Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından “Yerel Yönetim ve Yerel Siyaset 2 Muhtarlar Konuşuyor” isimli panel gerçekleştirildi.  Muhtarların davetli olduğu panelde farklı bir muhtarlık anlayışının mümkün olduğu muhtarlar tarafından vurgulandı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın moderatörlüğünü yaptığı  panele konuşmacı olarak Sokullu Mehmet Paşa Mahalle Muhtarı Fatma Taner Ege, 19 Mayıs Mahalle Muhtarı Ali Gölpunar, İlk Yerleşim Mahalle Muhtarı Fecire Yazan, Remzi Oğuz Arık Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan, İşçi Blokları Mahalle Muhtarı Ayşegül Emekçi, Ahlatlıbel Mahalle Muhtarı Nizam Yılmaz katıldı. “BÜTÜN PROJELERİ KENDİ ÖZ GÜCÜMÜZLE HAYATA GEÇİRİYORUZ” “Yerel Yönetim ve Yerel Siyaset 2 Muhtarlar Konuşuyor” isimli panelde konuşan 19 Mayıs Mahallesi Muhtarı Ali Gölpunar, muhtarlık olarak belediyelerden bir beklenti içinde olmadıklarını vurgulayarak, bugüne kadar yaptıkları bütün projeleri mahallenin kendi  öz güçleriyle hayata geçirdiklerini söyledi. Gölpunar, sözlerine şöyle devam etti: “Başkanım diyeceğim hiçbir belediye başkanı olmadı. Muhtarlık 10 yıl önce geçim kaynağı olarak görülürken bugünkü durumu ise çok daha içler acısı. Eskiden Halkı soyan bir muhtarlık anlayışı egemendi. Şimdi muhtarlık dalkavukluk yapan bir zemine çekilmeye çalışıyor. Keçiören Belediyesi’nin yaptığı bütün etkinliklerin aynısı muhtarlık olarak kendi bütçemizle yapıyoruz. Gençlik kültürevi açtık. Sırtında saz, bağlama olan 10 kişiden 8’i bizim açtığımız kurstan çalmayı öğrendi. Gençlere okulları için destek kursu veriyoruz ve yılda 150’ye yakın öğrenci ders görüyor. Bu öğrencilerin yüzde 40’ı muhafazakar öğrencilerinden oluşuyor. Yaz okulları düzenliyoruz, çocukları havuza götürüyoruz. ‘Başkan bize servis ver’ diyecek bir mekanizmamız olmadığı için tek derdimiz servis parası oluyor”. “HİÇ KİMSEDEN ÜCRET ALMADIM” Ahlatlıbel Mahallesi Muhtarı Nizam Yılmaz, yaşadığı sorunları şöyle anlattı: “Muhtarlar önemseniyor gibi gözüküyor ama aslında muhtarlık kurumundan kurtarmak istiyorlar. 2007 yılından beri muhtarlık yapıyorum, hiç kimseden ücret almadım o bizim vatandaşla iletişimimizden kaynaklanıyor. İmarı tamamlanmış mahallerle imarı henüz tamamlanmamış mahalleler arasında çok büyük bir fark varlar. Biz de henüz gasp edilmeye çalışılan yerler var. Tek parselde kentsel dönüşüm yapabiliyorlar. Bu tür karşı çıkarsanız karşılığını da dayak yiyebilirsiniz benim gibi. İlçe belediyeleriyle Büyükşehir belediyesi imar planlarında çok uyumlu çalışıyorlar. Bu anlamda Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin mücadelesini takdirle karşılıyorum. Uzun bir süredir zenginleşmenin en önemli ve yasal bir zenginleşme aracı. . 1 milyon değerindeki arsa alın, tiyo verilmişse ertesi gün 10 milyon olur Çankaya Belediyesi ile 2008 yılında siyasi olarak çok farklı düşünmeye bir insan olarak çok büyük sıkıntılar yaşadım. O dönemin belediye başkanı 170 dönümü içeren yeşil alanları özel kurumlarına ve firmalara 10 yıllığına bedelsiz terk etti ve ben oralar hepsini kendim diktim. Mahalledeki dikilmiş ağaçları ben diktim belediyenin diktiği hiçbir ağaç yok. Beni bekleyen mobil zabıta arabalarım vardı. Mahalleye yaptığım muhtarlık binamı yıkma kararı aldılar 10 yıldır uğraşıyorum bugün Danıştay'dan bozma kararı geldi.” “ASKERİ ÖĞRENCİLERİN HEPSİNİ SEÇMEN YAZMIŞLAR” Yüksek Seçim Kurulu’na 24 Haziran’da fark ettiği usulsüzlüğü de anlatan Yılmaz, şunları kaydetti: “24 Haziran seçimlerinde mahallemde bir gün de 3 bin 129 kişi kaydolduğunu fark ettim. CHP, İyi Parti, HDP aradım. Askeri öğrencilerin tamamını seçmen yazmışlar ve 3 bin 129 kişi iki odada kalıyor. Soruyoruz nasıl bu olabiliyor? Bunlar öğrenci değil kursiyer ve ben bunu üç tane siyasi parti ile hiçbir yere götüremedim. İmzalı bildirdim kendimi hedef gösterterek ama o seçim sürecinde bir basın toplantısı bile yapan olmadı. Kültür merkezi yapmak istedik. Belediye meclisinden yer cami olarak çıktı. İtiraz ettik, komisyon reddetti” “EĞER YEREL DEMOKRASİ GELİŞİRSE GENELİ TETİKLEYECEK” Remzi Oğuz Arık Mahallesi Muhtarı Süleyman Demircan yönetimlerin muhtarlığın demokratikleşmesini istemediğini vurguladı. Demircan, sözlerine şöyle devam etti: “Yerel yönetimler ve genel idare muhtarlığın özerkleşmesini ve öz yönetime evrilmesini istemiyor. Çünkü orada yerel demokrasi var. Eğer yerel demokrasi gelişirse geneli tetikleyecek. Bu da sistemin demokratikleşmesini hızlandıracak. Mevcut sistemden yerel yöneticilerin başkanlarına ve merkezi idarenin başkanlarına öyle bir yetki vermiş ki, mümkün değil.  