Muhtarın Gözünden’ haber serisi kapsamında açıklamalarda bulunan Kocatepe Mahallesi Muhtarı Ali Gül, muhtarlığın demokrasinin temeli olduğunu söyledi. Muhtarlık kurumunun yaşatılması gerektiğini vurgulayan Gül, “Muhtarlık, yerel yönetimlerin ve siyasetin de temel taşıdır. Bu taş olmadan yerel yönetimleri ve siyaseti güçlü tutamazsınız” ifadelerini kullandı. 31 Mart günü herkesin sandıklara gelerek oy kullanması gerektiğini belirten Gül, mahallemde kararsız bir kitlenin olduğuna da işaret etti.  Gül, “Kararsız kitlenin kime oy kullanacağını bilemiyorum. Fakat herksin A partisi ya da B partisi demeden, sandığa gitmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Muhtarın, devletin mahalledeki resmi temsilcisi olduğunu da kaydeden Gül, “Her muhtar bu sorumluluğu bilerek hareket etmeli. Onun dışında bir harekette bulunduğunda muhtarlık kurumunun adı da lekelenmiş olur. Bu kurumun bu ağırlığının farkında olarak aday olmak ve bu şekilde yönetmek gerekir” şeklinde konuştu. Ali Gül kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çankırı Atkaracalar Çardaklı Beldesi doğumluyum. Bir kızım bir de oğlum olmak üzere iki çocuk babasıyım. İlk ve ortaokulu memleketimde tamamladıktan sonra liseyi Çankırı merkezde okudum. Askerliğimi yaptıktan sonra gelip bankacılık mesleğine başladım. Emekli olduktan sonra muhtar oldum. Siyaseti, insanları ve onlara hizmeti sevdiğim için 2009 yılında aday oldum ve kazandım. O günden beri muhtarlık görevini yürütüyorum. “PARK YAPACAK BOŞ ALANIMIZ YOK” 2009 yılından beri Kocatepe Mahallesinde neler değişti? Bunlardan bize bahseder misiniz? Mahallem Ankara’nın en eski mahallerinden birisi. Mahallemizde fazla değişiklik yapılacak pek bir şey yok. Altyapısı ve üstyapısı tamamlanmış halde. Sadece bizim yapabildiğimiz şu oldu; elektriğinde suyunda bir eksiklik noksanlık olduğunda, belediye, elektrik ve su idaresi ile iletişime geçip halletmeye çalıştık. Diğer türlü mahallemizde bir park yapabilecek yerimiz yok. Mahallede park yapacak boş yerimiz yok. Biran önce hizmetin daha hızlı gelmesini sağladık. Diğer türlü fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Bu sadece benimle ilgili bir durum değil. Kim olursa olsun, en fazla yapabileceği şey bu olur. Ötesi yoktur. Mahallemiz çok kültürlü bir mahalle. Oturanlarımızın bürokrasiden geldiğini söyleyebilirim. Elektriği ve suyu kesildiğinde benden önce arayan kişiler oluyor. Böyle bir mahallemiz var. Aradıktan sonra da beni arıyorlar ve ilgili yerleri aradıklarını söylüyorlar. “ÇANKAYA VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDEN ÇOK MEMNUNUZ” Kocatepe Mahallesinin gözle görülür bir şekilde önemli bir sorunu var mı? Kocatepe Mahallesinin hiçbir temel sorunu yok. Bu konuda belediyelerimizle özellikle Çankaya Belediyesi ile çok güzel bir iletişimimiz var. Mesela çöp toplama yerlerinde istediğim konteynırları hemen alabildim. Bana bunu hemen sağladılar. Bir cenazemiz olduğu zaman her şeyimizi anında hemen sağlıyorlar. Özelikle bu konularda Çankaya Belediyesinden çok memnunuz. Aynı şekilde Büyükşehir Belediyesinden de çok memnunuz. Bir kanalizasyon ya da su sorunumuz olduğunda hemen halledebiliyorlar.  