Mini mini birler çalışkan ikiler olduğumuz yaşlarda ailemizin bize öğrettiği bazı şeyler vardı. Mesela sahip olduğumuz 48’lik ‘Monami’ marka pastel boyaları ki hatırlayanlar bilir ilkokulun en havalı boyasıdır, arkadaşlarımızla paylaşmalıydık ama arkadaşımız bize kedi kulağı şeklindeki makasını vermediği için ona küsmemeliydik. Biz paylaşmalıydık ama arkadaşımız paylaşmama lüksüne sahipti. Anneme bana kazandırdığı tüm iyi özellikler için teşekkür etmekle birlikte küsme kuralında bazı değişiklikler yaptığımı belirtmek isterim. Küsmenin yanlış ve çocukça olduğunu bildiğimiz için çoğu zaman kan kustuk kızılcık şerbeti fondipledik dedik. İçimizdeki aman tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey sesine kulak verdik. Biz elli kiloluk bir bünyeye sahipken hayat karşımızda sumo güreşçisi gibi durdu bizi yordu ama biz yine de kimseye küsmedik. Bize her koşulda paylaşımcı ve anlayışlı olmamız öğretilmişti. Fazla ses çıkarttığı için elektrik süpürgesine, karşınızda sizi istemeden azıcık geren minnoş insana küsün demiyorum ama sadece sizin fedakarlık yaptığınız, hep sizin anlayışlı olmak zorunda olduğunuz, sizi yoran, sizin bir hayatınız yokmuşçasına sizden sürekli yanında olmanızı isteyen, siz sumo güreşçisi hayatla mücadele ederken ve gıkınız çıkmazken beni sinek ısırdı koş gel diyen, neşenizi enerjinizi saniyeler içinde tüketen, sizin başarınıza ve mutluluğunuza sizin kadar sevinmeyen ve sizi aşağıya çekmeye çalışan, çevrenizde kim varsa bence onlarla ilişkinizi tavşan kulaklı makasla kesip atın. Çevrenizdeki gereksiz insanlarla küsün ama hayata ve bana asla küsmeyin :)