‘Her varlık türünün kendine özgü gizli bir özelliği bulunduğunu ve bu özelliğine dayanarak hareket edip belirgin etkileri yaptığını söylemek aslında hiçbir şey söylememektir. Oysa doğa olaylarından iki ya da üç genel kural çıkarıp ardından da tüm varlıkların özellikleri ile devinimlerini o belirgin kurallarla tanımlamak, işte bu büyük bir adım atmaktır’ der Isaac Newton. Bu söz üzerine kuralları tanımayan bir millet olarak devam edelim. Millet olarak hiçbir konuda kural tanımıyoruz. Eğitimde, sağlıkta, devletin işleyiş sisteminde, hukukta, mesleki sorumluluklarda yani hemen hemen her alanda farklı  gerekçeler üretip mevcut kuralları kendimize göre uyarlıyoruz. Bundan dolayıdır ki attığımız her adımda bir aksaklıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum genel düzenin sağlanmasını güçleştirdiği gibi kör topal bir sistemin bireyleri olarak bizleri de bir kaosun ortasına atıyor. Hayatlarımızı maalesef ki böylesine bir karmaşanın içerisinde geçirmeye çalışıyoruz. Ancak kural tanımadığımız bazı konular var ki kör topal dahi de olsa hayati bir devamlılık sağlayamıyoruz. Çünkü bu ihlaller ölümle sonuçlanıyor. Telafi şansı olamayan bu kural ihlallerinin başında trafik kuralları geliyor. Özellikle de yaya trafiği… Mesela konuyla ilgili dikkatimi çeken bir olayı anlatmak isterim. Ankara’yı bilenler bilir. Kızılay’da bulunan Atatürk Bulvarı araç ve yaya sayısının çok fazla olduğu bir yerdir.Araçlar kendilerine yeşil ışık yandığı zamanda  seri bir şekilde ve hızla geçerler. Trafiğin böylesine yoğun olduğu bir yerde yayaların bir kısmı hiçbir ışık kuralını tanımadan karşıdan karşıya geçiyorlar. Hem de umarsızca yapıyorlar bu eylemi. Adeta ölüme davetiye çıkarıyorlar. Kendi hayatlarını hiçe saymaları yetmiyormuş gibi başkalarının hayatlarını da riske atıyorlar. Sonrasında ise her yıl artış gösteren istatiksel veriler ortaya çıkıyor. Mesela Dünya Sağlık Örgütü’nin Yol Güvenliği Raporu’nda trafikte ölüm oranının yüksek olduğu ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Rapora göre trafikte en çok yayalar ölüyor. Rapor, tedbir alınmadığı takdirde ise ölüm sayılarının önümüzdeki yıllarda aratarak süreceğini vurguluyor. Ülkemizde ise trafik kuralları denildiği zaman sadece araçlar akla geliyor. Kurallar çerçevesi araç sürücüleri dikkate alınarak yapılıyor. Hal böyle olunca da cezai işlemler genelde araç sürücüleri için geçerli oluyor. Radar sistemi, polis kontrolleri, hız sınırları, maddi ve hukuki ceza işlemleri gibi kontrol mekanizmaları sürücüleri bir nebze de olsa dikkatli olmaya itiyor. Ancak maalesef ki bu durum yayalar için geçerli değil. Geçmiş yıllarda kural ihlali yapan yayalar için birtakım cezalar gündeme geldi fakat uygulama kısmına bir türlü geçilemedi. Oysaki özellikle büyük şehirlerin merkez sayılabilecek noktalarında yayalar da araçlar gibi gözetime tabi tutulmalıdır. Kurallara uymayan vatandaşlara anında para cezası kesilmeli ve hatta hukuki cezalar gündeme getirilmelidir. Bu caydırıcı etkenler sayesinde yaya hatalarından kaynaklanan kazalarda ciddi bir düşüş yaşanacaktır.  

Editör: TE Bilisim