Temelleri 1976 yılında atılan; inşaat, turizm, çimento, altyapı ve enerji yatırımları, enerji taahhüt, havacılık ve gıda alanlarında faaliyetlerini sürdüren Limak Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir gençlerle ATO Congresium’da buluşarak ‘iyi yönetici nasıl olur’ hakkında mesleki tecrübelerini paylaştı. Limak Şirketler Grubu, havaalanlarından limanlara, barajlardan sulama tesislerine, otoyollardan hidroelektrik santrallere, endüstriyel tesislerden petrol ve doğal gaz boru hatlarına, tatil köylerinden bina komplekslerine kadar başarıyla tamamladığı 100’den fazla proje ile bilinen bir şirketler grubu.  Dünyanın en büyük uluslararası inşaat şirketleri arasında yer alan Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Birinci hedef para kazanmak olmamalı, birinci hedef en doğru zamanda, en kaliteli zamanda işi başarmak olmalıdır” diyerek başarısını bu şekilde tanımlıyor. LİMAK’IN KURULUŞU… Ana hedeflerinin akademik kariyerde yürümek olduğunu ifade eden Özdemir, şirketin kuruluş aşamasıyla alakalı şunları anlattı: “Fakat 1970’lerden sonra Türkiye’nin büyümesi gelişmesi için çaba gösterildiği, üniversitelerle sanayinin yan yana yürümesi, birçok konuda beraberliğin sağlanmasının konuşulduğu dönemlerde üniversiteler çok farklı yerdelerdi. Biz de bu anlamda ortağımla beraber Limak’ı kurduk. Ana hedefimiz üniversite kökenli de olduğumuz için şirketimizi proje üzerine kurmak oldu. Fakat gördük ki gelişen Türkiye’de bu işi yapmakla beraber bu projeleri hayata geçirmenin, yatırımlar yapmanın da çok önemli bir iş olmasıydı. Daha sonra inşaat alanında aklınıza gelen bütün iş alanlarına Limak’ı da dahil ettik.  Yavaş yavaş genel müteahhitlik alanında her işle ilgilenmeye başladık. Barajlar, yollar, sulamalar, boru hatları, makine montajları gibi müteahhitlik anlamında aklınıza ne gelirse hepsini yapmaya başladık. Şimdi yeni işyeri kuranlara bakıyoruz, ilk etapta en büyük işi yapmaya başlamak istiyorlar, ama biz öyle yapmadık.” EN KÜÇÜK BARAJ İHALESİ Özdemir, Turgut Özal döneminde birçok baraj yapımının ihaleye çıkmaya başladığını belirterek, ihaleye çıkan barajların içinde en küçük olan Muğla’nın Milas ilçesindeki Geyik Barajı’nı aldıklarını ifade etti. Özdemir konuşmasına şöyle devam etti: “Yani Türkiye’nin en küçük barajından başladık. Bodrum’a içme suyu sağlayan bir baraj görevini görecekti. İşi aldıktan sonra 18 ay gibi kısa bir sürede barajı bitirdik ve teslim ettik. Devlet Su İşleri’nin tarihinde ilk defa erken bitirme primini kazandık. Bu bizim ismimizin yayılmasını sağladı. Şuan Türkiye’nin değil dünyanın en büyük barajlarından birini yapmamıza kadar götürdü bizi. Türkiye’nin en yükseği, dünyanın üçünü yüksek barajı olan Yusufeli Barajı’nı yapıyoruz. Türkiye’de ilk defa bir Türk müteahhitti dünyanın üçüncü yüksek barajını yapıyor.” YURTDIŞINA AÇILMA SÜRECİ Bütün tecrübelerimizi yurtdışına taşımaya başladık diyen Özdemir, “Bugün Limak 3 kıtada birden çalışıyor. Afrika’da Senegal havaalanı 8 yıldır bitmeyen bir projeymiş, biz aldık 8 ay gibi bir zamanda bitirdik, geçtiğimiz hafta da hizmete açtık. Türkiye’den Senegal’e giden kişi havaalanında hem Türk bayrağını hem de Limak bayrağını orada görebilecek. Aynı şekilde geçen hafta da Rusya’da havaalanı işini aldık. Balkanlara çok önem vermemiz lazım. Sayın cumhurbaşkanımız toplantılarımızda Balkanlar için, ‘Dedelerimiz Balkanlara hep savaş için gittiler, biz ise artık oraya ekonomi için gitmeliyiz’ ifadelerini kullanır. Biz de Balkanlara bu cümlelerle gidip orada da çok güzel işler yapıyor durumdayız. Mısır’da da Kahire havaalanının ihalesini de aldık. Sadece havaalanları değil dünyanın birçok yerinde önemli barajlar, limanlar gibi yatırımları hep beraber yapmaya çalışıyoruz.” açıklamalarında bulundu. “BAŞLARKEN BAŞARMAK ÖNEMLİ” Başlangıçtan beri bir temel prensibimiz vardı ve bunu uygulamak için birbirimize söz verdik diyen Özdemir konuşmasına şöyle devam etti: “Öncelikle bir işi başlarken başarmak önemlidir. Önce nasıl başaracağınızı iyi planlamanız lazım. Ticaret alanında bir iş yapıyorsanız işlerinizin devam etmesi ve kazanç sağlama konusunda kendinizi iyi planlamanız lazım. Ama birinci hedef para kazanmak olmamalı. Birinci hedef en doğru zamanda, en kaliteli zamanda başararak yapmak olmalıdır. Eğer ki bunlar yapılırsa karşı taraf zaten bunu görür ve sizin samimiyetle çalıştığınıza inanırsa sizin bu işlerden para kaybetme ihtimaliniz azalır ve ticari hayat git gide büyür. Birde planlamayı yaparken en küçüğü yaparak başlamak gerekir. Biz Türkiye’nin en küçük barajını, karayolunu yaparak ihaleler almaya başladık. Ama en önemlisi karşılıklı kimle çalışıyorsa öncelikle onlara saygı duyulmalı ve onların hedefledikleri iş programlarına da uymak, iş programını takip ederek işi sonlandırmak gerekir. Küçükten başladık, iyiyi öğrendik, tekniğini sistemini nasıl geliştireceğimizi anladık. İyi pazarlar kurmak, işi zamanında ve kaliteli yapmak ana hedefimiz oldu.” ‘TÜRKİYE’NİN MÜHENDİS KIZLARI’ Limak olarak yaptıkları sosyal sorumluluk projelerinden de bahseden Özdemir en önemli projelerinin ‘Türkiye’nin Mühendis Kızları’ projesi olduğunu belirtti. Özdemir konuşmasında sosyal sorumluluk projeleri ile alakaları şunları söyledi: “Firmalar büyüdükçe, birçok iş yapmaya başladıkça kamuoyu tarafından artık bu işin yalnızca ticari anlamı olacağını düşünmemeleri söz konusu değil. Eğer biz toplumun bir parçasıysak, bu ülkenin bir vatandaşı isek bizim bazı faaliyetlerimiz de Türk toplumuna uygun bazı sosyal sorumluluk projeleri de yapmamız gerektiğine inanıyorum. Ortağımla benim çocuğum şirkette aktif rol almaya başlayıp bizim birçok işimizi de onlar yapmaya başladı. Örneğin bu anlamda bizim geliştirdiğimiz projelerden bir tanesi kadınların mühendislik mesleğine yönelmemeleriyle alakalı. Biz kadınların mühendislik sektöründe daha çok olmasını istedik ve bunun için proje geliştirdik. Projenin adı da ‘Türkiye’nin Mühendis Kızları’ Liseden başlamak üzere okulda iyi olan kız çocuklarının mühendislik fakültelerine girmeleri için onlara yol gösteriyoruz. Sonrasında da seçtiğimiz kız çocuklarının sosyal yönlerini geliştirmeleri, dil öğrenmelerini sağlayarak topluma iyi mühendis kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz.” “ARA ELEMAN BULAMAMA SORUNUMUZ VAR” Vasıflı çalışan yetiştirmek için akademiler kurduklarının altını çizen Özdemir, “Akademiler kurduk bizim en sıkıntı çektiğimiz konulardan bir tanesi mühendis, işçi bulup da teknisyen, operatör gibi ara eleman bulamamak. Bunun için de akademiler kurmaya başladık. Enerji akademisi kurup enerji alanında insanlar yetiştirmeye başladık. Havacılık akademisi kurup havacılık sektöründe insanları çalıştırmaya başladık. Bu bahsettiğimi Kosova’da yaptık. Biz bu şekilde ara elaman yetiştirme, kız çocuklarımızı mühendis yapma gibi sosyal projelerimiz oldu ve bununla birlikte sosyal projelerimiz de devam etmektedir. Müziğe de çok önem veriyoruz. Bunun için müzik orkestrası kurduk. Türkiye’nin en önemli tenörlerinden olan Murat Karahan solistimiz oldu. Bununla birlikte de Zeki Müren şarkılarını sergilemeye başladık. Bu saydıklarımı 8 ilimizi daha dolaştırarak Anadolu’ya yaymaya çalışıyoruz. Kurduğumuz orkestrayı yanız Türkiye’de değil Türkiye’nin dışına taşıyacağımız günlerin de geleceğine inanıyorum.” şeklinde konuştu. PROJE YAPMA AŞAMALARI Dinleyicilerden birisinin bir projeyi nasıl yapmaya başladıkları, nasıl geliştirdikleri ile alakalı soru yöneltmesi üzerine Özdemir dinleyiciye şu cevabı verdi: “Bizim öncelikle projeyi değerlendirme kurulumuz var. Söz gelimi Kosova diyelim. Orada bir havaalanı yapılacağını orada öğreniyoruz. Evvela değerlendirme grubumuz orada havaalanının nasıl yapılacağı ve nasıl başarılacağına dair hesaplar, plan-projeler yapıyor. Kosova yatırım yapılacak bir ülke midir, nasıl bir ülkedir, ekonomisi ne durumdadır, havacılık sektörünün geleceği ne durumdadır gibi birçok faktör incelenerek Kosova’da yatırım yapılıp yapılamayacağına dair kararlar veriliyor. Bu projeye ne zaman başlanacak, bu proje finanse edilebilecek mi gibi sorular için durum tespiti yapılır. Bütün bu hazırlıklar bittikten sonra ülkeye gidilip direkt ya o devletle görüşülüyor ya da bir yarışma varsa ona katılıp yarışılıyor. Kazandıktan sonra en kısa zamanda öz sermayeyi oraya aktararak ve finansmanı da sağlayarak işleri yapmaya çalışıyoruz. Önemli olan yatırımın nerede ve nasıl yapılacağına dair fizibilitenin yapılması. Şirketimizde çalışan ve bu işleri iyi bilen bir fizibilite ekibi yani yapım kadroları tüm bu saydıklarımı yapmaktadır.  Eğer iyi bir yapım kadrosu kurulmazsa istenilen başarı elde edilmeyebilir. Bütün bunları yaptıktan sonra hangi işi aldıysak zamanında yaptık ve teslim ettik. Bazı zaman para kazanılır bazı zamanda kazanılmayabilir. Burada dikkat edilecek olansa nasıl kazanılacağını bilmekten geçer.” (Türkan ÇATAL)  

Editör: TE Bilisim