Partisinin gurup toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kontrollü darbe girişiminin ipliğini yakında pazara çıkaracağız, bunu da herkes görecek ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Sözcü Gazetesi’ne yapılan FETÖ operasyonunu eleştirerek, “Savcı kardeşim sen FETÖ'cü arıyorsan Bakanlar Kurulu'na, Saray'a bakacaksın" dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle; "BİZE DEVLETİN VALİSİ LAZIM" Bunun üzerine "Vay efendim sen toplumu tahrik edici ve kamu düzenini bozan ilan verdin" denerek belediye başkanımız hakkında soruşturma açtılar. Ya sen kim oluyorsun Vali Bey de, bizim geri adım atacağımızı düşünüyorsun. Asıl toplumun huzurunu bozan sensin. 19 Mayıs'ı kutlamak ne zaman suç olmaya başladı. Diğer belediyelere izin verirsin, Beşiktaş Belediyesi'ne neden izin vermezsin? Bize Saray'ın valisi değil, bize devletin valisi lazım. "SÖZCÜ HALKIN SESİ KULAĞIDIR” Sözcü gazetesine operasyon yapılıyor. Gazete çalışanları hakkında yapılan suçlamayı okuyorum; FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek. Yani herkesi FETÖ'yle suçlarsın da Sözcü'yü suçlamak aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir şey değil. Peki Sözcü gazetesi nedir? Sözcü, halkın sözcüsüdür arkadaşlar. Halk adına yayın yapar. Halkın sesi, gözü ve kulağıdır Sözcü. Atatürkçülükten, demokrasiden ödün vermeyen bir gazetedir. Sözcü'nün yazarları kalemini satmayan, dik duran onurlu yazarlardır. Sözcü'nün sürekli denetlendiğini biliyoruz. Sürekli denetlerler ama açık bulamazlar. Yazarlarına sansür uygulamayan ender gazetelerden biridir. Sözcü ihale peşinde koşmaz. "İktidara, hükümete biraz yalakalık yapalım da biraz malı götürelim"diyen bir kişiliği de yoktur Sözcü gazetesinin. Burak Akbay diyor ki; "Tek suçum Türkiye'de gazetecilik yapmak". Türkiye'nin yarı açık cezaevi olduğunu biliyoruz zaten. Bakın kamu bankaları bütün gazetelere ilan verirler, ama Cumhuriyet'e, Sözcü'ye ilan vermezler. THY, bütün havuz medyasının okunmayan ne kadar gazetesi varsa verir. Ama Cumhuriyet'i, Sözcü'yü sokmazlar. Ne Cumhuriyet'i susturabilirsiniz, ne de Sözcü'yü susturabilirsiniz. Cumhuriyet için bir FETÖ'cü buldular, savcı, davayı ona açtırdılar. Savcı açamıyor, dosya boş. Savcı sonunda davayı açtı ve gözaltı kararlarını verdi. O savcıya seslenmek istiyorum; sen sarayın savcısısın, Cumhuriyet savcısı değilsin. Cumhuriyet savcısı emir almaz, yasalara bakar. “SAVCI SARAYDAN GELEN TALİMATA GÖRE İDDİANAME HAZIRLAYAMAZ” Savcı iktidarın maşası olmaz, Saray'dan gelen talimata göre iddianame hazırlamaz. Onurludur, cumhuriyetin savcısı. Cumhuriyetin savcısı dik durur. Cumhuriyetin savcısı medya özgürlüğünden yanadır. Cumhuriyet savcısı evrensel hukuktan yanadır. Cumhuriyet savcısı iradesini saraya teslim etmişse o cumhuriyetin değil, sarayın savcısıdır. FETÖ'cü arıyorlar. Cumhuriyet'te bulamadılar, Sözcü'de bulur muyuz diye? Savcı kardeşim, sen FETÖ'cü arıyorsan bakanlar kuruluna bakacaksın, saraya bakacaksın. Bu savcı kardeşime bir küçük ipucu da vereyim, Star gazetesinden "KONTROLLÜ DARBE GİRİŞİMİNİN İPLİĞİNİ YAKINDA PAZARA ÇIKARACAĞIZ" Gerçekten de ne istediler de vermediler? Arkadaşlarım bakın, kontrollü darbe girişiminin ipliğini yakında pazara çıkaracağız, herkes tanık olacak buna göreceksiniz. Bugün bu kontrollü darbe girişiminin ağır ağır ipuçları ortaya çıkıyor. Kimin ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. 15 Temmuz karşı darbe girişimidir arkadaşlar. Bugün Türkiye, karşı darbeyle karşı karşıya arkadaşlar. Binali Bey ne diyor; FETÖ'nün siyasi ayağı yok. Siyasi ayağı var kardeşim. Saraydan başlayarak AKP grubuna kadar ineceksin. FETÖ'yü beslediler, büyüttüler. "Ne istediler de vermedik" dediler, Türkiye'yi teslim ettin. "Sözcü'de FETÖ'cü var mı" diye soruyorlar. Ya sensin FETÖ'cü, senden iyi FETÖ'cü mü var? Kendi suçlarını gizlemek için garibanların üzerine gidiyorlar. "BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTA, 150'NİN ÜZERİNDE GAZETECİ HAPİSTE" Yine devam ediyorum; "Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır. Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır. Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır". Bugün geldiğimiz nokta, 150'nin üzerinde gazeteci hapiste. Dünyada gazetecilerin hapiste olması sayısı itibariyle Türkiye bir numara. Ne söylüyorlardı, nereye geldik. Devam ediyorum; "Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bütün unsurlarıyla gerçekleştirilecektir. "DAVUTOĞLU'NUN HAKKINI YEMEYELİM" Devam ediyorum arkadaşlar; "Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır". Şimdi burada sayın Davutoğlu'nun hakkını yemeyelim. "Ben siyasi etik kanunu çıkaracağım" dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi başkanı dedi ki, "Bu bize sorun doğurur yapmayalım". O da haklı, sonuç olarak Davutoğlu'nu kapının önüne koydular. Kadir GÜRHAN

Editör: TE Bilisim