Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında ilk sıralarda yer alan bakır kalaycılığı, Ankara’da 35 yaşındaki Yaşar Külek tarafından yaşatılıyor. Şehir içi nakliyat kasasına kurduğu atölye ile Ankara’yı karış karış dolaşan Kürek, kalaycılığın ailelerinde 3 nesildir devam ettiğini ve şu anda bu bayrağı taşıyarak kalaycılığı yeni nesillere aktarmaya çalıştığını söyledi. Teknolojinin gelişmesi ile oluşan yeni meslek gruplarının tarihin derinliklerine gömdüğü unutulan meslekler günümüzde sayıları az da olsa duyarlı gençler tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Edirne’den Ankara’ya göç eden Kürek ailesinin 35 yaşındaki mensubu Yaşar Külek, Türkiye’nin Başkenti Ankara’da kalaycılık kültürünü sürdürüyor. Ailenin yaklaşık 50 yıldır tek geçim kaynağı olan kalaycılığı, yaşatmaya kendini adayan Yaşar Kürek, ilginç yaşam hikâyesini Güçlü Anadolu Gazetesi’ne anlattı. Tarihi M.Ö 3000’lere dayanan kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden olan Yaşar Kürek, mesleğin inceliklerini ve kalaycılıkla tanışmasını gazetemize anlatan Kürek, kalaycılık hakkında tüm merak edilenleri ve özellikle bu mesleği devam ettirirken karşılaştığı ilginç hikayelere dikkat çekti.  Kürek, daha sağlıklı olduğu için toplumun yeniden bakır kullanımına döneceğini düşünüyor. 3 NESİLDİR KALAYCILIKLA GEÇİNİYORLAR Kalaycılık mesleğine ne zaman başladınız? Edirne’de babam aktif olarak bu işi yapıyordu. Babamın eline bakarak 10 yaşında başladım. O gün bugündür hiç yorulmadan, bıkmadan bu mesleği yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Kalaycılığın, bizim ailemizde önemli bir yeri var. Çünkü bizim kültürümüzde çok önemli bir yeri var. Ailecek hepimiz bu meslekten kazandığımız para ile bu günlere gelebildik. Bu melekler bir gelenektir. Bakır dünya üzerinde var olduğu sürece kullanımı asla bitmeyecektir. Şuan az sayıda kullanan olabilir ancak ben toplumun yeniden bakır kaplara yöneleceğini düşünüyorum.   BAŞKENTİ ADIM ADIM GEZİYOR Müşteri bulabiliyor musunuz? Hala tahmin edemeyeceğiniz oranda bakır kullanan var. Ancak kalaycı bulamadıkları için insanlar bakırlarını bir köşeye atıyorlar. Bu da hem mesleğin ölmesine hem de bakırın öneminin azalmasına yol açıyor. Bu nedenle ben de hep sabit bir yerde hizmet vermiyorum. Hafta sonları köylere gidiyorum. Tabi kalaycılığın bilinirliği köylerde daha fazla. Çok fazla da talep oluyor. Ankara’da gitmediğim yer kalmadı. Şuan özel müşterilerim var. Telefonla arayarak çağırıyorlar. Bu vesileyle kulaktan kulağa yayılınca yeni bir müşteri kitlem oluştu. Amacım elbette para kazanmak. Ancak bu mesleğin yaşamasına vesile olmak beni daha çok mutlu ediyor. SAĞLIKLI BİR HAYAT İÇİN KALAYLANMIŞ BAKIR KULLANILMASI GEREK. Şu anda çok fazla ilgi gösterilmiyor. Nasıl eskiye dönüş sağlanabilir? Bu meslek yaşadıkça ve yapanların da sayısı çoğaldıkça insanların daha sağlıklı olan bakır kullanımına tekrar dönüş yapabileceklerini düşünüyorum. Bir de eskiye dönüş yaşanıyor. Sadece mutfakta değil, insanlar aksesuar olarak da kullanmaya başladılar. Bu da bizleri umutlandırıyor tabi. Günümüzde çelik tencere ve tavalar kullanılıyor. Ancak uzmanlar bakır kapta yapılan yemeklerin daha sağlıklı olduğunu her fırsatta söylüyorlar. Çünkü bakır üretiminde yabancı kimyasallar kullanılmaz. Bu özellik bakırı daha sağlıklı kılıyor. Peki, nedir bir kabın kalaylama fiyatı? Kapları büyüklüğüne göre 10 TL, 20 TL,50 TL arasında fiyatlar değişiyor. Kalayın etkisi yaklaşık 1 yıl sürüyor. Bakırı çok seven insanlar düzenli olarak getirip yaptırıyorlar. Tabi kalayın uzun ömürlü olması nedeniyle aldığımız ücret semboliktir. Bakır tüketim açısından da israfı reddetmektedir. Bugün evlerde her yıl farklı tencere, tava ve benzeri kaplar alırken, bir bakır tencere ve tavayı düzenli kalay yaptırarak uzun yıllar kullanmak mümkündür. Bakır bu açıdan ev ekonomisine de önemli katkı sağlar. SAĞLIK AÇISINDAN SON DERECE GÜVENLİ İşlem nasıl yapılıyor peki? Kalaycı, körükle canlandırdığı büyük bir ateşte kalayı eritiyoruz. kalaylanacak kapları iyice temizledikten sonra bu ergimiş kalay banyosuna batırırız; böylece, bakırı çıkmış kapları hem ayna gibi pırıl pırıl yapar, hem de zehirleme tehlikesini ortadan kaldırır. Sağlıklı bir şekilde kullanıma hazır olur bakır kaplar. Bu işlemlerde genellikle sedef tozu kullanılıyor.   BAŞKENTİN KALAYCISINDAN ÖNERİLER Kalaycılık işini bilmeyenler, sizi gördükleri zaman merak duyuyorlar mı? Evet duyuyorlar. Eski nesiller bilse de yeni nesiller bizi pek bilmiyorlar. Özellikle genç çocuklar kalaylama işlemini gördükleri zaman merakla yanımıza yaklaşıyorlar. Büyük bir şaşkınlıkla izliyorlar neler yaptığımızı. Bu merak da bizleri sevindiriyor tabi. Kalaycılık mesleği Çıraklık Eğitim Merkezlerinde ders olarak okutulmalı. KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ  GÖZ GÖRE GÖRE YOK OLUOYR Bu merak yeterli mi peki mesleğin tekrar canlanması için? Hayır, yeterli değil. Bu meraklar bir anlık heves uyandırıyor. Uzun vadeli olabilmesi için bu meslek Çıraklık Eğitim Merkezlerinde, eğitim olarak verilmeli. Özendirilmeli. Ancak böyle eskisi gibi talep görebilir. Bugün kalaycılık gibi yemenicilik, semercilik, demircilik meslekleri de artık yok oldu diyebiliriz. Nesiller değiştikçe bu mesleklere ilgi artıyor. Çırak olmayınca bir mesleğin devam etmesi çok zor. Ben baba mesleği olduğu için çok kolay öğrendim. Sürdürmeye çalışıyorum. KALAYCILIK KÜLTÜRÜMÜZÜN VAZGEÇİLMEZ BİR PARÇASI. Bundan sonraki meslek hayatınız için neler düşünüyorsunuz? Ömrümün son anına kadar bu mesleği sürdüreceğim. Beni var eden bir meslek çünkü. Çocukluğumdan beri o kadar çok alıştım ki şimdi benim için vazgeçilmez olmaya başladı. Sadece ben değil ailemdeki her birey için de özel bir meslek kalaycılık. Kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. Geçmişi çok eskilere dayanan bir meslek. Kendi çocuklarıma bu kültürü miras olarak bırakmak istiyorum. Bunun için elimden geleni yapacağım. Çocuklarımın da en az benim kadar bu işi sahipleneceklerini düşünüyorum.(LALE KUNTKER- AYDIN AKYÜREK)