Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, devlet koruması altında yetişen çocuk ve gençlere yardımcı olmak için kuruldu. Hayat Sende Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dikyar ile gerçekleştirdikleri projeleri konuştuk. Dikyar, ‘’Hedefimiz, sorundan etkilenmiş kişilerce kurulan bir sivil toplum örgütü olarak, geride kalan kardeşlerimize umut olmak, onları düşündüğümüzü göstermek, elimizden geldiğince yardımcı olmak. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde 2012 yılından beri koruyucu ailelik hızla yaygınlaştırılıyor.’’ dedi. Öncelikle derneğinizi tanıyabilir miyiz? Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, 2007 yılında devlet korumasında kalan ve devlet korumasından ayrılan çocuk ve gençlerin haklarına sahip çıkmak, yaşadıkları sorunlar hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve bu bireylerin hayata entegrasyon süreçlerinde onlara yardımcı olmak için koruma altında yetişmiş gençlerce kurulmuştur. Hayat Sende’nin bugün ulaşmak istediği hedef her çocuğun aile ortamında büyüdüğü ve hayata eşit, güçlü ve ayrımcılığa uğramadan atıldığı bir dünyadır. Hayat Sende’nin çalışmalarını iki strateji şeklinde ayırmamız mümkündür. Bunlardan ilki; eğitim, burs, mentorluk gibi desteklerle devlet korumasında kalan gençlerin hayata eşit bir şekilde atılması ve iyi örneklerin çoğalması için yapılan çalışmalardır. İkinci strateji ise devlet korumasında kalan gençlerin hayatına doğrudan etki edecek ve yaşam kalitelerini artıracak makro sosyal hizmet politikalarını etkilemeye yönelik çalışmaların yapılmasıdır. Ayrıca Hayat Sende Derneği’ne doğrudan ulaşan devlet korumasından ayrılan gençlere hukuki ve psiko-sosyal destek sunulması da çalışmalarımız arasında yer almaktadır. Hayat Sende Derneği, Sabancı Vakfı tarafından iki kez Fark Yaratan seçilmiş, Bilgi Genç Sosyal Girişimci Ödülünü almıştır. JCI tarafından Senato Özel Ödülü verilen Hayat Sende, Ulusal Gençlik Parlamentosu tarafından da Yılın Sivil Toplum Kuruluşu seçilmiştir. Dünyanın en büyük sosyal girişimcilik ağı Ashoka Vakfı tarafından desteklenmektedir.   Hayat Sende ekibi nasıl bir araya geldi, hikayenizi anlatır mısınız? Bizler koruma altında kalırken birçok sorunla karşılaştık. Bunlar katılım hakkımızın yeterince olmaması, yurt çocuğu diye kategorize edilmemiz, dayanışma ağlarının yeterince güçlü olmaması gibi sorunlardı. En önemlisi de gerçekten bizleri düşünen birisi veya birileri var mı diye düşünüp duruyorduk yurtta iken. İşte tam da bu amaçla Hayat Sende’yi kurduk. Sorundan etkilenmiş kişilerce kurulan bir sivil toplum örgütü olarak, geride kalan kardeşlerimize umut olmak, onları düşündüğümüzü göstermek, elimizden geldiğince yardımcı olmaktı hedefimiz. Bu amaçla çıktığımız yolda, devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin temel yaşam becerilerini kazanmış şekilde eşit ve ayrımcılığa uğramadan hayata atılması düşünü kurarak, bu düşe erişmek için çalışmalar gerçekleştirdik. Geldiğimiz noktada Hayat Sende Derneği, ülkemizde Çocuk Koruma Sistemi alanında çalışan en etkili sivil toplum örgütlerinden birisi. Bu işe başlarken girdiğimiz yolun bu kadar uzun ve meşakkatli olacağını tahmin etmemiştik. Bahsettiğim gibi, korumada yetişenler etiketleniyor, dışlanıyor ve bunun sonucunda gizlenmeyi hayata tutunma stratejisi olarak görüyor. Bunu aşmak zaman alıyor, aldı. Geldiğimiz noktada ülkenin dört bir yanından çocuk koruma sistemine ses veren, kampanyalarımıza katılan, sistemi olumlu ve olumsuz tecrübeleriyle dönüştürmeye çalışan yüzlerce gençle çalışıyoruz. Adım adım bu dönüşüm iyiye ve güzele doğru evriliyor. Dernek olarak koruma altındaki çocuklarla ilgili birçok faaliyetiniz var. Türkiye’deki durumu değerlendirir misiniz? Ülkemizde çocuk koruma sisteminde halen personel