Eğitimlerine Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) devam eden üç bilim insanı Semih alpsoy, Volkan Orhan ve Kıvılcım Çaylı kanser hastalığını kolaylaştırıcı bir buluşa imza atı. Kanser tedavisinde buldukları sistem ile doğru kişiye doğru ilacı vererek, en yüksek verimi almaya çalışan bilim insanları, kemoterapinin doğru verilmesini doğru ilaçlarla verilmesini ve eğer mümkünse daha kısa sürede ve daha düşük dozda verilmesini sağlamaya çalıştıklarını ifade ettiler. Güçlü Anadolu Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan üç bilim insanı şü şekilde konuştu: KANSER NEDİR? Kanser hastalığının yüzyılımızın en illet hastalıklarından biri olduğunu belirten ODTÜ Biyoenformatik Bölümü yüksek lisans öğrencisi Semih Alpsoy, “Yani kanser hastalığını duymamış biri yoktur. Ama çoğu kimse kanserin ne olduğunu bilmiyor. Kanser dediğimiz hastalık normal olarak gündelik hayatta vücudumuz sürekli hücre bölünmeleriyle kendini devam ettirir. Hücreler bölünerek biz var oluruz. Eğer hücreler bölünmezse biz yaşayamayız. Ancak hücreler bölünme evresinde mutasyon dediğimiz etkilerden dolayı ve beklenmedik bazı hatalardan dolayı normal olarak bölünemezler” şeklinde konuştu. Süreç içerisinde hücrenin kanser hücresine dönüştüğünü söyleyen Alpsoy, “Normalde bağışıklık sistemimiz o kanser hücresini çok rahat ve başarılı bir şekilde öldürebilir. Ancak kanserli hücreler o kadar çok bağışıklık sistemimizdeki hücrelerden kaçarlar ki vücudumuz onları öldüremez. Dolayısıyla bunlar ilk önce lokal olarak görülürler ondan sonra da uygun koşulları buldukları vakit de vücudun diğer yerlerine sıçrarlar” diye konuştu. “TÜM SİSTEMİ ELE ALAN BİR YAKLAŞIM KULLANIYORUZ” Hali hazırda uygulanmış olan deneylerden elde ettikleri datayı, istatistiksel olarak modellediklerini kaydeden Alpsoy, “Bu modelleme sürecinde tüm sistemi ele alan bir yaklaşım kullanıyoruz. Bu yaklaşım ile genleri tek tek kullanmak yerine, kullandığımız metot ile bunları gruplar halinde tutuyoruz. Ondan sonra gruplar halinde daha spesifik olarak hangi genlerin daha önemli olduğunu tespit etmeye çalışıyoruz” dedi. “KANSER İLAÇLARI HER HASTAYA AYNI ETKİYİ GÖSTERMEYEBİLİR” Kan kanseri hastalarında uygun ilacı tespit eden bir sistem yaptıklarına dikkat çeken ODTÜ Biyoenformatik Bölümü veri bilimcisi Volkan Orhan ise şöyle konuştu: “Kanser ilaçları her hastada aynı etkiyi göstermeyebiliyor. Bazı zamanlarda başka hastada işe yarayan ilaç, diğer hastada işe yaramayabiliyor. Bunun önceden belirlenmesinin bir yolu yok. Prosedür neyse doktor da o sırada onu uyguluyor. Biz bu durumu ortadan kaldırmak istiyoruz. Hastalar gereksiz yere ilaçlardan zarar görmesinler. Özellikle çocuklarda bu çok önemli. Çocuklarda kan kanseri çok iyi tepki verir. Sadece ilaçlar yüzünden çok fazla hasar görürler. Kanser ilaçları zehir gibidir çünkü. Vücutta büyük tahribatlara yol açar. Çocuklar için üzülmemiz gereken şey ilaçlardan aldıkları hasar. Hatta gereksiz ilaçlardan aldıkları hasarla olabiliyor bu durum. Biz de doğru ilacı bulmaya yönelik bir sistem üzerine çalışıyoruz. Bulduğumuz sistem doğru kişiye doğru ilacı verelim ve en yüksek verimi alalım.” İnsanların genetik profiline baktıklarını dile getiren Orhan,” Genetik profilinden belli genlerini çıkarıp bu genlerden istatistiksel analizlerle siz bu ilacı alın siz bu ilacı alın ya da bu ilaç sizde işe yaramayacak gibi doktora karar destek sistemleri geliştiriyoruz. Yani biz sadece doktorun mevcut sistemde verdiği ilacı daha etkili bir şekilde kullanmasına yardım edecek bir sistem üzerinde çalışıyoruz” dedi. “MİLYONLARCA İNSANIN HAYATINA POZİTİF OLARAK DOKUNMAK BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI” Milyonlarca insanın hayatına pozitif olarak dokunabilme şansının kendisini oldukça heyecanlandırdığını vurgulayan ODTÜ Biyolojik Bölümler mezunu Kıvılcım Çaylı, “Burada ben bir şeyin altını çizmek istiyorum. Bizim metodumuz an itibari ilekemoterapinin yerine geçen bir metot değil. Kemoterapinin doğru verilmesini doğru ilaçlarla verilmesini ve eğer mümkünse daha kısa sürede ve daha düşük dozda verilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Yani bizim metodumuz kemoterapinin yanında, onun daha doğru yapılması için kullanılacak bir metot. Şu anda metodumuzun henüz deneysel aşamada olduğunun da altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye’de yatırım ekosistemin gelişmeye devam ettiğini ama hala olmasını arzuladığıkları seviyede olmadığını dile getiren Çaylı, sözlerine şu şekilde devam etti: “Finansman modeli Türkiye’de henüz daha oturmadı. Umuyoruzki finansmanı da sağladıktan sonra ürünümüzü hastalara ulaştıracağız ve onların hayatlarına pozitif olarak dokunmaya çalışacağız. ARGE’si bitmiş bir ürünün ticarileşmesi ve pazara ulaşması göründüğünden çok daha zahmetli bir süreç. Oldukça yüksek bir finansman istiyor.Özellikle bizim alanımız olan bioteknolojideçok fazla yatırım isteyen harcamalarımız var. Bu nedenle burası fonlanmanın en zor olduğu kısım. Normalde dünyada bu aşamalar için stratejik ortaklıklar oluyor.Ama bizde buna sıcak bakılmıyor.” Eren GÜVENDİK

Editör: TE Bilisim