Müziğin toplum ve ülke için büyük bir öneme sahip olduğunu dile getiren Rengahenk Kadın Müzik topluluğu, “Müzik hepimiz için bir yaşama biçimidir. Müzik ile var olabiliyoruz, müzik ile kendimizi ifade edebiliyoruz. Çünkü müzik ortak paydamızdır, bizi bir araya getirendir” şeklinde konuştu. Altı kadının bir araya gelerek oluşturduğu Rengahenk Kadın Müzik Topluluğu, müziğin önemini daha iyi anlatmak için Konfüçyüs’ün ‘müzik devlet yıkar, devlet kurar’ sözünü hatırlattı. Müziğin kitleleri yönlendirecek, etkileyecek ve değiştirecek çok önemli bir araç olduğunu vurgulayan grup üyeleri, devletin GENÇDES benzeri projeleri sanatı teşvik etmek amacıyla çoğaltması gerektiğinin de altını çiziyorlar.  Kadın dayanışmasının çok önemli olduğunu dile getiren Topluluk, Ankaralılara kaliteli ve nitelikli müzik dinleme tavsiyelerinde bulundular. Rengahenk Kadın Müzik Topluluğu ne zaman kuruldu, biraz kendinizden bahseder misiniz? Birkaç aylık bir grubuz. 2017 Haziran ayında kurulduk diyebiliriz. Grup üyelerinden Şebnem Öztekin sBulut ritim saz, Yasemin Gül Katırcı kanun, Bahar İspanoğlu ud, Hazal Erdem klasik kemençe, Ayça Yücesoy ney çalıyor, handan savcı ise grubun solistliğini yapıyor. İlk kurulduğumuz da daha az kişiydik. Zamanla bu sayı arttı ve grubumuz son halini aldı. Aslında grubun üyeleri birbirini bir şekilde tanıyor. Altı kişiyiz, fakat bu sayı bazen artabiliyor. Çünkü aramıza konuk sanatçılar katılıyor. Hepimiz farklı kişiliklere, farklı tarzlara ve farklı hayatlara sahibiz. Bu yüzden grubumuzun adını da Rengahenk koyduk. Müziğimizi ve çalgılarımızı birleştirerek güzel bir ahenk ve uyum oluşturduk. Müziğinizden ve dinleyici kitlenizden biraz bahsedebilir misiniz? Daha çok genç kitlesine hitap ediyoruz. Grup GENDES projesinden sonra dağılmayacak. Grubu devam ettireceğiz. Aslında ilk hedef kitlemiz akademik çevreydi. Bizi olumlu ya da olumsuz bir yönde eleştirebilecek, bizim de icramızı buna göre şekillendirebileceğimiz bir akademik çevreye hitap etmek istedik. Onun haricin de akademik çevre ile de sınırlı kalmıyoruz. Türk müziğini seven, sanata önem veren her kesime sesleniyoruz. Kitlemizi de genellikle sosyal medya üzerinden kazanıyoruz. Kadın bir grup olduğumuz için kadın derneklerinin ve topluluklarının ilgisini daha çok çekiyoruz. Aranıza bir erkek ses almayı düşünüyor musunuz? Grubumuzda kadın dayanışması hakim. Aramıza bir erkek ses almayı düşünmüyoruz. Çünkü bizim grubumuzun özelliği oradan geliyor. Tamamı kadınlardan oluşuyor. Piyasada, tamamen erkeklerden, kadın ve erkeklerden oluşan karma gruplar bulunuyor. Fakat sadece kadınlardan oluşan grupların sayısı oldukça az. Biz de bu gruplardan biriyiz. Grubumuzu şu anlık bu şekilde devam ettirmeyi düşünüyoruz. Aramıza misafir sanatçıların katıldığı oluyor. Ülkemizde sanata yeteri derece de önem veriliyor mu, devlet bu konu da hangi destekleri sunabilir? Devletin yeterince sanata önem verdiğini düşünmüyoruz. TRT ve Kültür Bakanlığı’nda bile sanatın çok sınırlandırıldığını görebiliyoruz. Artık belediye korolarının da daha sınırlı faaliyetler yaptığını da görebiliyoruz. Kültür Bakanlığı ve TRT’de daha fazla kadrolar açılabilir. Mesela bizim de içinde bulunduğumuz GENÇDES projesine benzer projelerin sayısı teşvik amaçlı arttırılabilir. Mesela Kültür Bakanlığı tarafından Sazende yarışmaları yapılıyor. Bu yarışmalar sadece sazende ile sınırlı kalmamalı. Değişik yarışmalar, öğrencileri ve gençleri müziğe teşvik edici yarışmalar daha fazla yapılmalı. Kısacası devletten daha çok destek bekliyoruz.   Sahne alırken karşılaştığınız temel sorunlardan biraz bahseder misiniz? Teknik ekip ile bazen anlaşamıyoruz. Teknik ekibin çoğu da erkeklerden oluşuyor. Ses ayarı yaptığımızda sorunlarla karşılaşıyoruz. Ses kötü, ya da az dediğimiz de bize; ‘ses buradan çok iyi duyuluyor’ cevabı veriliyor. Biz tatmin olmadığımız için ekstradan bir şeyler istiyoruz. Fakat isteklerimize farklı cevaplar veriliyor. İstediğimiz şeyler çoğu zaman yapılmıyor. Dolayısıyla bahsettiğimiz bu olumsuzluklarla çok sıkça karşılaşıyoruz. Sosyal medya üzerinden çok rahatsız ediliyoruz. Özel mesajlar, tuhaf taleplerle karşılaşıyoruz. Kadın bir grup olduğumuz için