eliyle bakımın hakim koruma modeli olduğu görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde koruma altındaki çocukların ortalama yüzde 85’i aile temelli hizmetlerden yararlanarak hayata hazırlanırken, ülkemizde bu oran maalesef çok yoğun kampanyalara rağmen henüz yüzde 25 civarındadır. İşte Hayat Sende tam da bu noktada ailesizliğin bir çocuk için şiddetle eşdeğer olduğunu, tüm çocukların “Ben kimin aklındayım?” sorusunu kendisine sorduğunu, bu sorunun cevabının çocuğu destekleyen bir ebeveyn olması durumunda çocuğun hayata çok daha başarılı şekilde hazırlandığını bilmekte ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmektedir. Aile Hakkı giderek gerek ulusal gerekse uluslararası bağlamda temel insan haklarından birisi olarak görülmeye başlamıştır. Maalesef ülkemizde ise koruma altındaki çocuklar için aile temelli hizmetleri savunan sivil toplum örgütü bir elin parmağını geçmemekteyken, binlerce sivil yapılanmanın halen geleneksel hayır-hasenat yaklaşımıyla gereksiz bir şekilde toplumun hem insan kaynağını hem de finansal kaynaklı çocukların gelişimine onulmaz zararlar veren yuva ve yurt modellerine aktardığı görülmektedir. Tüm bu sorunlar ele alındığında Hayat Sende aile ve toplum temelli hizmetlerin geliştirilmesi bağlamında kapsamlı bir farkındalık oluşturmakta; ulusal ve uluslararası alandan birçok yenilikçi yaklaşımı ülkemiz gündemine sokmaktadır. Bu konuda en çok zorlanılan husus ise, yuva ve yurtlara bağış yapmanın geleneksel olarak çok yaygın olmasıdır. Çocuklar için hazırladığınız faaliyetlerinizden bizlere de söz eder misiniz? Hayat Sende olarak özellikle kurumlardan ayrılan bireylerin hayata geçişte karşılaştığı zorluklarla ilgili önemli bir farkındalık oluşturduk. Devletin ve kamuoyunun bu konuda yeniden düşünmesini, mali destekler, özel sektörde iş imkanları, koruma kararının uzatılması, bakım sonrası rehberlik hizmetlerinin yapılandırılması gibi hususlarda önemli kazanımlar sağladık. Toplum tarafından gençlere yönelik  yapılan  etiketlenmenin önüne geçmek için Hayat Sende Derneği tarafından birçok proje gerçekleştirdik. Etiketsiz Eğitim Projesi ile eğitim ortamında etiketlenmenin önüne geçmeyi amaçladık ve öğretmenleri bu konuda bilgilendirildik. Sosyal Duvarları Yıkalım projesi ile medyada koruma altındaki çocukları ötekileştiren söylemlerle mücadele ettik ve Doğru Sözlük ile etiketlemeye yol açacak sözcüklerin kullanılmaması için yaygınlaştırma çalışmaları yaptık. Devlet korumasında kalan gençlerin güçlendirilmesi üzerine ise yılda bir kez olan Koruma Altındaki Gençler Akademisi projesi yapılmaktadır. Bu projede devlet korumasında yetişmiş gençler 6 gün boyunca sosyal girişimcilik, kitle fonlama, proje yazımı gibi konularda eğitim almaktadırlar. Bu eğitimlerin sonrasında ise bu konularda kendini geliştirmek isteyen gençlere Hayat Sende Derneği tarafından mentorluk hizmeti verilmektedir. Genç Liderler Eğitimi Projesi ile bir günlük eğitimler sonunda gençlerin kendi haklarına erişimi, sorun çözme mekanizmalarının güçlendirilmesi, sosyal hayata uyum becerilerinin artırılması konularında kendilerini geliştirmeleri amaçlanmaktadır. Ayrıca Hayat Sende Derneği tarafından gençlere danışmanlık ve mentorluk hizmetleri sağlanırken iş, eğitim, burs ve staj imkanları da dernek tarafından sağlanmaktadır. 2017 yılı içerisinde; Bakımevlerinde Kalan Çocukların Gözünden Çocuk Koruma Sisteminin Değerlendirilmesi Çalıştayı, Refakatsiz Sığınmacı Çocuklar Çalıştayı ve  Korumadan Ayrılan Bireylerin İstihdam Olanaklarının Değerlendirilmesi Çalıştayı gerçekleştirilmiştir. Gençleri maddi ve sosyal açılar ile kariyer açısından bütüncül bir stratejiyle destekleyen Hayat Sende Geleceğe Koşanlar Projesi,  koruma altındaki 6-16 yaş aralığındaki çocukların kurum bakımı süresince ve bakım sonrasında sosyal uyum sürecini kolaylaştırmak için bilimin gücünü kullanmayı hedefleyen Bilim Sende Hayat Sende Projesi devam etmektedir. Çocuk ve gençlerin özbenlik saygılarını artırmak,  temel yaşam becerilerini kazandırmak amacıyla her yıl İstanbul’da Akbank’ın desteğiyle Doğada Ben Projesi gerçekleştirmekteyiz. Sizlere, çocuklar, gençlere destek olmak isteyenler neler yapabilirler? Sitemizden gönüllü veya üye olarak destek verebilirler. Sivil topluma destek vermek isteyenleri üç grupta görmeliyiz. Para verenler, emek verenler, akıl verenler. Biz emek verenler kısmındayız. Uzmanlığı doğrultusunda akıl vermek isteyenlere de, yapacağı yardımın etkili bir yere ulaştığını bilmek isteyen varlıklı kişilere de çok ihtiyacımız var. Bunun dışında, yardımseverlik koşularında yer alarak hem farkındalık oluşturup hem de projelerimize fon geliştirebilirler. Ayrıca bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir, çalışmalarımızın daha fazla kişiye ulaştırılmasında aracı rol oynayabilirler. Toplumun dönüşleri nasıl oldu? Katılımlar, destekler hakkında ne düşünüyorsunuz? Ülkemizde ise çocuk koruma sistemindeki yuva bakım modelinden aile temelli hizmet modellerine yöneliş, 2005 yılında Malatya Çocuk Yuvası'ndaki dayak skandalının ardından gerçekleşmeye başladı. Çocuk yuvası ve yetiştirme yurdu olarak bilinen kışla tipi bakım modelleri, yerini çocuk evi ve sevgi evlerine terk ediyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde 2012 yılından beri koruyucu ailelik hızla yaygınlaştırılıyor. 2012 yılında ülkemizde korunmaya ihtiyacı olan çocukların yalnızca yüzde 10’u koruyucu ailedeyken, bugün ülkemizde koruma altındaki 18 bin çocuğun yüzde 30’u koruyucu aile modelinden yararlanarak hayata atılıyor. Evlat edinme sayıları da son yıllarda yıllık ortalama 300 seviyesinden 700'e çıktı. Kurumlar da oldukça hızlı bir dönüşüm geçirdi. Aileye dönüş projeleriyle binlerce çocuk, verilen maddi desteklerle biyolojik ailesinin yanına döndürüldü. Çocuğun yoksulluk nedeniyle yuvalara alınması neredeyse sıfırlandı. Tüm bu olumlu dönüşüme rağmen daha gidilmesi gereken çok yol var. Önümüzdeki dönemde hem bu hızlı büyümeyi sindirmeli, hem de hâlâ aile ortamından uzakta büyümek zorunda kalan çocukların aileye kavuşması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Dahası, birçok İslam ülkesinde halen aile temelli hizmetler kültürel sebeplerden dolayı geliştirilemiyor. Hızla bu alanda kapasite geliştirerek bu ülkelere teknik destekler vermeli, az gelişmiş ülkelerde yetimhane yapımlarını desteklemeyi bırakmalı ve tüm dünya çocukları için ailede büyüme hakkını savunmalıyız. Dernek olarak en çok önemsediğiniz ve üstünde durduğunuz konu nedir? Hayat Sende Derneği, aile temelli hizmetlerin yaygınlaştırılması ve personel eliyle bakımın tamamen terk edilmesi odağında çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Evlat edindirme ve koruyucu aileliğin yaygınlaştırılması bunun yanı sıra gençlerin daha güçlü bir şekilde hayata atılmaları için onları desteklemek ve savunuculuk faaliyetlerinde bulunmak da temel aldığımız konulardandır. Türkiye’nin nerelerinde faaliyet gösteriyorsunuz? En çok hangi bölgede koruma altında çocuklar bulunuyor? Derneğimizin ofisi Ankara’da yer almaktadır. Ankara ve İstanbul’da çalışmalarımıza aktif olarak devam ediyoruz. Ancak tabii ki diğer şehirlerde de burs verdiğimiz irtibatta olduğumuz genç ve kurumlar bulunmaktadır.  En çok hangi bölgede koruma altında çocuk olduğunun verisi ise net olarak açıklanmamaktadır. Son olarak bizlere, topluma mesajınızı alabilir miyiz? Biz koruma altındaki çocuklar etiketlenmeden, dışlanmadan, toplumun pozitif desteğiyle, güçlü ve eşit şekilde hayata atılabilir diyoruz. Bunu istiyor ve düşlüyoruz. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim