Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, AKP’nin Sağlık Torba Kanun Teklifine dair genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıda konuşan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, “AKP sağlıkta şiddeti önlemek yerine şiddet uygulayanların tutuklanması ve bunlara ceza verilmesi ile yetindi. Sunulan teklim şiddeti önlemez” dedi. ‘ŞİDDETİ ÖNLEMEYE DÖNÜK DEĞİLDİR’ Kara, AKP’li milletvekilleri tarafından 30 Ekim 2018 tarihinde Meclis Başkanlığı’na sunulan Sağlık Torba Kanun Teklifine dair, “Sağlıkta Şiddet Yasası’ şeklinde lanse edilerek kamuoyu yanıltılmaktadır. Bu teklif sağlıkta şiddeti önlemeye dönük bir teklif değildir; sağlık alanında örgütlü kesimlerin görüş ve önerisi alınmadan, sağlık özel sektörünün ihtiyaçları düşünülerek hazırlanmıştır. Bilindiği üzere sağlıkta şiddet önemli gündemlerimizdendir. Başta Sendikamız ve TTB olmak üzere sağlık meslek ve emek örgütlerinin sağlıkta şiddetin önlenmesi amacı ile geliştirdiğimiz bir dizi değerlendirme ve öneri mevcuttur. Oysa söz konusu kanun teklifinde bu öneriler dikkate alınmadığı gibi teklif hazırlanırken örgütlerimize danışma ihtiyacı duyulmamıştır. Kısacası şiddeti önleyecek herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. AKP, mevcut hukuki düzenlemelerde zaten yer alan konularla ilgili uygulamaları bir genelge ile düzenleyebilecekken kanun teklifine madde ekleyerek yeni bir düzenleme yapıyormuş gibi göstermek istemektedir.” Kara teklifte yer alan maddelerinin ne getirdiğini şöyle sıraladı: Teklifte OHAL KHK’ları ile kamudan ihraç edilen (7145 sayılı yasa ile bundan sonra da aynı gerekçe ile ihraç edilecekler de dahildir) hekim ve diş hekimleri ile güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan hekim ve diş hekimlerinin SGK ile sözleşmesi bulunan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde çalışamayacağına dair hüküm getirilmiş, bu kişilerin devlet hizmet yükümlülüğü var ise, devlet hizmet yükümlülüğü süresi kadar (600 gün) mesleklerini hiçbir şekilde yapamayacakları düzenlenmiştir. Yani, bu kişiler devlet hizmet yükümlülükleri bitmemişse ki bu süre ortalama 600 gündür; 600 gün boyunca sağlıkla ilgili herhangi bir alanda hiçbir şekilde çalışamayacaklardır. Hizmet yükümlülük süresi bitenler ise sadece SGK ile anlaşması olmayan yerlerde çalışacaklardır; ki belirtmek isteriz SGK ile anlaşma yapmayan özel hastane nerdeyse yoktur. Oysa OHAL sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ihraç edilen başta hekimler olmak üzere sağlık emekçilerinin özel sektörde çalışması önünde engel olmadığını açıklamıştı. Peki şimdi ne değişmiştir? Sağlığın giderek özel sektör hastaneleri tarafından verildiği bir ortamda özel sektörde çalışmak zorunda bırakılan binlerce hekim niçin işsiz bırakılmak isteniyor? Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinde değişiklikler yapıldığını hatırlatmak isteriz. Bu durumda siyasi iktidar yanlısı olmayanların güvenlik soruşturmasından geçme ihtimali giderek azalmıştır. Bu yönetmelik Danıştay kararlarına aykırı olduğu gibi Anayasaya da aykırıdır. Teklifte Türk Tabipleri Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliğinin çeşitli yetkilerinde kısıtlamaya gidilmiştir. Böylece meslek örgütlerinin çalışma düzenine müdahaleler devam etmektedir.  Teklifte Türk Eczacılar Birliği’nin kontrolünde yapılan yurtdışından ilaç getirtilmesi uygulaması genişletilerek Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen kurum ve kuruluşlar ile SGK’ya yetki verilmiştir. Teklifte şirketlerin eczane açmasının önündeki engeller kaldırılmaktadır. Böylece eczacılık mesleğini eczane açarak yürüten meslek mensuplarının aleyhine haksız rekabete sebep olacak ve eczacıları ücretli eczacı pozisyonuna indirerek onların emeğinin sömürülmesini sağlayacak bir uygulama getirmektedir. Teklifte Sağlık Bilimleri Üniversitesinin mütevelli heyetinin oluşumu ile ilgili düzenleme yer almaktadır. Teklifte aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının izin hakları da düzenlenmiştir. Ayrıca vakıf üniversitelerinin eğitim aile sağlığı merkezi açmalarına izin verilmiştir. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının 65 yaşına kadar çalışabilecekleri düzenlenmiştir. 100 yatağın altındaki hastanelerin ve 112 il ambulans servisi başhekimliklerine sözleşmeli atama yapılabilmesi imkanı getirilmiştir. Bu durum kadrolu çalışanlar bakımından olumsuz bir düzenlemedir. Atılan her adım ile sağlık alanı güvencesizliğin tek kural olduğu bir hale getirilmektedir.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim