Endişeliydik, uzun zamandır Mona Lisa tablosuna ait yeni keşifler yapılmıyordu. Bilim dünyasının ya da Leonardo mistikleri Mona Lisa’nın bitip tükenmeyen gizemlerini çözmeye ara mı vermişlerdi ya da bu alanda çalışmanın artık pek getirisi yok muydu, zaten bu tür çalışmalara Nobel de vermiyorlardı her nedense ve bu tür araştırmalar saygın hakemli dergilerde de yer almıyordu, diye düşünürken peş peşe haberler düşmeye başladı da rahat bir nefes aldık. Evet, bilim dünyası boş durmuyordu(!) 30 eylül 2017 tarihinde gazetelerimizde adet olduğu üzere yeni Mona Lisa haberleri düşmeye başladı. İlki Şöyleydi: 'Mona Lisa’nın eskizi bulundu. Neymiş haber? Fransız Küratör bilmem kim 150 yıldır zaten sergide olan bir desenin Mona Lisa’nın taslağı olduğunu iddia etmiş  'Mona Vanna' adıyla bilinen resmin Leonardo’nun atölyesinin ürünü olduğunu biliyorlarmış ama resmin bizzat Leonardo tarafından yapıldığını bilmiyorlarmış. Fakat Louvre’da yani meşhur eserin sergilendiği meşhur müzede yapılan testlerin ardından resmin, 'en azından kısmen, biraz' Davincili Leonardo tarafından yapıldığını düşünüyormuş, düşünüyormuş ama kanıt delil bulgu hak getire. Zaten önemli de değil. Söz konusu  Leonardo ve Mona Lisa olunca  daha çekici ve daha çok müşterisi var bunun.. 11 Ekim 2017’de gazetelere yeni bir Mona Lisa haberi düşüyordu. Bu kez gazeteler haberi şöyle verdi. Leonardo da Vinci’nin 'Erkek Mona Lisa(!)' olarak bilinen (kimin böyle bildiği de bir muamma ama) açık arttırmayla satılacakmış. Bu satışı Christie's müzayede evinin yaptığını görünce hem haberi hem de Leonardo'nun bu çok bilinmeyen eserinin neden 'Erkek Mona Lisa' olarak pazarlandığını anlayabiliyoruz. Bu müzayede evi PR çalışmasını 100 milyon dolarlık 'açılış' fiyatıyla satışa sunacağı bu eseri (ki eser 1500 yılında yapılmış -ve 'erkek mona lisa' dan daha önemli bir tarihsel kişiyi resimliyor- doğru isim Salvator Mundi  'dünyanın kurtarıcısı' yani ya da  Hz.İsa) önce dünya turnesine çıkararak New York, Los Angeles, Londra, Hong Kong gibi finans kapitalin önemli merkezlerinde dolaştırılacak, merak ve gizemi arttıracak dahası fiyatını fırlatacak, dolayısıyla kasım ortalarında yapılacak  bu müzayede öncesi  çözülecek çok fazla Leonardo ve Mona Lisa sırlarıyla karşılaşacağız bu kesin. İnternet ortamında yapılacak kısacık bir aramanın bile bu küçücük resmin (77x53cm)  oluşturduğu devasa etkinin boyutlarının inanılmazlığını gözler önüne seriyor. Bu ilgiyle beraber oluşturulan gizem ve mistisizm hastalıklı boyutlarda. Resmin arka planındaki peyzajda uzay mekiği uzay istasyonu gören düşük çözünürlükte farklı, yüksek çözünürlükte farklı şeyler gördüğünü söyleyen, basit simetri numaralarıyla yapılan sayısız varyasyon -atraksiyon, inanılmaz değerlendirmeler var. Arama motorlarına Mona Lisa diye yazdığınızda, gizemli tablo, gülüşün sırrı (üstelik bu gülüşün gizemi her yıl yılda birkaç kez çözülür) gözlerin sırrı, gözlerindeki harfler, dudaklarının şifresi, felçli olduğu, hamile olduğu, fahişe olduğu hatta Leonardo’nun kendisi olduğu yollu birden çok tahammülfersa yorumlar var. Muhtemelen çağının çok çok ilerisinde olan bu kişinin sadece bir 'portre' yapması insanlara çok tatmin edici gelmiyor ki o portrenin arkasında mühendislik ve tasarımlarındaki yüksek dehaya dair izler aranıyor. Resmin tek başına olağanüstülüğü gizem avcılarını ve bu sektörden nasiplenenleri çok büyük bir sektörü kesmiyor anlaşılan. Merkez medyadaki gazetenin birinde yaptığım yüzeysel bir araştırmada bile Mona Lisa'yla ilgili 624 haber ve içerik olduğunu görürüz. Bu bağlamda oluşturulan gizemin tüketim ve turistik etkisi göz ardı edilemez. Sadece bu eseri yılda dokuz milyon kişinin görmeye gittiğini düşündüğümüzde bu minnacık kadının çarpan etkisi inanılmaz. Leonardo Davinci ve Mona Lisa etrafında dolaştırılan bu gizem çemberi olabildiğince medyatik ve sansasyonel bir olay olmasının tek suçlusu(!) Vincenzo Perrugia adlı İtalyan bir badanacıdır. 1911 yılında bu kadar popüler olmayan bu eserin Perrugia tarafından çalınmasının  üzerinden tam 24 saat geçtikten sonra  eksikliği fark edilir. Bu kayboluş medyatize olduktan, medyada histerik bir kampanyaya dönüştürüldükten sonra hayatında hiç Louvre müzesine gitmemiş insanlar bile çalınan eserin yokluğunu  görmeye, bu boşluğa bakmaya gittiği yazılır. Hatta büyük Çek yazar Franz Kafka’nın bile hırsızlık olayından 3 hafta sonra bir arkadaşı ile beraber Paris gezilerinde bu boşluğu ve yokluğu görmek için kuyrukta beklediklerini yazacaktı. Leonardo da vinci gibi bir bilim sanat insanın son derece akılcı evreninde bu manzarayı görüp esas gizemin bu manzara ve bu fenomen olduğunu düşüneceğini hayal ediyorum. Ve belki de şöyle yazacaktı o meşhur defterlerinden birine (ama tersten): “Çizdiğim her resim kendi yaşamıma sorduğum bir soruydu.”    

Editör: TE Bilisim