Halledilmedi desem yalan olur. Başkent Elektriğe teşekkür ziyaretine gideceğim. Çünkü bir lambam için de olsa aradığım gibi geliyorlar. Direğimiz devrildiği zaman hemen geldiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Benim mahallemde yaşlı oranı çok. Çankaya Belediyesi’ni temizlik için aradığımda hemen çağrımıza cevap oluyorlar. Onlara tekrar teşekkür ediyorum. “MUHTAR BAĞIMSIZDIR, SİYASET İLE İŞİ OLMAZ” Yerel seçimler öncesi tekrar aday mısınız? Seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Yerel seçimler öncesi tekrar adayım. Bir kadın rakibim var. Kendisi ile yarışacağız. Seçim bana demokrasi kavramını hatırlatıyor. Seçimde küçümsemek asla ve asla olmamalı. Bizim muhtarlar olarak siyaset ile siyasetçi ile işimiz olmaz, olmamalı. Biz bağımsızız. Biz muhtarlar, seçim sandığı kurulduğu an bile aday olabiliyoruz. Bu şu demek oluyor; en büyük demokrasi muhtarlık kurumunda gerçekleşiyor. Düşünsenize son gün bile aday olabiliyorsunuz. Biz de bu demokrasiyi sindiremiyorsak aday olmayalım daha iyidir. Önce bir sindirelim ki, üstümüzdekilerini de ona göre şekilde eleştirelim. Herkesin birbirine saygılı olması gerekir. Muhtarın partili olarak aday olmaması gerekir. Aday oluyorsa, onun demokrasiye inanmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü partili olarak çıkıyorsa farklı bir duruma evrilmiş oluyor. Partilerin işi meclistedir. Biz burada her kesimden oy alıyoruz ve her kesime cevap olmak zorundayız. Yani neredeyse aday olan bazı muhtarların parti rozeti ile gezecek noktaya geldiklerini bile söyleyebilirim. Bunların yanlış olduğunu belirtmek istiyorum. Maden ki demokrasiye inanıyoruz, maden ki hür irade var. Bu hür iradenin bir noktaya hapsedilmemesi gerekir. “MUHTARLIK KURUMU YAŞATILMALIDIR” Muhtarların ve muhtarlık kurumunun siyaset dünyası tarafından muhatap alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Muhtarlık küçültülebilir ama asla ve asla yok edilmemesi gereken bir kurum olduğunu düşünüyorum. Muhtarlığın her zaman baki kalması gerekir. Mühür taşıyan herkes, devletin en üst kademesini temsil eder. Çünkü mühür namustur. Devletin vermiş olduğu namustur. Yani bu kurumun varlığı kaçınılmaz bir gerçektir, yok edilemez. Muhtarlık, yerel yönetimlerin ve siyasetin de temel taşıdır. Her muhtarın kendine göre bir oy potansiyeli ve sebebi var. Bugün bir başbakanın ve bakanın giremediği yere muhtar girebilir. Muhtar her eve girebilir. Muhtar herkesi birebir tanıyor. Sabah mahalle halkı ile kalkıyor, akşam aynı kişiler ile yatıyor. “MUHTAR, DEVLETİN RESMİ TEMSİLCİSİDİR” Sizce muhtarlık nedir? Muhtarlık kurumu bir vatandaşa neyi hatırlatmalı? Küçüklüğümüzden bu yana anladığımız şey şudur; muhtar demek ehil kişi demektir. Muhtar, bir köyün üç önemli şahıslarından biri ve temsiliyeti olan kişidir. Muhtar mahallede devletin resmi temsilcisidir. Her muhtar bu sorumluluğu bilerek hareket etmeli. Onun dışında bir harekette bulunduğunda muhtarlık kurumunun adı da lekelenmiş olur. Bu kurumun bu ağırlığının farkında olarak aday olmak ve bu şekilde yönetmek gerekir. “HERKES SANDIĞA GELMELİ VE OY KULLANMALI” Yerel seçiler öncesi mahalle halkına vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Herkesin sandıklarda hür iradesini kullanması gerektiğini düşünüyorum. Herkes sandığa gelmeli. Eksiyi, artıyı iyice ölçerek ona göre oyunu vermesi gerekir. Herkesin mutlak bir doğrusu vardır. Başkalarının değil kendi doğrularımıza inanmalıyız. Bu şekilde hareket etmeliyiz. Ben bazı şeylerin biraz çarpıtıldığını düşünüyorum. Mahallemde biraz karışıklık var. İnsanların şuan neye karar verdiğini görmek zor. Seçime de daha çok var. Kararsız bir kitlenin çok olduğunu söyleyebilirim. 31 Mart’ta bu kararsız kitle oy kullanır mı? Kime oy kullanır? Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Tekrar ediyorum; herkesi oy kullanmaya davet ediyorum. Herkesin mutlaka oy kullanması gerekir. Ama A partisine, ama B partisine hiç fark etmiyor. Sandığa gitmesi yeterlidir. Hiç ayrım yapmadan seçme ve seçilme yarışına katılmalıdır. (Kadir GÜRHAN)