CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Rahip Brunson’ın tahliye edilmesine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Ne oldu da Brunson’ı Amerika’ya verdin?” sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle: “Dün gazetelerin birinci sayfalarında çok acı bir olay vardı. 22 göçmenin hayatını kaybettiği katliam. Bu insanlar kendi ülkelerinden çıkıp Avrupa'ya gitmek istiyorlar. Hepsine rahmet diliyoruz. Ama yaşananları unutmuyoruz. Kıyıya bedeni vuran Aylan bebeği unutmuyoruz. Bütün bunların sorumlusu o koltukta oturan zattır. 'Suriye'ye girme' dedik, 'yanlış yapıyorsun' dedik, 'Akan kan Müslüman kanıdır' dedik. Bizi dinlemedi. 'Bildiğimi okurum' dedi. Şimdi ülkemizde 4 milyon Suriyeli var.  AK Parti'ye oy veren vatandaşlarım: Suriyelilerden memnunsanız başım üstüne. Suriyelileri memleketlerine gönderecek olan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Kimsenin burnunu kanatmadan bu yarayı saracağız. Bunun yapılması çok önemli. Bunu yapacak siyasi irade bizde vardır.” "PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARINA SESLENİYORUM" Sağlıkta şiddet giderek artıyor. 83 yıllık cumhuriyet döneminde, 1 hekim şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. 16 yıllık AK Parti iktidarı döneminde hayatını kaybeden hekim sayısı 11. Şiddet vakası sayısı ise 2012-18 arasında 68 bin 375. Buradan bütün partilerin genel başkanlarına sesleniyorum, sağlıkta şiddete son vermek istiyorsak bu konuda el birliği yapalım.  Bu işin partiyle ilgisi yok. “ŞİMDİ SORUYORUM KİM YALAN SÖYLÜYOR?” Gazi Üniversitesinin belgesini açıkladık, beyefendi rahatsız olmuş. Bana diyor ki "Yalan olur da böylesi olur mu?" diyerek beni suçluyor. Şunu söylemek isterim. Bir belge önüme geldiğinde hemen o belgeye sarılmam. Önce araştırırım doğru mu değil mi ondan sonra açıklarım, benim huyum da ahlakım da inancım da topluma saygım da böyle. Bir tane belge olsa gene neyse. Gazi Üniversitesi'ni örnek göstermiştim. Ordu Hastanesi belgesi böyle. Hayati önem dışında ameliyat yapmayın. Neden? Hayat pahalı. Karadeniz Teknik Üniversitesi şöyle söylüyor. Hastanemize hasta sevki ve yönlendirmelerde sağlık kuruluşlarının bilgilendirilmesi... şeklinde yazıyor. Giresun İl Sağlık Müdürlüğü bu hastaları sevk etmeyin deniyor. Şimdi soruyorum kim yalan söylüyor? Eğer bu belgeler yalansa, bu belgelerin altına imza atanları görevden alın. Ama bu meydanı bulmuş ya alkışta var, ağzına geleni söylüyor. Onun için yalan söylemek her sabah kahvaltı yapmak gibi bir şey. “ RAHİP BRUNSON DAVASI “Eğer devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsa, baskıcı bir devlete dönüşür. O zaman devlet hukuk devleti olmaktan çıkar, organize suç örgütü olur. Devleti yönetenler yanlış olmadığı sürece başkasının işine karışmamalıdır. Bu papaz işi var ya, Türkiye'nin nasıl yönetildiğine bakın. 'Papaz casus, ajan, terörist' dediler. Şimdi Brunson'un Türkiye cephesine bakıyoruz, ne oldu? 11 Ocak'ta Erdoğan diyor ki "Bu fakir bu görevde olduğu sürece bu teröristi alamazsın" Brunson şu an nerede? 11 Ağustos'ta "Tehdit ediyor yarın saat 18.00’e kadar göndereceksiniz. Burası çatladı kapı ülkesi mi? Burası Türkiye Türkiye!" Ee ne oldu? Brunson'u gönderdin. Senin sayende oldu bunlar. Polis Akademisi'nde "Ver papazı al papazı" diyor. Bizdeki gitti neyle? Özel uçakla gitti. Utanmasalar devlet töreniyle göndereceklerdi. Ne oldu da Trump’ı verdin? Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onuru ve şerefiyle nasıl oynarsın?” Ne müzakeresi yaptınız. Ya Trump doğruyu söylüyor, sen yalan söylüyorsun. Ya sen doğru söylüyorsun, Trump yalan söylüyor. Ama hep Trump'ın dediği çıktı. Sen Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesini Trump'a teslim ettin. Senin yatacak yerin yok. Yok, mahkeme karar vermiş. Geçiniz, geçiniz. Trump kime teşekkür ediyor. Mahkemeye değil sana.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim