Her yıl coşku içerisinde kutlanan 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü bu yıl da bütün engellemelere rağmen coşku içerisinde kutlandı. 409 kadının öldürüldüğü, 387 çocuğun cinsel istismara uğradığı ve 332 kadına cinsel şiddetin uygulandığı 2017 yılını geride bırakan kadınlar, aynı tablonun 2018 yılında da yaşanmaması için ‘Dayanışma ile güçleniyoruz, hayatı örgütlüyoruz’ sloganı ile alanlara indiler. Fakat daha 2018’in ilk iki ayında 75 kadın öldürülmüş ve faillerinin yüzde 47’si tespit bile edilememiştir. Ülkenin için de bulunduğu OHAL gerekçe gösterilerek alanlara inmeleri yasaklanan Kadınlar, Kurtuluş Parkı içerisinde kendilerine ayrılan bir alanda 8 Mart’ı kutladılar. Kutlamayı gerçekleştiren kadınların sayıları az olabilir fakat mücadeleye olan inançları büyüktü. 8 Mart nedeniyle birçok kurum, kuruluş, devlet adamı ve siyasetçi mesaj yayınladı. Mesajların ortak teması ise; kadının hayatımızdaki önemi oldu. Hatta, yayınlanan mesajlar da ‘sadece 8 Mart değil, yılın 365 günü kadınlar günüdür’ denildi. Birçok kurum mesaj yayınlamakla kalmadı, kadın çalışanlarına çiçekler de hediye etti. Bunu nereden biliyorsun? diye sorabilirsiniz. Tabi ki de sosyal medyadan biliyorum. Elbette ki dünyanın daha da güzelleşmesi adına çok güzel hareketler bunlar. Fakat hepimiz birer çalışan olarak, bu hareketlerin bir gün ile sınırlı olduğunu biliyoruz. Hatta çoğu zaman bu hareketler bir gün bile sürmüyor. Çünkü kendisine çiçek hediye edilen kadın, aynı kurumda sayısız kere mobbinge ve istismara maruz kalıyor. Başvurduğu makam ve merciler ise olayı örtmenin peşine düşmekten başka bir şey yapmıyor. Dolayısıyla 8 Mart’ta dağıtılan hediyeleri ve çiçekleri pek samimi bulmuyorum. Günde ortalama bir kadının öldürüldüğü bir toplumda yaşanan gelişmeleri nasıl samimi olarak görebiliriz ki? Bırakın yılın 365 gününü, 8 Mart’ta bile kadınlar kendilerine büyük bir mücadele ile bırakılan bu anlamlı günü rahatlıkla kutlayamıyorlar. Son cümlelerimi de gazetelere atılan manşetler ve 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yapılan haberler üzerine sarf etmek istiyorum. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle kendi çapında bir şeyler yapmak isteyen gazeteci dostlarım, o güne dair bir şeyler yazdı, çizdi ya da haberleştirdi. O güne dair gözümden kaçmayan ve onaylamadığım birçok şey ile karşılaştım. Örneğin, Kadınlar Günü nedeniyle görüş alınan kişilerin çoğu erkekti. Kadınlar günü ile ilgili haber yapacaksak ve bu soruna dikkat çekmek istiyorsak, sorunu, sorunun kaynağından dinlemeliyiz. Bir erkek kadın sorununa ne kadar sağlıklı eğilebilir ki? Üstelik öldürülen kadının faili erkek iken! Bir erkeğin, toplumun kanayan yarası haline gelen kadın sorununa sağlıklı eğilebileceğini varsaysak bile, o günün 8 Mart olduğunu unutmamalıyız. O güne dikkat çekmek istiyorsak, birilerini dinleyip onlara yer vermek istiyorsak, o kişiler kadınlar olmalıdır. Şu cümleyi kulağımıza küpe yapmalıyız: Dünya kadınsallaştıkça güzelleşecek..  

Editör: TE Bilisim