‘’Teşekkür Ederim Sağlıklı Yaşam Akademisi’’, Refleksoloji ve Sağlıklı Beslenme isimli seminer düzenledi. Fizyoterapist Abdülkerim Değirmenci ve Fizyoterapist ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Meryem Meriç’in eğitmenliğini yaptığı seminerde, vücudun mikro sistemleri kapsamlı bir şekilde anlatıldı. Fizyoterapist Değirmenci, mikro bölgelerden, hastalıkların anlaşılabileceğine değinerek, ‘’Bu yöntem Doğu tıbbında çok yaygındır’’ diyerek katılımcılara, önemli sağlık bilgileri verdi. ‘’İNSANLAR DOĞRU BESLENMEYE ÇALIŞIYOR’’ Abdülkerim Değirmenci, ‘’Yaklaşık 27 yıldır fizyoterapistlik yapıyorum. Mesleğimi çok severek ve keyifle yapıyorum. Bu sürenin 24 yılını engelli çocuklarla çalışarak yaptım. Hala da onlarla çalışıyor, onlara katkı sunmaya ve destek olmaya çalışıyorum. Bununla birlikte onların hayatında ve diğer dostlarımın hayatına katkı sağladığım bir mesleğim daha var. Onlara hücresel beslenme alanında destek oluyorum. Aslında hepimiz karmaşık ve kaotik bir hayatın içinde yaşıyoruz. İnsanların çoğu doğru beslenmeye çalışıyor ama bunu çoğu zaman başaramıyor. Bu nedenle de gün içinde kendilerini yeterince mutlu hissetmiyorlar, enerjileri dengesiz bir şekilde inip çıkıyor, kronik ağrılar meydana geliyor’’ dedi. ENERJİ ÇEŞİTLERİ Vücudun çeşitli enerjilerle beslendiğine değinen Değirmenci, ‘’Enerji kelimesini duymayan yoktur. Enerji hepimizin bildiği gibi, bizleri ayakta tutan, bizi yaşamın içine bağlayan, hücrelerimizden başlayıp hayatın her alanına akan büyük bir enerji dalgasının içerisindeyiz ya da enerjiyiz. Aslında hepimiz bir ağın içindeyiz. Örneğin bir türü, kalıtımsal enerjidir. Çocuklarımızı bazen halasına, dayısına benzetiyoruz. Bu kalıtımsal enerjiden kaynaklı bir durumdur. Besinlerden aldığımız, beslenme enerjisi çok önemli. Bu nedenle yediklerimiz, içtiklerimiz son derece değerli. Eğer doğru beslenmezsek, kötü bir enerji alırız ve bu bizim hayatımızın her alanına yansır’’ ifadelerini kullandı. ‘’YÜZE BAKARAK HASTALIĞI ANLIYORLAR’’ Vücudun makro sistemlerinin yanında mikro sistemlerin de tıbbi müdahale açısından önem taşıdığı konusuna değinen Değirmenci, ‘’Muhtemelen, aklımdan geçtin sen aradın, durumunu çoğu insan yaşıyordur. Bu insanın kendi çevresinde bir enerji oluşturmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Enerji kalkanı oluşturuluyor. Enerjinin aktığı 3 farklı sistemimiz var. Bunlardan birisi dolaşım sistemi, diğeri sinir sistemi, sonuncusu da meridyen sistemidir. Vücudumuzda meridyenlerden akan enerji dalgası meridyen sisteminden geçmektedir. Meridyenlere baktığımız zaman, onlar makro sistemlerdir. Bizim ilgi alanımız mikro sistemlerden oluşmakta. Benim alanım da mikro sistemlerin sağlıklı olması ve beslenmesi. Mesela bazı insanlar, yüzünüze bakarak sizin bir probleminiz olduğunu bilir. Bu yöntem Doğu tıbbında çok yaygındır’’ şeklinde konuştu. ÜST DUDAK MİDEYİ SİMGELİYOR Bazı mikro sistemlerinden örnekler veren Değirmenci, ‘’Örneğin, üst dudak genelde midenin durumunu gösterir. Yani üst dudağınızda çatlama, kuruma gibi belirtiler varsa, bu midenizde bir sorun oluştuğuna dair bir işaret olabilir. Alt dudak ince bağırsağın mesajcısıdır. Ben bu sorunları düzeltmekle ilgili bilgileri aktarmaya çalışıyorum. Burnun ucu kalbi temsil eder. Örneğin heyecanlandığınız zaman burnunuzun kızarması kalbin hızlı çalışmasından kaynaklı bir durumdur. Çin tıbbında insan vücudunun rahatsızlıklarına iki yerden teşhis konuluyor. Bunlardan birisi nabız ölçümü, diğeri de dilin durumudur. Bu uzun bir konu ve deneyim gerektirir’’ diye konuştu. AYAK SAĞLIĞI ÖNEMLİ Mikro sistemlerin alanını kapsayan refleksolojinin öneminden bahseden Değirmenci, ‘’Makro sistemlerden, mikro sistemlere kadar bir sistemin içindeyiz. Aslında vücudunuzun belirli bölgeleri mikro sistemlerden oluşmaktadır. Doğu tıbbına göre bu kanıtlanmış bir durum. Genelden daha çok çözüm bulabileceğimiz noktalar verilmiş. Bu noktalardan bir tanesi ayaklardır. Bu nedenle ayak sağlığı son derece önemlidir. Bir başka organ ise ellerimizdir. Örneğin, özellikle başınızın ağrıdığı zamanlarda, başparmak ile işaret parmağı arasını ovaladığınız zaman kısmi bir rahatlama hissedersiniz. Bizim en büyük uyarımız, baş ağrısı durumlarında hastaların hemen ağrı kesicilere başvurması. Lütfen direk ağrı kesicilere başvurmayın. Mutlaka başvuracaksanız da doktorunuza başvurun. İnsanları en çok öldüren şeylerden bir tanesi de ağrı kesiciler’’ diyerek uyarılarda bulundu. AKUPUNKTUR İĞNELERİ İLE TEDAVİ Mikro sistemlerden bir diğeri de kulaklar. Akupunktur iğneleri ile kilo verme, sigara bağımlılığını bırakmak gibi birçok yöntemde kullanılıyor. Kulakta bulunan mikro sistemden de söz eden Değirmenci, ‘’Kısacası vücudunuzun belli noktalarına dokunarak, oraya bakarak, vücudunuz hakkında bir takım bilgiler edinebilirsiniz. Bir başka mikro sistemlerden biri de kulakta bulunmaktadır. Örneğin, sigara bırakmak, kilo vermek amacıyla kulak bölgesine akupunktur iğneleri yerleştirilir. Aslında kulaklar, ters yatmış bir bebeği gösterir. Bu belirgin bir şekilde görülebilir. Biz bu noktalara bazen akupunktur noktalarına iğneler yerleştiriyoruz. Yine başınız ağrıdığı zaman, kendi kendinize kulak memenize masaj yapabilirsiniz. Dikkat ederseniz, kulak memesi direk başı simgeliyor’’ dedi. ÇOCUKTA OLAN PROBLEM ANNEDEN KAYNAKLI OLABİLİR Yüzde bulunan EFT noktalarına dokunarak geliştirilen birçok tedavi yöntemi mevcut. Vücutta oluşan rahatsızlıkların belli yöntemlerle giderilebileceğini anlatan Değirmenci, ‘’Bir başka sistemde yüzümüzde mevcuttur. Yüzde bilindiği üzere EFT noktaları bulunmakta. Alından çeneye kadar belli noktalar omurga sistemini temsil etmektedir. Doğu tıbbında meridyen sistemi ile ilgili çok önemli bilgiler var. Anne doğum yaptığı zaman, çocukta problem çıkması sonucu çocuk hemen ilaç ile desteklenmeye çalışır. Doktorlar bu konuda katkı sağlayacaktır ama Doğu tıbbı bu konuya şöyle bakıyor; eğer bir çocukta problem varsa bu annede bir sorun olduğuna işarettir. O yüzden hayata bakarken, genelde bir başka kaynağa bakılmalıdır. Mesela buna 5 faz denir’’ ifadelerini kullandı. DENGE MUTLU EDİYOR Çin’de kullanılan yöntemlerden de bahseden Değirmenci, ‘’Bunlardan ilki odundur. Odun fazının mevsimi ilkbahardır, genelde doğumların olduğu bir dönemdir. Rengi yeşildir, karaciğer ve safra kesesini işaret eder. Bu nedenle ilkbahar döneminde karaciğer ve safra kesesi gibi organlarımıza daha fazla dikkat etmemiz gerekir. İkinci faz ateş fazıdır. Ateş fazının rengi kırmızı ve insan sesi olarak gülüşü temsil etmektedir. Toprak fazı ise genelde dengeyi temsil eder. Dengeyi temsil ettiği için, nötrize etme özelliği vardır ve endişe duygusunun ön plana çıktığı bir fazdır. Toprak fazının organları mide ve dalaktır. Daha çok kışın akciğer ve kalınbağırsak organlarına dikkat etmemiz gerekir, çünkü bu mevsimde bu iki organın hassasiyeti artmaktadır. Bir sonraki faz ise su fazıdır. Suyun organı böbrek ve mesanedir’’ mevsimler ve organlar arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Değirmenci sözlerini şöyle sürdürdü, ‘’Mutluluk genel olarak dengede olmak olarak tanımlanır. Bu da bütüncül olmayı ve her şeyin uyum içinde olmasını gerektirir. Ying ve Yang felsefesinin temelinde bu yatmaktadır. Ying ve Yang biri iyi diğeri kötü anlamına gelmemektedir. Örneğin üşümek kötü bir şey değildir. Yeryüzü, gökyüzü, aktif ve pasif gibi birbirinin zıttı durumlar dengeyi oluşturur. Hayatta bir dengenin olması gerekiyor. Birbirinin zıttı olan durumlar arasında çizgi Ying ya da Yang kısmına kaydığı zaman bu denge bozuluyor ve mutsuzluk hali ortaya çıkıyor. Dengeyi bozan birçok şey çevremizde bulunmakta.’’ (Rozita Merve HAMİDİ)    

Editör: TE Bilisim