Kanser hastalığı birçok insanın korkulu rüyası olmasına rağmen erken tanı ve doğru tedaviyle hastalıktan kurtulanların sayısında yüksek bir artış var. 1-7 Nisan Kanser Haftası kapsamında, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Tezer Kutluk ile kanserle savaş örgütlerinin faaliyetlerini konuştuk. Tezer Kutluk, ‘’Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, 1941 yılında kurulmuş, bırakın Türkiye’yi, dünyanın en eski kanser örgütlerinden birisidir. Kuruluş ve faaliyet amaçları, kanserden korunmayı, kanser tanısını teşhis etmek ve kanser konusunda farkındalığa teşvik etmektir. Bunun yanında kampanyalara ve çalışanlara yönelik, ulusal ve uluslararası düzeyde, çalışmalar yürütüyoruz. Kanserden dolayı çekilen sıkıntıları azaltmak, kanseri yenmek amacıyla kurulmuş bir dernektir. 2008 yılında Cenevre’de Dünya Kanser Kontrol Örgütü tarafından yılın en başarılı kanser örgütü seçilmiştir. Aynı yıl ben Prof. Dr. Tezer Kutluk, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkoloji Bölümü öğretim üyesi olarak, Kanser Savaş Kurumu Derneği’nin yöneticisi olarak, Dünya Kanser Örgütü yönetim kuruluna girdim. 2014-2016 yıllarında da Kanser Kontrol Örgütü’nün başkanlığını yaptım. Paris’te düzenlediğimiz kongreye 3300 kişi geldi ve böylelikle gerek ülkede, gerek dünyada Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nu temsil ederek çok büyük projelere imza attık. Kanser konusundaki politikaların şekillenmesi, ülkelerin, akademilerin, basının, hastaların, hasta yakınlarının, devletin kısacası bu konuyla kim ilgileniyorsa, onlarla ortak çalışmalar yaparak kanserle mücadeleyi harekete geçirmek için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz’’ şeklinde konuştu. TÜM KANSERLERİN 3’TE 1’İ ÖNLENEBİLİR’’ Kanserde erken tanı ve doğru tedavinin hayati önem taşıdığını anlatan Kutluk, ‘’Bugün dünyada her yıl 14 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 8 milyon kadar insan kaybedilmekte. Ancak 8 milyon insanın, en az 4-5 milyonunu kısa ve orta dönemde alınacak tedbirlerle, onları korumak ve kanserden kurtarmak mümkündür. Nasıl? Tüm kanserlerin 3’te 1’i önlenebilir olarak görülmekte. Temel olarak tütün ürünleriyle ilgili tedbirler, beslenmeyle ilgili tedbirler, fiziksel aktivite ile ilgili teşvikler ile kansere karşı mücadele mümkün. Birçok seçenek var, bunun için toplumların bilincini arttırarak, insanları yönlendirebilirsek yol almamız mümkündür. Birkaç tane kanser türünde erken tanı mümkündür. Bunlar, kadınlarda meme kanseri, kendi kendine meme muayenesi ve mamografi ile, hem kadınlarda hem erkeklerde, 50 yaşından sonra sık görülen kalın bağırsak kanserlerine karşı, muayene ve endoskopilerle, dışkıdan alınan gizli kan testi ile erken tanı mümkün. Yine kadınlarda, cinsellik başladıktan sonra rahim kanserine karşı düzenli tarama yaptırırlarsa erken tanı mümkün. Bu 3 kanser sık görülen kanserler arasında yer alıyor. Rahim kanseri, Türkiye’de az görülmekle beraber, dünyada hala sorun olmaya devam ediyor. Geriye kalan iş tamamen tedaviye bağlı’’ dedi. ‘’TEDAVİLERDEKİ BAŞARI OLAĞAN ÜSTÜ’’ Kanserle mücadelede, iyileşme oranlarının her geçen gün arttığını belirten Kutluk, ‘’Bugün için kanser tedavisi konusunda gelinen nokta, yüzde 68-70’lere geldi. Bu rakam niye yüzde 70, niye yüzde 100 değil, kötü bir oran mı gibi algılanabilir. Ama tam tersine 1950’li yıllarda bu rakamlar, iyileşme oranı olarak yüzde 20’lerin altındaydı. O nedenle kanser tedavisinde son 50 yılda bir devrim yaşanmıştır. Bu devrimin sonucunda, erişkin kanserlerinde yüzde 70, çocuk kanserlerinde tedavi oranları daha da yükselerek, yüzde 85 oranlarına çıkmıştır. Bir çocuk kanseri uzmanı olarak söylemeliyim ki, çocuk kanserlerinde tedavideki bu oranlar ve başarı olağan üstü olarak tanımlanabilir. Elbette henüz yüzde 100 değil, elbette çocuk kanserlerinde, erişkin kanserlerinde hala kaybettiğimiz hastalarımız var ancak kanser tedavisi bugün için çok daha iyi bir noktaya gelmiştir önümüzdeki yıllarda çok daha büyük gelişmelere şahit olacağız’’ diye konuştu. Kadir GÜRHAN