bu mesajların sayısı daha fazla oluyor. Mesajların hiçbirine cevap bile vermiyoruz. Cevap verdiğimiz mesajlar olduğunda ise küfürlerle karşılaşıyoruz. Mesela gelin size albüm yapalım diyenler oldu. Enstrümanlarımızın ismi pek bilinmiyor. Açıkçası bu durumdan da rahatsızız. Enstrümanımızın ismini söylediğimiz de ise, o ne diyen cevaplar ile karşılaştık. Müziği nasıl tanımlıyorsunuz sizce müzik nedir? Müzik hepimiz için bir yaşama biçimidir. Müzik ile var olabiliyoruz, müzik ile kendimizi ifade edebiliyoruz. İyi ki müzik var. Çünkü müzik ortak paydamızdır, bizi bir araya getirendir. Müzik sadece bizim için değil, toplum için ve ülke için büyük bir öneme sahiptir. Konfüçyüs’ün dediği gibi müzik devlet yıkar, devlet kurar. Bu derecede önemli olan bir şeyden bahsediyoruz. Kitleleri yönlendirecek, etkileyecek ve değiştirecek çok önemli bir araçtır. Bizler yaşamımız da aşk, tutku ile bağlı bireyleriz. Herkes kendini en iyi şekilde müzikle ifade edebiliyor. Farklı mesleklerden gelmemize rağmen müzik ile hayatımızı kanalize ettik. Hepimizin hayatında benzer noktaların olduğunu müzik ile gördük. Kadınlar genel olarak müziği bir adım daha öne taşımak için neler yapabilirler? Bu konuyu erkek ya da kadın olarak ayıramayız. Erkek ne yapabiliyorsa kadın da onu yapar. Yani hem akademik anlam da hem icracı olarak, birçok kadının müziğe büyük katkıları var. Bu alan sadece erkeklere özgü bir alandır diyemeyiz. Buradan birçok kadın isim sayabiliriz. Dinleyici kitlenizin genellikle bir beklentisi oluyor mu? Dinleyici kitlesinin beklentisine göre hareket etmiyoruz. Daha çok kendi yapmak istediklerimiz doğrultusunda şekil alıyoruz. Bu durum bazen ortamına göre de değişebiliyor. Türk müziği yapıyoruz. Müziği birbirinden ayırmıyoruz. Bizim dinlemek isteyen herkes bizim kitlemizdir. Çok da sınırlandırılmış bir kitlemiz yok. Kendimizi işin daha çok başında hissediyoruz. Gelişmeye ihtiyacımız var ve bu gelişimi olumlu yönde ilerletiyoruz. İyi olmak için çok çalıştığımızı söyleyebiliriz. Daha iyi olacağız. Ankara’da kurulan bir grup olarak Ankaralılara vermek istediğiniz temel bir mesaj var mı? Başkentlilere iyi, kaliteli ve nitelikli müzik dinlemelerini tavsiye ediyoruz. Yaptığımız müziğin kaliteli olduğunu düşünüyoruz. Türk müziği kaliteli bir müziktir. Sadece sanat müziği olarak değil, dini, musiki, halk ve yerel motifler taşıyan alanda kaliteli müzik yapılıyor. Bu proje bittikten sonra devam edeceğiz. Müziğimizi daha da iyiye götürmek üzere çalışmaya devam edeceğiz. Hem köklerini yitirmeyen, hem de dünyaya uzak olmayan müzik anlayışı içerisinde yolumuza devam etmek istiyoruz. Rengahenk aracılığıyla kadının gücünü görebiliyor musunuz? Bir araya geldiğimiz için kadının gücünü çok rahatlıkla görebiliyoruz. Erkek bir grup olsaydık her hafta bir araya gelip üretim yapamazdık. Her şeyi çok derinlemesine ve ayrıntılı bir biçimde düşünüyoruz. Kadın olduğuz için estetiğe daha önem veriyoruz. Estetik daha çok ön plana çıkıyor. Kulağa hitap ettiğimiz kadar göze de hitap ediyoruz. Çözüm odaklı oluşturduğumuz bir dayanışma var ve bu dayanışma en güzel şekilde işliyor. Müzik yapmaktan ve bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz. Yıllardır birbirimizi tanıyor gibi bir duygunun içerisindeyiz. Bir elin parmakları gibi olmuşuz. Böyle bir dayanışma içindeyiz. Altı kadın bir araya geldikten sonra kadının gücünü ve dayanışmasını hissetmemek mümkün değil. Zarif duruyoruz. İnsanların hoşuna gidiyor bu grubumuz. Sanki bir ihtiyaç vardı ve biz bu grubu kurarak bu ihtiyaca cevap verdik. Tamamen kadınlardan oluşan bir sanat grubunun daha iyi tanınması için medyaya düşen görevler nelerdir? İnsanların ne dinleyeceklerine ne tüketeceklerine medya karar verir. Medya bu konuda çok etkili bir güçtür. Medya, kaliteli müziği ve kaliteli müzisyenleri anlatmalı ve onları hedef kitlesi ile buluşturmalıdır. Çünkü popüler müziğin dışında alternatif müziğe yer verildiğini görmüyoruz. Türk müziğin ana sazları toplandık. Bu konu da kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Sizlere de bize yer verdiğiniz için, bizi dinlediğiniz için teşekkür ediyoruz. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim