Her yıl mart ayının son Pazartesinden itibaren başlayan hafta Türkiye’de ‘Kütüphane Haftası’ olarak kabul ediliyor. Bu tarihler de Türkiye’de çeşitli etkinliklerle kütüphane ve kütüphaneciliğe ilişkin programlar hazırlanıyor. Bu tarihin nereden çıktığına bakmakla birlikte kütüphanelerin nasıl oluştuğuna da bir bakmak gerekiyor. Kitap kavramı ortaya çıktıktan sonra kitabı çoğaltma yolları aranmaya başladı. Bir şekilde matbaanın icat edilmesi ile birlikte de kitapların çoğaltılabileceğinin farkına varıldı. Kitabın çoğaltılması demek beraberinde de kitapların nerede muhafaza edileceğine dair soru işaretlerini de gündeme getirdi. Sonrasında ise kitaplık kavramı belirdi. Tam da bu vesile ile kütüphane ve kütüphanecilik kavramları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Ve herkesin yararlanması, okuması, başvurması için kurulan, içinde kitaplar bulunan binaya da kütüphane ismi verildi. Kütüphane, okumak, kitaplardan uzak kalmamak önemli kavramlar. Şayet modern çağa ayak uydurmuş bir toplum yaratılmak isteniyorsa bu pek tabi ki kitaplar sayesinde olacaktır. İşte tam da bunun için Millî Eğitim Bakanlığı, Mart ayının son pazartesi günü başlayan hafta­nın Kütüphane Haftası olarak değerlendirilmesini kararlaştırmıştır. O hafta süresince kütüphanenin önemi anlatılır. Kütüphaneciliğin sorunları kamuoyuna duyurulur. Halk, kütüphanelerin gelişmesi için bilinçlendirilir. Okullarımızda kütüphanenin yararlarından söz edilir. Kütüphanelerde uyulması gerekli kurallar öğretilir. Kütüphanenin tarihine bakılacak olursa eski çağlardan beri kütüphaneler insanlığın hizmetindedir. Eldeki bilgilere göre ise ilk kütüphane, Asurlular zamanında kurulmuştur. Osmanlı imparatorluğu döneminde de kitaba ve kütüphaneye önem verilirdi. O dönemden zamanımıza kadar gelen büyük kütüphaneler vardır. Ankara’nın en büyük kütüphanesi Milli Kütüphanedir. Milli Kütüphane 29 Mart 1950 tarihinde kabul edilen Kuruluş Kanunu ile yasal kimlik kazanmıştır. Açılış tarihinde içinde iki kitap bulunan bu kütüphanemizde bugün 620 bin kitap vardır. Kütüphanelerimizdeki kitap sayısı yaklaşık 6 milyon kadardır. İçinde bulunduğumuz yüzyılı düşünecek olursak ilerleme dönemidir. Bu ise bilimle sağlanabilir. Bunu sağlayacak olan ise kitaplardır, yani kitaplardan alınacak olan eğitimdir. Bununla birlikte okuduğumuz kitaplar, dergiler, gazeteler bilgilerimizi artırır. Bizi dünyadaki gelişmelerden, değişmelerden haberdar eder. Kitaplar sevgili dostlarımızdır. Kitaplıklar, kütüphaneler kitapların bir arada bulunduğu yerlerdir. Tam da Kütüphane Haftasındayken demek gerekir ki bulunduğumuz yerlerde muhakkak kütüphane vardır. O kütüphanelerden yararlanmalı, vakit buldukça gidip ödünç kitaplar alarak sık sık kitap okumalıyız. Ufkumuzu genişletmeli, dünyaya kör-sağır olmamalıyız. Dünyayı, yaşamı, hayatı takip etmek istiyorsak bunu bizi sağlayacak olan kitaplardır. Neticede okumaktan kimseye zarar gelmez…

Editör: TE Bilisim