Yazın yapılan uzun bir tatilin ardından okulların açılmasıyla birlikte çocukların yemek alışkanlıklarında bazı değişimler yaşanabiliyor. 3 aylık tatil döneminde istedikleri saatlerde istedikleri yemekleri yiyebilen çocuklar, tatil sonrası okulda yaşadıkları tempo ve çalışma düzeninden dolayı bu durum beslenme sorunlarına yol açabiliyor. Bundan dolayı öğrencilerin bedensel ve zihinsel gelişimlerini tamamlamaları ve başarılı bir eğitim dönemi geçirmeleri için beslenme düzenlerini oluşturmak ise oldukça önem taşıyor. Çocukların okul döneminde başarılı bir okul hayatı yaşamaları için Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak sağlıklı beslenmeleri gerektiğine dikkat çekti. “ÇOCUKLARIN TERCİHLERİ ÖNEMSENMELİ” Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak, okullarda beslenmenin 2 başlık altında toplanabileceğini söyleyerek şu açıklamalarda bulundu: “Birinci başlığı devlet okulları, ikinci başlığı ise özel okullar oluşturmaktadır. Çocuğun zihinsel, psikolojik, fizyolojik gelişimi için ise sağlıklı beslenme çok büyük önem taşımaktadır. Çocuklar ufak yaşlardayken sağlıklı beslenmeye başladıkları takdirde ileriki yaşlarda da vücut kendisine yatırım yapacaktır. Çünkü sağlıklı beslenme ilkokulda ve lise çağında bile farklılıklar gösterebiliyor. Şöyle ki çocuğun ilkokula kadar ailesinden aldığı beslenme eğitimi ilkokuldan sonra okul ve çevre ile değişebiliyorken iş hayatına başlayınca da mesleki çevre ile beslenme alışkanlıkları değişip ve etkilenebiliyor. Okul öncesini de atlamamak lazım bu noktada. Çocuğa doğru beslenmenin ne olduğunu sıkılmadan ebeveynler anlatmalı ve çocuğu bir birey olarak kabul ederek ebeveynler çocukların tercihlerine önem vermelidir. İlkokul çağında bir çocuğun günde 5 porsiyon sebze, 5-6 porsiyon da et grubundan gıdalar tüketmelidir. Et grubunun içinde başlıca kırmızı et yer almaktadır. Fakat altını çizerek söylemek gerekir ki tavuk eti tüketilirken dikkat edilmeli, salam-sucuk gibi gıdalardan da kaçınılmalıdır. Eğer sucuk tüketilecekse bu da güvenilen yerlerden alınılmalıdır.  2-3 su bardağı süt, peynir, ve vücuda alınan kalsiyum kemik gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Sebze-meyve ise göz ve bağırsak sağlığı için gereklidir. Bununla birlikte tahıl grubu, kuru bakla da vücut için önemlidir ve mutlaka tüketilmelidir. Zihin gelişimi için oldukça önemlidir.” İDEAL BESLENME ÇANTASI Okula başlayan ve belirli harçlığı olan çocuğun okul kantininden yemek yemeyi sevdiğini belirten Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak, “Bu konuda ailenin çocuğu bilinçlendirmesi çok önemli dışarıdan alınan besinlerin ne kadar güvenilir olduğu, okul kantinlerinin ne derece denetlendiği bilinmelidir.” dedi. İdeal beslenme çantasında nelerin bulunacağıyla ilgili de Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak şunları söyledi: “Beslenme çantasında mutlaka bir meyve bulunmalıdır. Et grubundan da bir gıda kesinlikle yer almalıdır. Örneğin küçük bir sandviç ekmeğinin içine birkaç yaprak marul, peynir ya da peynir yerine köfte de konulabilir. Yanında meyve ve ayran da yer alırsa bu hem ideal bir kahvaltı hem de ideal bir öğle yemeği olabilir. Beslenme çantası hazırlarken hamur işlerinden, tatlılardan özellikle kaçınılmalıdır. Örneğin öğretmen okuldaki beslenme programında haftanın iki gününü hamur işine ayırabiliyor. Tabi ki tahıllara da ihtiyaç var. Ama haftada 2 günden ziyade 1 günü hamur işine ayırabilir. Hamur işlerinin vücuda verdiği çeşitli zararlarla birlikte çocukta hazımsızlığa da neden olmaktadır. Eğer ki hamur işini ‘haftada bir kez’ olmak şartıyla çocuk tüketecekse yanına ayran ya da bir kaç parça doğranmış salatalıkla da takviye edilebilir. Bir başka önemli husus da ailenin çocuğun beslenme çantasını kontrol etmesidir. Çocuk okulda hangi besinleri yedi hangilerini yemedi diye. Eğer ki özel okulda okuyorsa çocuk, okulun menülerini kontrol etmelidir.” “KAHVALTI KESİNLİKLE ATLANMAMALI” Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak, anneler genelde çalıştığı için kahvaltının atlanan öğün olduğunu belirterek: “Kahvaltı günün en önemli öğünüdür ve mutlaka çocuk her gün kahvaltısını yapmalıdır. Kahvaltı yapılmadığında çocukta dikkat eksikliği, yorgunluk ve performans düşüklüğü görülmektedir. Bu durum çocuğun okul hayatını da fazlasıyla etkilemektedir. Bu noktada altını çizerek belirtmek gerekir ki çocuk sağlam bir kahvaltıyı mutlaka her sabah yapmalıdır.  Kahvaltıda ise çocuk süt, peynir, yumurtayı mutlaka tüketilmelidir. Ama peynirle süt, yumurtayla süt bir araya gelmemelidir. Süt yerine mesela evde sıkılmış taze meyve suyu da verilebilir. Bununla birlikte zeytin, meyve suyu, sebze, domates, biber, küçük bir meyve de yer alırsa çocuk için yeterli beslenme olacaktır.” dedi. “OMEGA 3 ÇOK ÖNEMLİ” Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak çocukların balık tüketmesinin zor olduğuna dikkat çekerek omega 3 ile ilgili şunları söyledi: “Omega 3 her balıkta olmayabiliyor. Olsa bile bütün balıklarda net şekilde omega 3 bulunmayabilir. Genelde omega 3 istiridye, somon, karides gibi balıklarla birlikte büyük balıklarda, deniz altında yaşayan balıklarda bulunuyor. Ailenin ekonomik durumu ya da beslenme alışkanlıklarından dolayı her zaman balık tüketilemeyebiliyor. Bunun için omega 3 gıda takviyesi almalarını öneriyorum. Omega 3 çocukların okulda başarısını da artıran önemli bir unsur. Dışarıdan takviyeyle omega 3 alırken de dikkat etmek gerekiyor. Çünkü piyasada satılan birçok omega 3 ürünleri gerçekten omega 3 olmayabiliyor. Gerçek bir omega 3’ün 60 tabletlik kutusunu 60 liranın altında almak mümkün değildir. Omega 3 alırken de buna dikkat edilmelidir.” “ÖĞRETMENLE VELİ BİRLİKTE HAREKET ETMELİ” Öğretmenle velinin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Füsun Bilgin: “Öğretmenler öğrencilere okulda destek olmalıdır. Mesela öğretmen sınıfında sağlıklı beslenmeyle ilgili bir duvar hazırlayabilir. Sigaranın zararlarını anlatmak ilkokulda başladı artık ve bu konuda çok da başarı elde edildi. Bu uygulama sağlıklı beslenmeyle ilgili de yapılabilir. Çünkü sağlıklı beslenmenin önemi çocuğa ufak yaştayken verilebilir. Çocuk büyüdükçe kendi doğrularına inanmaya başlar. Bu nedenle öğretmen beslenme saatlerinde çocuğa doğru beslenmenin ne olduğunu sabırla anlatmalıdır. İleriki dönemlerde beyin sağlığı, fizyolojik ve psikolojik sağlıkları için önemli bir yer tutmaktadır. Bu noktada hatırlatmak gerekir ki okulun yemek firmalarının da dikkatli olması gerekir. Yemek menüleri bir diyetisyen tarafından mutlaka onaylanmalıdır. Sağlıklı beslenmeye önem vermeyip “karnımız doysun yeter” mantığıyla hareket edilmemelidir. Türkiye’de bugün ne yazık ki diyabet artmış, her 5 kişiden 3’ü obez, performans düşüklüğü, dikkat dağınıklığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalmış durumdadır. Bu artışı durdurmanın yolu ise sağlıklı beslenmeye önem vermekten geçmektedir.” dedi.  “DERS ÇALIŞIRKEN NE YEMELİ” Diyetisyen Füsun Bilgin çocukların ders çalıştıkları esnada da beslenmelerine dikkat çekerek konuyla ilgili şunları söyledi: “Ders çalışırken ebeveynlerin yaptığı hatalardan birisi de çocuğun sağlıksız beslenmelerine sebep olmaları. Çocuk ders çalıştığı esnada meyve suyu sıkılıp yanında çiğ kuruyemişle (badem, ceviz, hurma gibi) birlikte verilebilir. Çocuk ders çalışıyor diye pasta, börek, kek gibi yiyeceklerle çocuk beslenmemelidir. Bu tür beslenme hem çocuğun zihinsel gelişimine zarar vermekte hem de doğru beslenmesini engellemektedir. Çocuğun ders çalıştığı esnada tükettiği gıdalar sadece atıştırma kültürüne yardımcı olacaktır. Bu da çok onaylanan bir beslenme şekli değildir.” “İŞTAHSIZLIĞIN MUTLAKA BİR NEDENİ VARDIR” Çocuk eğer iştahsızsa, ısrarla yemek yemeyi reddediyorsa bunun muhakkak önemli bir nedeni olduğunu söyleyen Diyetisyen Füsun Bilgin: “İştahsızlığın altında mutlaka psikolojik bir neden vardır. Çocuk anne babanın kendisiyle daha çok ilgilenmesini istediği için yemek yemiyor olabilir. Bu aslında çocuğun ebeveyne karşı bir tepkisidir. Anne-baba çok ısrarcıysa iştahsızlık buna karşılık bir cevap da olabilir. Çocukların bazen yemek yemeye vakit bulamamaları ise bir başka nedendir. Burada yapılacak en önemli şey nedeni saptamaktır. Çocuk yemek yemiyorsa ebeveynler sabırlı ve anlayışlı yaklaşmalıdır. Yapılacak olan şey çok basittir. Çocuğun önüne yemek konulmalı ve çocuğun yemeği yemesi beklenmelidir. Acıkan çocuk muhakkak o yemeği yiyecektir. Bu alışkanlık bebeklikten itibaren başlanmalıdır. Çocuğun bir başına yemek yemesi öğretilmeli, kendi karnını kendisi doyurabilmelidir. Aile baskı yapmamalı ve ısrar etmemelidir. Israr edildiği zaman ters etki yaratmaktadır. Bir diğer güzel yöntem ise çocuğun iştahlı bir arkadaşıyla birlikte yemek yemesini sağlamaktır.” ekledi. Türkan ÇATAL

Editör: TE Bilisim