CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM’de grup toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "17 ay beklemeyelim seçimler için buyurun gelin seçimleri erken yapalım" dedi. "İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI HAPİSTE" Konuşmasında Birgün Gazetesi'nden Mahir Kanaat'in duruşmasının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Gazeteciler aylardır içeride bir türlü yargı önüne çıkarılamıyor. Bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Cumhuriyet yazarları neredeyse 1 yıllarını dolduracaklar. Eğer bir ülkede gazeteci hapisteyse o ülkede demokrasi yoktur. İnsan hakları savunucuları da hapiste. Efendim bu gizli toplantı. Ne gizli toplantısı? Bu aktivistler daha önce AK Parti'nin Bakanlıklarında da göreve yapmışlar. Ne yaptı bu insanlar? Ellerine silah alıp bir yer mi bastılar? Bunları yaptığınız zaman Türkiye dünyada itibar kaybeder. İtibarı demokrasiyle düşünce özgürlüğüyle kazanabilirsiniz. Onlar itibarı parayla kazandıklarını zannediyorlar. Kayseri'de kitap fuarı yapılıyor. İhsan Eliaçık hepimizin bildiği bir isim. Düşünce, inanç özgürlüğünü savunur. Çok sayıda dini içerikli eseri vardır. Fuarı düzenleyen belediye İhsan Eliaçık'ın oraya gelip kitabını imzalamasını ve konuşmasını yasaklar. Bu Belediye Başkanı en büyük hakareti Kayserililere yapıyor. Demokrattır Kayserililer, düşünce özgürlüğünü savunur. İhsan Eliaçık 28 Şubat'ta mağdur olan bir isim. İbrahim Kaboğlu için de yasak getirilmiş. Bunlar bizde demokrasi olmadığını tek adam rejimi olmadığını gösteriyor. Büyük ihtimalle telefon etmiştir içeri sokmayın diye. Enis Berberoğlu aylardır hapiste. Bir de fıtık ameliyatı oldu. Beni üzen havuz medyası tarafından istismar edilmesi. İnsan düşmanına dahi insanca davranmalıdır. İnsanda biraz ahlak olur. Bunların gözü o kadar kararmış ki yanında olmayanın yakılmasını istiyorlar. Berberoğlu boş durmadı içeride, kitap yazdı. Bu kitabın bütün gelirlerini gazetecilik stajı yapan öğrencilere verecek.” "BAKAN YALAN SÖYLÜYOR" Şırnak’ta yaşanan maden kazasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu: “Şırnak'ta acı bir olay yaşadık 8 işçimiz kömür madeninde hayatını kaybetti. Biri Sıddık'tı. 17 yaşında... Okula gitmek yerine kömür madenine gidiyorsa herkesin oturup düşünmesi lazım. Olaydan sonra açıklama yapıldı, maden ocağı kaçak diye. Kaçak değildi ihaleyle verilmişti. Ya bir Bakan yalan söyler mi? Dokularına işlemiş. Yalan söyleyen bakanın görevini bırakması lazım. 8 işçinin kanı onun boynundadır. Kendi kabahatini gizlemek için maden ocağı kaçaktır diyorsun. İhaleyi sen yaptın!” dedi. "HER DARBE KENDİ HUKUKUNU YARATTI" Kılıçdaroğlu, OHAL yine uzatıldı diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbe girişiminden sonra Binali Yıldırım ile Çankaya'da bir araya gelmiştik. Çok kısa bir süre için OHAL'in ilan edileceğini söylemişti. Bir yılı geçti. Her darbe kendi hukukunu yarattı. 20 temmuz 2016 sivil darbesi kendi hukukunu yarattı ve öyle devam ediyor. Meclis'te bir komisyon kuruldu. O komisyonu engellediler. Gelip ifade vermesi gereken kişileri komisyona davet etmediler. Adil Öksüz'ü serbest bıraktılar. Cep telefonuyla serbest bıraktılar. Takip de etmediler. Dürüst savcıları görevden aldılar. 1 milyon aileyi mağdur ettiler. Ya darbeyi yapanı yakala. Askeri öğrencilerin ne günahı var? Dayısı olanlar parası olanlar dışarıda. Hele bir kayınpederin iyyise damat olarak her yere gideriz. 20 Temmuz'dan sonra yaratılan iklim nedeniyle hakimler adalet dağıtamaz hale geldiler. Parlamentoda da işlevsiz bırakıldı. Kanun Hükmünde Kararname ile. Tek adam rejimi öyle bir yetkiye sahip oldu ki ben istediğimi yaaprım diyor. Belediye Başkanlarını görevden alıyorsun? 'Ben alırım size ne' diyor. Referandum önce 'tek adam rejimi ülkeye felaket getirir' diyordum. Onlar da 'sen yalan söylüyorsun' diyorlardı. Şimdi söylediğimin her noktası virgülü doğru çıktı.” “HER GECE SARAYDA BAŞKA ODADA YATIYOR" Kılıçdaroğlu, “Tek adamı kandırırsanız ülkeyi felakete götürürsünüz. Trump kandırdı, PKK kandırdı, Esad kandırdı, Obama kandırdı, FETÖ kandırdı. Herkesin kandırdığı adamın ülkeye faydası olur mu? Her gece sarayda başka odada yatıyor. Niye korkuyorsun? Çık git kahvede otur çiftçiyle sohbet et. Devleti yöneten aldatılırsa ne olur? Devletin kozmik odasını teröre teslim eder. Türkiye devletinin bütün sırlarını terör örgütüne teslim eden vatan hainidir. Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün sırlarını terör örgütüne açtın bunun hesabını verdin mi? Vereceksin!” diye konuştu. "DEMİRDEN KORKAN TRENE BİNMEZ" Kılıçdaroğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Sayın Erdoğan açıklama yapıyor. 'Biz bu şehre ihanet ettik ben de bundan sorumluyum' diyor. Hainler devlet yönetemez. 16/9 kuleleri ihanet kuleleridir. Danıştay kararını hiç kimse takmadı. Hukuk yok ki. Ben bildiğimi okurum diyor. Şimdi ihanet ettik diyor. İhanet ettiysen hain kim? Sensin! 'Silueti yık' diyoruz yapan adam 'ben yıkmam' diyor. Erdoğan diyor ki 'Yıkmıyorsan ben seninle küstüm.' 'Danıştay kararıyla yık' demiyor. Geçen yine beraber kurdele kestiler. Hainliğe hala devam ediyoruz diyor. Kendini hain ilan ettiysen o koltuktan kalkacaksın. Nurettin Sözen'i hatırlayın. Otelin kaçak katlarını devletten destek almadan tıraşladı. Bunların yatacak yeri yok bunlar sadece doların yeşilini seviyorlar. İhanetini itiraf ediyor, teşekkür ederiz. Etmese böyle konuşamazdık. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum. 'Benim haberim yoktu' diyemez. Bir bakanı vardı uzun yıllar TOKİ başkanlığı yaptı. Bir bakanı Çevre ve Şehircilik bakanlığı yaptı. Ne dedi? Ne yaptıysam Erdoğan'ın talimatıyla yaptım dedi. İstifa etti. O etmedi. İhanete devam edecek. CHP'li belediyelerin üzerine gidecekmiş. Gidin. Demirden korkan trene binmez. Bizim belediye başkanları namuslu adamlardır. Yolun düşerse Eskişehir'e git. Göreceksin Yılmaz hocayı. Bir otur bak bakalım CHP'li belediyeler nasıl çalışıyor.” “ERKEN SEÇİM YAPALIM” Yüzde 49,5 oy alan Başbakanı görevden aldı. Milli iradeyi hiçe saydı. Milli irade benim diyor. Sonra seçimle gelen belediye başkanlarını istifaya zorluyor. Böyle bir adam Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamını işgal edemez. Bir daha söylüyorum, namus ve şeref kavramını yüreğinde taşımayan insanların o koltukta oturmaya hakları yoktur. Tehditle, şantajla baskıyla devlet yönetilir mi? Ben bunları söylediğim zaman siz belediye başkanını mı koruyorsunuz diyorlar. Biz demokrasiyi koruyoruz. 17 ay beklemeyelim seçimler için buyurun gelin seçimleri erken yapalım. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim