bir çocuk haberine rastladığımız zaman eminim ki bir çocuğumuz içimizden, “En kısa sürede sağ salim bulunur umarım” diye temennilerde bulunuyoruz. Bireysel olarak çocukların sosyal medyada kayıp ilanlarını paylaşıyor, kim bilir belki bir tanıdık çıkar veya çocuğa rastlayan birisi bu paylaşımı görür umuduyla ‘paylaş’ butonuna basarak o çocukların biran önce bulunmasını temenni ediyoruz. Benim anlatacağım konu daha da başka bir konu esasında… Kaybolan çocuklar, aramalar sonucunda ölüm haberi alınan çocuklar ve onların cansız bedenlerine ait fotoğrafların internette dolaşıma girmesi. Bir kere bu fotoğraflar dolaşıma nasıl sokuluyor bunu anlamak güç. Meslek etiği açısından bakılacak olursa foto muhabirinin böyle bir fotoğrafı sanal alemde dolaşıma sokması mesleken hiç etik değil. Sonrasında ise bu fotoğrafa sosyal medya hesaplarında rastlayanların fotoğrafları paylaşmaya başlaması. Öncelikle şu konuda anlaşmak gerekiyor ki bir katil, tecavüzcü ya da her neyse bu tür fotoğrafları gördükten sonra emin olun ki suç işlemekten vaz geçmeyecek. Ya da toplum nezdinde çocukların ölü bedenlerini paylaşarak bir infial yaratamayacaksınız. Toplum bu tür fotoğraflarla yüz yüze gelerek en fazla acıya alışmayı öğrenecek. O tür görüntülere alışanlar bir süre sonra yaşanan olaylarla ilgili tepki bile veremeyecekler. Çünkü sizler kendi ellerinizle insanları ve onların psikolojilerini bu görüntülere alıştırmış olacaksınız. Konunun bir diğer boyutu ise öldürülen kişiden geriye kalan o fotoğrafa yakınlarının ulaşımı. Öldürülen kişiyi çocukla sınırlamayıp cinayete uğrayan bir kadın ya da herhangi birisi için düşünmek de mümkün. Siz oturduğunuz yerden gerile gerile o fotoğrafı paylaşırken yakınlarının, annesinin-babasının ya da onu seven herhangi bir kişinin de o fotoğrafı görebileceğini düşünebiliyor musunuz? Hangi anne-baba çocuğunun cansız bedeninin fotoğrafını görmek ister? Ya da çocuğunu, ablasını, teyzesini, halasını o şekilde hatırlamak ister? Ben istemezdim… Velhasıl internette dolaşıma giren ve binlerce kişi tarafından öldürülenlere dair paylaşılan fotoğraflar toplumun bu tür cinayetlere karşı olan tepkisini artırmayacaktır. En fazla ailesini, yakınlarını, sevenlerini incitecektir o kadar. Böylesi vakalara tepki göstermek istiyorsak fotoğraf paylaşmaktan ziyade başka şekillerde de tepki gösterebiliriz. Böylesi paylaşımlarda bulunanları bir kez daha bu konuyla ilgili düşünmeye davet ederek sözlerimi Murathan Mungan’ın şu dizeleriyle sonlandırıyorum: Nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata öldüğünden haberi yok fotoğraflarının…
Editör: TE Bilisim