Muhtarlığı temsili demokrasiden yerel demokrasiye geçiş olarak algılamamız lazım. Bu konuda katkı koymaya geldik. Seçimle geliyoruz seçilmişlerin haklarına sahip değil, atanmış desen onlar gibi 650’ye kaymakamın yetkilerine sahip değil, memur değil. Eğer demokratikleşmek istiyorsak, yerelleri geliştirmeliyiz.” Demircan, mahallesinde çıkardığı bir fanzine dava açıldığını anlatarak “Mahalledeki arkadaşlar yazıyor ve sorunlarını anlatıyordu. 17 sayı çıkardık. İzin verilmedi, para cezası istendi. Basın savcılığı ‘cezayı öde, bir daha çıkarma’ dedi. Ödemedim.  Ceza ikiye katlandı 3 milyon 700 lira oldu. Dava açıldı. 1,5 yıl sürdü.  Hakim en son “Muhtar 4 sayfa yazı yazmış, onunla uğraşıyorlar.  Hadi işinize gidin” dedi  ve sonunda beraat ettim. Kentle ilgili sorunlarda tek yol mücadelemiz vardı. Biz bunun için 3 bin imza topladık.” dedi. Sokullu Mehmet Paşa Mahallesi Muhtarı Fatma Taner Ege, “Türkiye’de kadın olmak zor. İlk mahalle muhtarlığım sürecinde bu anlamda sıkıntılar yaşadım. Önce kadın olarak kabullenmediler. 2009 seçimlerden sonra caminin imamı ‘Koskoca mahalleyi bir kadından kurtaramadınız’ dedi. Önce üzüldüm sonra önemsemedim. Mahalle imamı benden rahatsız oldu. Kadın muhtar olarak zorlandım. 5393 sayılı Belediyeler Yasası ile kent konseyleri oluşturuldu. Beş mahalle muhtarımızı bir araya getirip Sokullu Semt Meclisini kurdum. Eski belediye başkanımız bize iki oda verdi. Kadın el emeği pazarı açtık. Yeni Çankaya Belediye başkan bizi oradan çıkarttı yer de göstermediler bu anlamda çok üzüldüm. Umarım tekrar da bunu hayata geçireceğiz.  Cumhuriyet temel değerlerine demokratik laik, hukuk ve soysal devlete sahip çıkan, mahalle meclisleriyle ile iletişim halinde olan, başkanların muhtarlarla toplandığı ve muhtarlara demokrasinin temel taşı olarak bakan bir yönetim istiyorum” dedi. “SORUNA SAHİP ÇIKARAK KATILIMCILIĞIN ÖNÜ AÇILMALI” İlk Yerleşim Mahallesi Muhtarı Fecire Yazan da klasik muhtarlık anlayışının değişmesi gerekliliğine vurgu yaptı. Yazan, “Muhtarlık demokrasinin birinci ayağı derken neyi kastediyorlar.  Kendi yerel yönetim anlayışımızla katılımcılığı sağlayabiliyoruz. Muhtar insanların ne yaşadığını duyan kişi. Soruna sahip çıkarsa katılımcılığın önünü açıyor. Bunu yapabildiğiniz ölçüde katılımcılığın önü açılır. Vatandaşın sorunlarını doğru tespit etmek gerekiyor.  Park, sağlık ocağı ihtiyacı varken, kültür merkezi yapıyoruz. Muhtarın en önemli işlevi vatandaşın sorununu doğru tespit etmek. Bazı hizmetler de insanların ayağına götürülmeli” diye konuştu. “DEĞİŞEN İMAR PLANLARI MAHALLENİN MUHTARLARINI KISKAÇ ALTINA ALIYOR” İşçi Blokları Mahallesi Muhtarı Ayşegül Emekçi ise, “Cumhuriyete aşık insanların olduğu bir mahallenin muhtarıyım. Muhtarlık iki türlü görüyorum. Bir tanesi merkezi otoritenin muhtarlıkları, bir tanesi de toplumsal süreçteki muhtarlık yapma. Düzensiz kentleşme ve kamunun yetersizlikleri yüzünden de başka misyonlar yükleniyoruz. Bizim yaptığımız muhtarlık ikinci noktadaki muhtarlık. Zaten evraklar e-devletten de alınabiliyor. En çok sorunlar yaşamsal alanlarıyla ilgili sorunlar.  Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin ve Tezcan Karakuş Candan’ın bize çok faydası olmuştur. Değişen imar planları mahallenin muhtarlarını kıskaç altına alıyor. Bize sorulmadan yapılan o mahallenin sosyo-kültürel dokusu siyasi dokusu hayata bakış açısı gözetilmeksizin yapılan değişikliklere mahalleliler muhtarlıktan mukavemet gösteriyorlar. Bu noktada  Birlik Parkı mücadelemizde odanın bize destekleri büyük oldu. Muhtarlar mahalle sakinlerinin yaşamına giriyor. Kendi hayatımız dışında herkesin hayatını yaşayıp, eve gittiğimizde de yaşamaya devam ediyoruz” sözleriyle sorunlarını ifade etti. (Oktay BİNGÖL)

Editör: TE Bilisim