Referandumun ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, sandığa giden vatandaşlara teşekkür eden Kılıçdaroğlu, ‘’Sandığa gitmenin tarihi bir sorumluluğu vardı’’ dedi. Referandumun ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında konuştu. Referandumun eşit şartlarda geçmediğini ifade ederek YSK'nın aldığı 'mühürsüz oylar' geçerlidir kararı için sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Sandıkta yüzde 50'nin üzerinde bir sonuç ifade ettik. Bu seçim mühürsüz seçimdir, bu seçimin mührü yoktur. YSK'daki 11 hakime sormak istiyorum. Size milletvekilliği sözü mü verildi?" dedi. ‘’SEÇİMLER YARGI DENETİMİ ALTINDA YAPILIR’’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘’Demokrasiyi oyladık, tek adam rejimi mi, parlamenter demokratik sistem mi… Bütün vatandaşları sandığa gitmek için ikna etmeye çalıştık. O nedenle sandığa gitmenin tarihi bir sorumluluğu vardı. Bunu yerine getiren bütün vatandaşlarıma tekrar yürekten teşekkür ediyorum. Şimdi geliyorum işin püf noktasına, bu referandum nasıl yapılmalıydı? Nasıl yapılacağını ben belirleyemem. Nasıl yapılacağını tek bir yasa da belirleyemez. Temel kural anayasada yer alıyor. Şöyle söylüyor, 'Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım esaslarına göre yargı denetimi altında yapılır' Soru şu, gerçekten de bu referandum anayasanın ön görüldüğü bu kurallar içinde mi yapıldı?’’ dedi. Konuşmasına, ‘’Gerçekten bu referandum anayasanın öngördüğü kurallar içinde mi yapıldı? Bu referandum adil bir referandum mu? Devletin bütün bürokratlarını kullandılar. Valileri, kaymakamları hepsini kullandılar. Tehdit unsuru olarak devlet vatandaşın karşısına çıktı. Bir tehdit unsuru olarak devlet vatandaşın karşısına dikildi. Devletin bütün mali imkanlarını kullandılar. Gak denildi para guk denildi para. Bununla da yetinmeyip, OHAL'den faydalanıp bir kararnameyle özel televizyonların tek taraflı yayın yapmasını sağladılar. Kampanya 'Evet' için devlet, 'Hayır' için millet kampanyasına dönüştürdüler. Buna rağmen sandığa gittik. Sadece bununla da kalmadılar. Özel anketörler tuttular moralimizi bozmak için ceplerine para koyup yüzde 60'ın üzerinde 'Evet' çıkacak dediler. Buna rağmen sandığa gidip sandıkta yüzde 50'nin üzerinde bir sonuç ifade ettik’’ şeklinde devam etti. ‘’BİZ GERÇEKTEN DE BİR TARİH YAZDIK’’ Kılıçdaroğlu, ‘’Tabi yüzde 50’nin üzerinde sandıkta ifade ettik. Ama bu başarı, tek başına CHP’nin başarısı değildir. Demokrasiyi savunan herkesin ortak başarısıdır. Saadet Partisi’ne, bütün mütedeyyin kardeşlerimi, demokrasiden, ahlaktan yana olan bütün vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum, gidip hayır oyu kullandıkları için. Vatan Partisi’ne ve üyelerine, ÖDP’nin genel başkanına ve üyelerine, HDP’nin bütün acılara, baskılara rağmen gidip hayır oyu kullanan doğu ve güneydoğudaki bütün vatandaşlarıma, Anavatan, Doğru Yol Partisi’ne teşekkür ediyorum. Türkiye’nin bekasını her şeyin üstünde tutan, ülkücülere ve milliyetçilere de yürekten teşekkür ediyorum. Hiç kimse unutmasın, bir ülkü etrafında hepimiz birleştik. Türkiye’nin bekası için, hepimizin özgürlüğü için, düşüncelerimizi özgürce ifade etmek için, hepimiz demokrasi paydasında birleştik. Ve biz gerçekten de bir tarih yazdık. Ve bu tarih bir demokrasi destanıdır. Bu teşekkürü yapmak benim boynumun borcudur. Tabi son teşekkürü de CHP’nin örgütlerine yapmak istiyorum. Hepimiz demokrasi için çalıştık, gece gündüz çalıştık. Kucaklayıcı bir dil kullandık hepimiz. Saldırıya uğradık ses çıkarmadık. Kurşunlandık ses çıkarmadık, bıçaklandık ses çıkarmadık. “Kılıçdaroğlu dilini değiştiriyor, bize tuzak kuruyor” dediler. Hiç kimseye tuzak kurmadık. Dilim geçmişte neyse, bugün de yarın da böyle olacaktır. Hiç kimsenin kötülüğünü istemedik. Hiç kimseye zulüm yapmadık. Hiç kimseyi ötekileştirmedim’’ dedi. ‘’YSK YASALARI ÇİĞNEMİŞTİR’’ CHP lideri konuşmasını şu şekilde sürdürdü, ‘’Referandum sonrası Pazar günü hepimiz evlerdeyiz, sandıklardan haberler almaya çalışıyoruz. Ben de evde izliyorum. Bir haber geldi, YSK mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayacak diye. Hemen arkadaşları aradım, “Nedir bu?” diye. “Evet, doğru” dediler. Açıklamalar yapın, yapıldı. Akşama doğru genel merkeze geldim ve bir basın toplantısı yaptım. YSK’yı uyardım, yanlış yapıyorsunuz diye. Referanduma gölge düşürüyorsunuz diye. O gün başka bir açıklama yapmadım, nedeni “YSK inşallah bu kararından geri döner” diye bekledim. Daha henüz sayımlar bitmemişti. YSK, yasaları çiğnemiştir. YSK, üstüne düşen görevi yapmamıştır. YSK, gücünü öyle anlaşılıyor ki, haktan hukukun üstünlüğünden anayasadan değil belli bir merkezden, siyasi otoriteden almaktadır. Siyasi otoriteden alınan güç güç değildir, demokrasiye ihanettir.’’ Mesut KETE

Editör: TE Bilisim