Muhtarın Gözünden’ haber serisi kapsamında görüştüğümüz Gülseren Mahallesi Muhtarı, Diriliş Mahallesi Muhtar Adayı Dilek Kara, mahalle halkının kentsel dönüşüm mağduru olduğuna dikkat çekti. Kentsel dönüşüm projesinin 2010 yılında başladığını dile getiren Kara, “ Aradan dokuz yıl geçmesine rağmen sadece iki etap tamamlanıp bize teslim edildi” ifadelerini kullandı. TOKİ tarafından Gülseren Mahallesine uygulanan projenin yanlış olduğunu vurgulayan Kara, “Yapılan dairelere mecburen geçmek zorunda kaldık. Daireler tek tuvaletli yapıldı. Babam ile tuvalet sırası beklediğimi biliyorum. Balkona sadece tek kişi çıkabiliyorsun. İkinci kişinin sığabileceği bir alan yok. Balkonu değişmeli olarak kullanıyoruz. Keşke biraz daha direnebilseydik. Evlerimizi teslim etmeseydik” dedi. Muhtarın mahallenin ablası, teyzesi, halası, babası ve amcası olduğunu söyleyen Kara, muhtarların siyasetçiler tarafından muhatap alınmasını da olumlu karşıladı. Muhtarların sigortalarının yatırılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bire bir görüştüğünü aktaran Kara, görüşmeden sonra sigorta sorununun halledildiğinin altını çizdi. Biz sorduk Muhtar Dilek Kara cevapladı. “KİMSEDEN EVRAK PARASI ALMADIM” Dilek Kara kimdir, sizi tanıyabilir miyiz? 1974 yılında Gülseren Mahallesinde doğan ve bu mahallenin kültürü ile büyüyen birisiyim. Eğitim hayatım bu mahallede geçti. Bir dönemdir Gülseren Mahallesi muhtarlık görevini yürütüyorum. Küçüklüğümden beri hep ayakları üstünde dimdik duran bir kadınım. İcra takiplerinde çalıştım, kâtiplik yaptım. Bir gün buraya bir evrak istemeye geldim ve benden 20 TL istenildi. Bu olay sonrasında bir dahaki dönemde aday olmaya karar verdim. Aday oldum ve mahallede dört dönemdir muhtarlık yapan kişi karşısında kazanarak muhtar oldum. Hiç kimseden bu güne kadar evrak parası almadım. Sadece azalarımdan formalite icabı ve hatıra olsun diye evrak parası aldım. O paralar hatıra olarak kalacak. Yeni dönemde aday mısınız? Karşınızda aday olan biri var mı? Seçimi nasıl değerlendiriyorsun? Seçim sürecini ilk defa 2012 yılında yaşadım. Seçim büyük bir heyecandır. Yüreğinizde bir çarpma oluyor. Bunu yarış olarak adlandırmıyorum. Olup ya da olmaması önemli değil. Bu heyecanı yaşamak ve hissetmek önemlidir. “İŞİMİZ SORUNLARI DİNLEMEK VE HALLETMEKTİR” Muhtarlık ve muhtarlık kurumu size ne gibi çağrışımlar uyandırıyor? Muhtarlık nedir? Muhtar, mahallenin ablasıdır, annesidir, halasıdır, teyzesidir, babasıdır, amcasıdır. Bu söylediklerim Çankaya ve Yenimahalle’de muhtarlık yapanlar için geçerli değil, bizim gibi köşede kalmış mahallelerde geçerlidir. Yani muhtar her şeydir. Birçok insanın psikolojisi üzerinde etki bıraktığımı, iyileştirdiğimi düşünüyorum. Çünkü kendilerini bir psikolog gibi dinliyorum ve çözüm olmaya çalışıyorum. Yani benim bahsettiğim durum Bilkent Mahallesinde geçerli olmaz. Buradaki insanlar muhtara pek ihtiyaç duymazlar. Çünkü herkes üniversite mezunudur. Ama bizim mahallede öyle değil. Şimdiye kadar erkek muhtarlarla öğrenemediklerini öğrendiler. Muhtarın sırdaş, arkadaş olduğunu fark ettiler. Kadın muhtar ile bunları öğrendiler. “SORUNLAR DİNLENİLİYOR VE ÇÖZÜM ÜRETİLİYOR” Muhtarların siyasetçiler tarafından muhatap alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhurbaşkanının daveti ile gittik. Öncelikle bir önyargı ile oraya gittiğimi söyleyebilirim. Sonrasında düşündüğümüz gibi olmadığını yaşayarak gördüm. Yemekler bittikten sonra Cumhurbaşkanı ile bir dakika da olsa görüşme fırsatı buldum. Kendisine sigortalarımızın olmadığını söyledim. Ben oradan çıktıktan 20 gün sonra sigortam yapıldı. Şuan sağlık hizmetimizi bu şekilde yürütüyoruz. Yani sorunlar birebir dinleniyor ve çözüme kavuşturuluyor. Bunu gördüm ve yaşadım. Benim sözüme istinaden bu sorun çözüldü. Hastaneye gidemiyordum. Bu benim için çok büyük bir sıkıntıydı. Türkiye’de 56 bin muhtar var. Çoğunun durumu benimkine benziyor. Dolayısıyla bizim için büyük bir gelişmedir. “EN BÜYÜK SORUNUMUZ KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR” Mahallenizin en temel sorunları nelerdir? Çözüm için ne gibi çalışmalar yürütülüyor? Mahallemizin en büyük sorunu kentsel dönüşümdür. Bu sorun her seçim sonrası erteleniyor. Biz kentsel dönüşümümüzü bir türlü tamamlayamadık. Benim evim 2013 yılında teslim edilmesi gerekirken, ben evimi 2016 yılında teslim aldım. Neresinden tutarsanız bir mağduriyet göreceksiniz. Mahallemizde çok yıkılan yerler var. Yıktık ama yapımına başlamadık. Maden öyle neden yıktık? Keşke yıkmasaydık, insanlar gecekondularında kalabilseydi. Ya da üç yıl içinde teslim edilseydi. Karar o şekildeydi çünkü. Ama bize teslim edilen etaplarımız birinci ve üçüncü etaplardır. İkinci etabımız başladı maalesef daha bitmedi. İnsanlar bulundukları, oturdukları evde hem kira ödüyorlar hem de taksit ödüyorlar. Artık bu insanların ne halde olduğunu siz düşünün. TOKİ bizim mahalleye yanlış proje uyguladı. Tek tuvaletli daireler yapıldı. Sabah babamla tuvalet sırası beklediğimi biliyorum. Yapılan balkona sadece bir kişi çıkabiliyor. Balkon değişmeli kullanılıyor. Balkonda kinci kişinin sığabileceği bir alan yok.  Mecburen bu daireleri almak ve yerleşmek zorunda kaldık. Keşke daha fazla direnebilseydik. “MAHALLENİN BÜNYESİ İLE OYNANILDI” Gülseren Mahallesi hangi mahalle ile birleşti? Mahallelerin birleşmesi ne gibi sıkıntılara neden oldu? Bizim mahalle Gülveren Mahallesinden ayrılma bir mahalledir. Gülseren Mahallesi 25 yıl önce Anayurt ve Gülseren Mahallesi olmak üzere tekrardan ikiye ayrıldı. Mahallemizde yer alan binalar başka bir mahalleye bir anda geçiverdi. Mahallede yaşayanların sayısı bir anda 348’e indi. Sokak ve cadde isimleri değişti. İnsanlar sokakları bile bilemez hale geldi. Eski sokak, yeni sokak. Gülseren mahallesinin adeta bünyesi, metabolizması ile oynanıldı. Birileri ‘ben yaptım’ diyor ve yapıyor. Oldubittiye getiriliyor her şey. Kimse mahallede yaşayanların görüşünü sormuyor. Daha sonra Anayurt ve Gülseren mahalleleri birleştirilerek Diriliş Mahallesi yapıldı. Şimdi Diriliş Mahallesi olarak geçiyor. Mahalle halkı mahalle muhtarının kadın olmasını istiyor. Çünkü ben eşimi erkek muhtara gönderemem diyor. Yani kadınların çok rahat hareket ettiğini söyleyebilirim. Burası onların evi gibidir. Ben de onların kardeşi ve ablasıyım. “ÖN YARGILARI KIRANA KADAR CANIM ÇIKTI” Kadın muhtar olarak kadınlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Kadınlarla bir araya geliyoruz, konuşuyoruz, sohbet ediyoruz. Mahallemizi nasıl güzelleştirebiliriz onu konuşuyoruz. Eşimize nasıl yardımcı olabiliriz onu konuşuyoruz. Yani altın günleri yapılıyor. Bunlar kadınların evin ekonomisine katkısı açısından çok önemlidir. Yani bu konuda insanların beynini aşmamız gerekir. İnsanların ön yargılarını kırmak gerekir. Ön yargıları kırana kadar canım çıktı. Bu konuda saatlerce konuşarak dil döktüğümü biliyorum. Mahallemizin yüzü değişti. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Okuma yazma oranı arttı. Kız çocuklarının okuma sayısı daha çok arttı. “ÇÖZÜM ÜRETMEK ADINA TEKRAR ADAYIM” 31 Mart yerel seçimler öncesi mahallenize, mahalle halkınıza vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Umutlarımızı yarına taşımak için ve her zaman kadınlarla birlik olmak için buradayım. Ben kadınları ve mahallemi seviyorum. Onların da beni sevdiğini biliyorum. Onların yanında olmak benim için en büyük değer. Mahalleme hizmet etmek adına bir dönem daha adaylığa talibim. Bir dönem daha şans istiyorum.  Beni seçeceklerini ve bana oy vereceklerini düşünüyorum. Birlikte çözüm üretmek adına adayım. Muhtarlık etmenin kolay bir iş olduğunu düşünmüyorum. Her gün farklı numaralardan aranıyorum. Taciz ediliyorum. Bunu yapan insan olamaz. Kadın muhtar olarak birçok sıkıntı ile başa çıkmaya çalışıyoruz. Bir de mahalle olarak gecekondu mahallesidir. Yani kolayca muhtarlık yapılabilecek bir bölge değildir. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim