TBMM'deki grup toplantısı konuşmasında sözlerine, 3 Mayıs'ın Dünya Basın Özgürlüğü Günü olduğunu hatırlatarak başlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, gücü övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa, o gazeteci değildir" diye konuştu. Türkiye'de gazete sahiplerinin 'atamayla' belirlendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Gazete sahibinin gazetecilik dışında bir işi olmamalı. Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa o işlevini kaybetmiştir, gazeteci değildir" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin arkasında olduğu belirtilen Fethullah Gülen cemaatini kastederek “Kafamı karıştıran bir konu var. Pensilvanya'dan bir talimat gelip 100 bin kişiyi falan adayın etrafında toplayın der ise ne olur?" şeklindeki açıklamalarına da tepki gösteren Kılıçdaroğlu, CHP seçmenlerine 100 bin imza için çağrıda bulundu. CHP lideri, "Tüm seçmenlere çağrımdır; ilçe seçim kuruluna gidiniz, imzanızı verin" şeklinde konuştu. “GAZETECİNİN İŞİNE SON VERDİLER” Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdulah Gül'ü ziyaretine dair iddianın haberleştirilmesinin ardından Habertürk gazetesinin internet sitesinde yaşanan görev değişikliğine de değinen Kılıçdaroğlu, "Saray Sözcüsü ve Genelkurmay Başkanı’nın Sayın Abdullah Gül’ü ziyaretini küçük bir haber olarak görmüştü bir gazeteci. Bu gazetecinin işine son verdiler. Bu, dünyanın her tarafında haberdir, demek ki yapılan doğrudur. Haber yalan mı, hayır? Peki neden bu gazetecinin görevine son verildi, hangi gerekçeyle? Bunun üzerinde durmak gerekir" açıklamalarında bulundu. CHP Genel Başkanı'nın açıklamalarının satır başları şöyle: “NEDEN GÖREVİNDEN ALINDI?” Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, gücü övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa, o gazeteci değildir. Artık atamayla gazete sahipleri belirleniyor. Gazete sahibinin gazetecilik dışında bir işi olmamalıBir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa o işlevini kaybetmiştir, gazeteci değildir.  Saray Sözcüsü ve Genelkurmay Başkanı’nın Sayın Abdullah Gül’ü ziyaretini küçük bir haber olarak görmüştü bir gazeteci. Bu gazetecinin işine son verdiler. Bu, dünyanın her tarafında haberdir, demek ki yapılan doğrudur. Haber yalan mı, hayır? Peki neden bu gazetecinin görevine son verildi, hangi gerekçeyle? Bunun üzerinde durmak gerekir. "TÜM SEÇMENLERE ÇAĞRIMDIR; İLÇE SEÇİM KURULUNA GİDİNİZ, İMZANIZI VERİN" FETÖ ile iş tutanlar, seçmenleri suçlama noktasına geldi. Yahu siz FETÖ ile iş tuttunuz. Milliyetçiliği ayaklar altına alan adamlara bakacaksınız. Alparslan Türkeş olsaydı, milliyetçiliği ayaklar altına aldım diyen adamla asla iş tutmazdı. "Seçmenlere bakmamız lazım, FETÖ ayağı var mı yok mu" diyor. Tepedeki adama bak sen kardeşim, FETÖ'cü olup olmadığını nereden bileceksiniz seçmenin. Amaç 100 bin imzayı toplayamamaları. Tüm seçmenlere çağrımdır, ilçe seçim kuruluna gidiniz. İmzanızı verin. CHP üyesi olup seçmen listesinde adı olmayanların adını tespit ettik. Örgütlere bildirdik. Diğer partiler de isterse onlar için de aynı katkıyı vermeye hazırız. AK Parti'yi dışında tutmuyorum. İstesinler, onlara da aynı desteği verelim. “DEMOKRASİ ÜZERİNDE VESAYET VARSA O ÜLKEDE DEMOKRASİ YOKTUR” Kamuoyundan gizlendi. Sivil kıyafetlerle gittiler. Bilgilere göre, Abdullah Gül’e ‘Erbakan’ın ölüm yıl dönümü dolayısıyla anma töreni var. Katılmayınız diyorlar. İkinci de cumhurbaşkanı adayı olmayın diyorlar. Demokrasi üzerinde vesayet varsa o ülkede demokrasi yoktur. 28 Şubat’ı, baskıları, siyasi otorite ve iktidara yapılan baskıları çok iyi biliyoruz. Ancak bu konuda kimsede n bir açıklama gelmedi. Efenim, Suriye konusunu görüştüler. Neden şimdi? Sayın Kalın’ın ne ilgisi var? Neden resmi kıyafetle gitmiyorsunuz, sivil gidiyorsunuz. Hadi ona bilgi verdiniz, 10. cumhurbaşkanına niye gitmiyorsunuz. Bu bir askeri vesayet girişimidir. Farkı şudur, askerler kullanılarak sarayın vesayeti demokrasinin üzerine dikilmek istenmektedir. Bunu kabul etmiyoruz. Sayın Abdullah Gül’den de açıklama bekliyoruz. Gitti Erbakan’ın anma törenine katıldı. Nasıl oluyor da Genelkurmay Başkanı kendisini demokrasiyi sonlandırmak ya da gölgelemek için kullandırtır! Eğer silah zoruyla demokrasiyi sona erdirmek için çare arıyorsanız biz göğsümüzü siper etmeye hazırız. Buyrun gelin. 28 Şubat, 28 Şubat diye kıyamet koparıyorlardı. Niye kopardın o zaman? Askeri kendileri için kullanıyorlardı. Şimdi korkuları sarmış. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim