Kekemelik kısa süreli eğitimlerle çözümü olan bir problemdir. Uzmanlar tarafından, konuşmanın doğal akışının bir biçimde kesintiye uğraması ya da konuşmanın akıcılığında gözlenen istemsiz aksaklıklar olarak tanımlanan ve ülkemizde çocuk yaşlardan başlayarak çok sık görülen bir durum Kekemelik. Zoraki Kral filminde York Dükü Prens Albert’in kekemelikle mücadelesini izlerken, kendini ifade edememenin sancısını sıra dışı bir hikayede gördük. Ve bu hikayede kekemeliğin çözüme giden yolunu izlerken nedenlerini de düşündük. Kral, filmin sonunda halkına hitap ederken seyre daldığımız bir kralın hitabından öte küçük bir çocuğun zaferiydi. Kekemelik sorunu yaşayan herkese rol model olacak bu hikaye gibi binlerce hikayenin tanığı olan Ritm Konuşma Merkezi’nde Eğitmen Ceren Aymergen’le konuştuk. Kekemeliğin eğitimi ve bir çözümü olduğunu dile getiren Aymergen, 14 gün süren bilgisayar destekli eğitim programını ve eğitim sürecindeki önemli ayrıntıları anlattı. “KEKEMELİK SORUNUNDA ÖZGÜVEN VE MOTİVASYON EKSİKLİĞİ VARDIR” “Türkiye’ye ilk bu işi getiren biziz ama 17 yıldır bu sektörün içerisindeyiz, “ritm” adı altında doğru konuşma alışkanlığı edindiriyoruz. 4 – 70 yaş arası herkese eğitim verebiliyoruz. Tabii 4 ve 25 yaş arasında başarı oranı çok daha hızlı ve yüksek oluyor. 25’ten yukarı yaşlarda bu oran yine kişiye bağlı olarak çok yüksek oluyor. Bilgisayar destekli programlarla çalışıyoruz. Bunun yanı sıra özgüven, motivasyon eksikliği varsa kişinin bunları da tamamlıyoruz. Bu sorunu yaşayan herkeste özgüven, motivasyon eksikliği çok yüksektir. Yanlış konuşma alışkanlığını unutturup aslında kekemeliği kontrol altına almak, amacımız akıcı konuşmayı sağlamak.” “KEKEMELİĞİN EN BÜYÜK ETMENİ KORKUDUR” Kekemeliğin korku, özenti, kıskanma gibi nedenlerden dolayı ortaya çıktığını söyleyen Aymergen, kekemeliğin çoğunlukla erkek çocuklarında görüldüğünü vurguladı. “Kekemelik, çoğunlukla erkek çocuklarında görülür. %80 erkek %20 kız çocuklarında görülür kekemelik. Kişilik olarak duyarlı insanlarda olur. Hep şu örneği veriyoruz; hep birlikte bir arabada gidiyoruz ve kaza yaptık diyelim, arabada bulunan kişilerden en duyarlı olan o kazadan en çok etkilenendir. Ve böylesi etkilere açık bireylerde kekemelik olasılığı çok yüksektir. Kekemeliğin, genetik olma ihtimali çok düşüktür ama olabiliyor. Baba, oğul, torun gibi üç kuşak karşımıza çıkabiliyor. Kekemeliğin en büyük etmeni korkudur. Kişinin gördüğü bir rüya, izlediği bir film etkili olabiliyor. Özenti; özellikle çocuklar rol model olarak anne ve babayı alıyor. Annesi kekemeyse çocukta da bunu görüyoruz.” “KEKEMELİĞİN ÇÖZÜMÜ VAR AMA KİŞİYE GÖRE KİMİ ZAMAN BU SÜRE UZAYABİLİR” Kekemeliğe, 14 günde kesin sonuç verdiklerini söyleyen Aymergen, Ritm Konuşma Merkezi’nde bilgisayar destekli programları ve eğitim sürecini şöyle anlatıyor: “14.gün okumada, bir haftada konuşmada akıcılık kazandırıyoruz. Kişiler bu 14 gün sonrasında elbette bu kişiye göre de değişiyor her şeyiyle tam olarak kekemelik sorununu geride bırakmış oluyorlar. Hiçbir konuşma sorunu kalmıyor. Eski, kronikleşmiş konuşma sorununu unutup yenisini, kazandırıyoruz. Bu zamana kadar gelen tüm öğrencilerimizden istisnasız güzel sonuç aldık. Kekemeliğin çözümü var ama kişiye göre kimi zaman bu süre uzayabilir.” KEKEMELİK ÇÖZÜMÜNDE AİLENİN ROLÜ Kekemelik tedavisinde aileye ve sosyal çevreye önemli sorumluluk düştüğünü ifade eden Aymergen, eğitim sürecinde kişinin sosyal deformasyona uğramasının sonucu geciktirebileceğini söyledi. “Bu sorunu yaşayan kişiler karşısındaki kişileri çok önemsiyorlar. Önemsedikleri kişiler de aslında en çok onlara baskı yapan kişiler. Çocuk burada eğitim aldığı zaman karşısında annesi varsa ve annesi bu konuda çok baskı yapıyorsa çocuğun gözü doğrudan annesinde oluyor ve onun yanında çok daha fazla takılıyor. Önce aileleri bilinçlendirip onlara bu konuda farkındalık yaratmak bizim için çok önemli. Sosyal baskı çok fazla olabiliyor konuşamayan kişinin üzerinde; “vah vah konuşamıyor”, “nasıl olacak”, “bu neden konuşamıyor?” diye sosyal deformasyon kişiyi olumsuz etkiler. Aileler bu eğitim sürecinde “neden olmuyor, niye olmuyor” gibi sorularla baskı kurmamalı çocuklara. Olmadığı durumlarda yeniden denemeleri için, “bu kez olacağına dair” inançlı olduklarını, çocuklara ya da kekemelik tedavisi gören kişilere güven duyduklarını yansıtmak çok önemli bir etkendir. Bilinçli olarak kimse konuşma sorunu yaşamak istemez, kendini ifade edememek kadar kötü bir durum yok çünkü. Ailelerin eğitim alan çocuğu motive etmeleri çok önemlidir.” Atlas Yanar

Editör: TE Bilisim