Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, “Andımız yoluyla çocuklarımızı başka bir ırktan olmaya zorlamak, onlara mobbing uygulamaktır” ifadelerini kullandı. Son günlerin ana gündemi olan Andımız ile ilgili Mazlum Der Ankara Şubesinde çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarının katılımları ile basın toplantısı yapıldı. Basın toplantısına, Mazlum-Der adına Abdurrahman Ünlü, Özgür-Der adına Serkan Yıldızhan,Köklü Değişim adına Süleyman Uğurlu, AGEM-DER adına ise Ramazan Acar katıldı. Basın toplantısında söz alan Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, “İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan 8 Ekim 2013 tarihli değişiklik ile andımızın okutulmasına son verilen değişikliğin  Danıştay tarafından iptal edilmesini yargı tarafından çocuklarımıza yapılan bir mobbing olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu. Kır: “Ülkemizin eğitimden ekonomiye,ekonomiden teröre devasa sorunlar ile  boğuştuğu iç ve dış mihrakların baskı ve dayatmalarına maruz  kaldığı bir esnada,tamda döviz fiyatlarının azda olsa düşmeye başladığı bir anda Danıştay 8.Dairesinin böylesine talihsiz bir karar vermesi; bazı siyasi partilerin ve bazı kurum ve kuruluşların  Danıştay kararı üzerinden tabir caizse bir bardak suda fırtınalar koparması son derece manidardır” dedi. “ANDIMIZIN YENİDEN OKUTULMAYA ZORLANMASI TOPLUMU AYRIŞTIRMAK İÇİN KURULAN BİR TUZAK MIDIR?” Andımızın kabul edildiği tarihten günümüze kadar ki süreçlerinden bahseden Kır,"Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan andımızı herkes çocukluk dönemlerinde doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edilemediği bir çağda ne anlam ifade ettiği düşünülmeden koro halinde heyecanla okunan bir metin olarak hatırlayabilir. Ancak "Andımız" da insanların eşitliğini ortadan kaldıran, bir etnik unsuru diğer bir etnik unsurdan üstün gören ırkçı bir yaklaşım vardır. Doğru olmayanları Türk olduğu için doğru gösterme, tembelleri Türk olduğu için çalışkan sayma illeti vardır. Şahsen ben türküm. Anam Türk,  babam Türk. Türk oğlu Türküm. Türk olmaktan dolayı gocunmam mümkün olmadığı gibi benim için bir gurur ve onur vesilesi olduğunu söylemem de mümkün değildir. Çünkü Türklük benim çalışarak elde ettiğim bir sıfat değildir. Durum diğer etnik unsurlar açısından da aynen böyledir. Hiçbir kimsenin bir ırka mensup olması o kişi için ne övünülecek ne aşağılanacak bir durumdur.  Kişinin Türk olmadığı halde Türk olmaya, kendisini Türk hissetmeye zorlanması, Kürt olmadığı halde Kürt olmaya veya kendisini başka bir ırktan sayma dayatması en azından çocuklarımıza ve bu dayatmayı tasvip etmeyen ailelere uygulanan bugünkü tabir ile mobbingtir. Uygar, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan toplumlarda böyle bir duruma müsaade edilmesi asla düşünülemez” diye konuştu. “ANDIMIZIN HER SABAH BESMELE GİBİ ÇOCUKLARIMIZA OKUTULMASI DEMOKRATİK BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR” Eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Bingöl’de yaptığı bir açıklamayı hatırlatan Kır konuşmasına şu şekilde devam etti:  Erbakan andız hakkında eleştirisel olarak,"Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken, besmeleyle başlar. Siz geldiniz, bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine, 'Türküm, doğruyum, çalışkanım.' Sen bunu söyleyince, öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı, 'Ya öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı"  konuşması yüzünden ;" "halkı ırk ve din farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği" suçlamasıyla bir yıl hapis cezası almış ve bu ceza daha sonra kaldırılana kadar siyasi hayatı sonlandırılmıştır. Böylesine yıllarca ayrımcı, militarist bir metin olarak milyonlarca ailenin itiraz ettiği bir andımızın her sabah besmele gibi çocuklara okutulmaya zorlanmasının doğru bir yaklaşım olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, din dersinin zorunlu olarak okutulmasına itiraz edenlerin, zorunlu olarak andın okutulmasına alkış tutanlarının altında yatan tutarsız davranışı da haklı görmek mümkün değildir.” “SİVİLLEŞME ADINA ÖNEMLİ BİR ADIM ATILMIŞTI” “2013 yılında hukuk devleti olmanın ve demokratikleşmenin bir gereği olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından  "Andımız" kaldırılarak sivilleşme adına önemli bir adım atılmıştır. . Danıştay 8. Dairesi, idarenin takdir hakkını hiçe sayarak, hukuki denetimin dışına çıkmak suretiyle  hiçbir pedagojik ve bilimsel verilere dayanmadan kendisini idarenin yerine koyarak  ilköğretim okullarında "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmiştir.  Pedagojik veya hukuki hiçbir gerekçeye dayandırılmayan  kararda, ülke gerçekliği ve toplumsal mutabakat bir yana uluslararası çocuk hakları ve evrensel hukuk metinleri  dahi görmezden gelinmiştir” “Danıştay’ın vermiş olduğu kararla, temel hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Hukukun evrensel ilkeleri göz ardı edilerek toplumsal birliğe ağır bir darbe vurulmuştur.“ “HUKUKİ KARARLARA SAYGIMIZ SONSUZDUR, HUKUKSUZLUĞA ASLA BOYUN EĞMEYİZ” “Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu dönemde andımızın kaldırılması sürecinde şu ifadelere yer verdiği hafızalardaki yerini hala korumaktadır. “Andımız olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Reşit Galip’tir. Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandı. Ayrıca Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandıran sözüm ona bir bilim insanıydı. Ant uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 1930’larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Bütün bu gerçekler ortada iken şimdi Danıştay böyle bir karar verdi diye Andımızın okullarda okutulmasına tekrar başlanacak mıdır? Yargıya ve yargıçlara saygımız sonsuzdur. Yargının bağımsızlığı yargıçlarımızın dokunulmazlığı başımızın tacıdır. Ancak biz; yargıçlarımız kararlarını hukuk içinde ve hukukun üstünlüğünü esas alarak aldıkları karara saygı duyarız.  Hukuksuzluğa, dayatmaya asla boyun eğmeyiz. Bu antidemokratik ve evrensel hukuka aykırı karara tepkisiz kalmayacağımızı. Andımızın kaldırılması kararının arkasında sonuna kadar duracağımızı, insan hakları ve demokrasi alanında elde edilen toplumsal kazanımları sonuna kadar kararlıkla savunacağımızı ifade etmek isterim. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim