Kaynak ve demir doğrama ustası Zafer Taşdemir ile mesleği üzerine konuştuk. Türkiye’de teknik eleman yetiştirilmediğine dair eleştirilerde bulunan Taşdemir, “Türkiye’nin en büyük yaralarından biri bence bu. Herkes işletme iktisat mezunu artık. Okul bitirmeyle hayat idame edilemiyor maalesef” ifadelerini kullandı. “Biz 78’den beri Balgat’ta bu işle meşgulüz. Baba mesleğimiz.” diyen kaynak ve demir doğrama ustası Zafer Taşdemir ile kaynakçılığın inceliklerini mesleğin zorlukları üzerine konuştuk. Polisliği bırakarak baba mesleğine dönen Taşdemir, mesleğin neredeyse bitmek üzere olduğunu ifade etti. Yeni ustaların yetişmediğine değinen Taşdemir, aynı zamanda işin ağır bir iş olduğunu dile getirerek eğitim sisteminin değişmesiyle birlikte artık çırakta bulamadıklarını belirtti. Büyük inşaat firmalarının kendilerine ait bir işletme kurarak bu işleri de kendi bünyelerinde yapmalarının da kendi işlerini olumsuz etkilediğini vurguladı. Taşdemir mesleğe nasıl başladığını şu ifadelerle anlattı: “Bu bizim baba mesleğimiz. Polis memurluğundan mesleğe geri dönmek zorunda kaldım. Biz dört kardeşiz. İki tanesi memur, birisi taksici ama hepimizde bu mesleği biliriz, babamızın yanında yıllarca çalıştığımız için. Okul dönemlerinde okuldan sonra veya tatillerde hepimiz bu dükkânda çalıştık. Babam trafik kazası geçirdikten sonra en büyük ben olduğum için tekrar dükkânın başına geçmek zorunda kaldım. Tabi avantajları ve dezavantajları tartışılır.” “GÜVENLİK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ” Kaynakçılığın temel noktaları var zor bir meslek kaynak yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini aktaran Taşdemir, “Her şeyden önce güvenlik açısından bütün tedbirlerini almak zorunda. Mesela gözüne kaynak çapağı girmemesi için koruyucu gözlüğünü takmalısınız. Eldiven ve bareti giymeniz gerekir montaj yaparken. Aynı şekilde montaj yaparken malzeme ağırsa beline kemer olmalı, bel fıtığını karşı. Bizim kaynakçılık mesleği daha çok sevilmeyen bir meslek. Çünkü hamaliyesi çok fazla yani ağır bir malzeme. Ağır bir malzemeye kaldırdığınız için çok dikkat etmelisiniz. Kullandığınız alet edevatların bakımını zamanında yaptırmanız gerekiyor. Mesela spiral taşı kesicisi alıyorsunuz. Adam yaparken taşın balansını yapmıyor veya taşırken balansı kayboluyor. Taş özelliğini yitiriyor. Özellikle makineye sıktırdığınız zaman atlıyor. Atladığı zaman sizin bir yerlerinizi kesebiliyor. Bunlara çok dikkat edilmeli.” dedi. “KAYNAĞIN TUTMASINDA AMPER ÖNEMLİ” Bir kaynağın tutması için dikkat edilmesi gereken konun amper olduğunu söyleyen Taşdemir, “Bir kaynağın tutması için biz kullandığımız parçanın kalınlığına göre amper sayısını ayarlıyoruz. Mesela inceyse 80-90 amperlerde, daha kalın bir malzeme ise 180-190 amperlerde ayarlıyoruz.” şeklide konuştu Bazı ustalar kaynağın üzerinden çapak alır. Bazı ustalarda hiç çapak olmuyor direk kaynağı yapıyor. Bunun nedeni hakkında kısaca bilgi veren Taşdemir, “Yoğuşma kaynağının özelliğinin gazaltı kaynak makineleri var şuanda onlar makara sistemlerinin içinde tel dönüyor. Yani rutin elektrotlar değil. Rutin elektrotları tek tek kullanırsınız, gaz altında makara sistemiyle kullanılır makinada. Makinadan gelirken de direk sürükleyici gelir onda çapak olmaz. Yani üzerinde kabuk yoktur çapak yine var. İlla ki sağa sola çapak yapar fakat kabuk oluşturmaz.” söyleminde bulundu. “GÖZLÜK KULLANMADAN KAYNAK YAPILMAMALI” Kaynakçılarda ‘Kaynakçı Pnömokonyozu’ yani ciğerlerde kaynak tozunu solumaktan oluşan hastalığa karşı alınması gereken önlemlerden bahseden Taşdemir, kendisi gibi küçük mahalle işletmelerinde çalışanlarda bu hastalıktan ziyade kaynak ışının etkilerinin daha çok sorun teşkil ettiğini ifade etti. Kaynak ışının geçici körlüğe neden olduğunu ve kesinlikle kaynak yaparken gözlük kullanılması gerektiğini söyleyen Taşdemir şu şekilde konuştu: “Bu hastalık genelde kazan veya flo yapan büyük fabrikalarda çalışan gaz altı kaynakçılarda görülüyor. Yani sürekli kaynakla uğraşan kişilerde görünen bir hastalık. Biz doğrama işi ve kaynak birlikte olduğu için açık havada çalışıyoruz. Bizim gibi küçük işletmelerde o hastalık görülmesi çok zor bir ihtimal. Yani sürekli kaynak yapmadığımız için bizi çok fazla etkilemiyor kaynak dumanı. Bizi en çok etkileyen şey kaynağın ışığı ona da gözlük kullanıyoruz zaten. Kaynağın ışığı da geçici körlük yapıyor ki bizim işte anlık hata çok ciddi kalıcı hasarlara neden olabiliyor. O yüzden gözlük kullanmamız çok önemli.” TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK YARALARINDAN BİRİ Eleman bulmakta sıkıntı yaşadıklarını küçük işletmelerde bunun eş dost ile halledebildiğini ifade eden Taşdemir, sanayi sitelerinde ara eleman sıkıntısının yaşanmasının Türkiye’nin en büyük kanayan yaralarından olduğunu dile getirdi. Taşdemir şu ifadelerle sözlerini bitirdi: “Devletimizin 4+4+4 eğitim sistemine geçmesiyle beraber tüm mesleklerde olduğu gibi bizde de çırak bulmakta ciddi sorunlar yaşanıyor. 18-20 yaşında mezun olan birini eğitmesi mesleği öğretmesi ne yazık ki zor. O kadar yıl okuduktan sonrada gel asgari ücret dediğimizde o gençlerde gelmiyor kendince haklı olarak. Biz çocukluktan yetişme olduğumuz için biz bu işlerle uğraşıyoruz. Benim işletmem küçük bir işletme mahalle arasında tek başıma idare edebiliyorum veya dediğim gibi kardeşlerimden yardım alabiliyorum ama sanayi sitelerine gidin çırak bulamazsınız. Teknik eleman yetişmiyor. Türkiye’nin en büyük yaralarından biri bence bu. Ara eleman yok. Herkes işletme iktisat mezunu artık. Okul bitirmeyle hayat idame edilemiyor maalesef.” (Mesut KETE)

Editör: TE Bilisim