Birçok resim ve fotoğraf sergisine ev sahipliği yapan Kuğulu Sanat Galerisi bu kez de resim sanatçısı Nazife Doğanay Gültekin’i ağırlıyor. 10 Haziran’da Başkentlilerle buluşan resim sergisinin ismi ise “Kadın ve Düşler”. 3’üncü kişisel sergisini Başkentlilerle buluşturan ressam Nazife Doğanay Gültekin kadın figürüne önem verdiğini ifade ederek sergisinin temasının kadın olduğunu belirtti. 28 Haziran’a kadar görülecek olan sergiye herkesi davet ettiğini ifade eden Gültekin, bir milletin sanatsız asla yaşayamayacağını belirtti ve sanatın, sanatçının desteklenmesi gerektiğini söyledi. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1964 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara’da tamamladım. Üniversite eğitimimi ise Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tamamladım. Hatta Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ilk mezunlarındanım. Aynı zamanda da yüksek lisansımı da burada bitirdim. Öğretmen olarak Mardin Kızıltepe’ye atanınca da mesleğimi icra etmeye başladım. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okumak sizin isteğiniz miydi, sizi birileri yönlendirdi mi? Güzel Sanatlar benim çocukluğumdan beri hayalimdi. Ben kız meslek lisesi mezunuyum ve hayatımda da hiç dershaneye gitmedim. Başvurdum ve kabul edildim. Bundan dolayı da kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü Hacettepe Üniversitesi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birisidir. Çok iyi hocalardan dersler aldık. Benim zamanımda Adnan Turani bölüm başkanımızdı. Atölye hocamız ise Prof. Dr. Zafer Gençaydın idi ve kendisinden çok şeyler öğrendim. Kendisinin üzerimde çok emeği vardır. Resim sanatı hayatınızda hep vardı değil mi? Zaman zaman kopukluklar olsa da bir yandan öğretmenlik yapıyor olsam da resim sanatı her zaman hayatımın içindeydi. Ondan hiç uzaklaşmadım, okudum, ürettim ve çizdim. Eşim asker olduğu için Türkiye’nin birçok yerini gezdik ama bu da bana engel olmadı ve eşim de her zaman bu konuda yanımda oldu. Resmin temeli desendir ve bir insan bir şeyi çok sever ya ben de deseni, desen çalışmayı çok seviyorum. 29 yıllık öğretmenlik hayatamın içerisinde birçok öğrencimin resimlerini çizmişimdir. Tabi bu onların da bana verdiği heyecanla mümkün oldu, öğrencilerimin sayesinde de resim hep benimle birlikte oldu. Bir Ortaokulda Resim Öğretmenliği yapıyorsunuz. Öğrencilerinizin içinde resme yeteneği olanlar oluyor mu? Onları nasıl yönlendiriyorsunuz? Resme yeteneği olan çok öğrencimle karşılaştım. Öğretmenliğe ilk başladığım Mardin Kızıltepe’den örnek verebilirim hatta. Mardin’in terör sıkıntıları yaşadığı dönemde öğretmenlik yaptım. Orada resim anlamında o kadar çok yetenekli öğrenciler vardı ki… Ancak birçoğu maddi sıkıntılar çektiğinden dolayı resim malzemesi alacak para dahi bulamıyordu. Ama onların içinden sonrasında güzel sanatlarda okuyanlar oldu, öğretmenlik yapmaya başlayanlar ve daha birçok meslek alanında çalışmaya başlayanlar oldu. Kuğulu Sanat Galerisi’nde yer alan serginiz 3’üncü kişisel serginiz. Diğer sergilerinizden bahsetmek ister misiniz? Birçok karma sergide yer aldım. Bununla birlikte 3 tane de kişisel sergi açtım. İlk sergimi Diyarbakır’da açtım. 2’nci kişisel sergimi ise Amasya’da açtım. Şuan ise 3’üncü kişisel sergim ile Ankara’dayım. Ama şuan ilk sergimi açmış kadar heyecanlıyım. Sergimi açtığım yerlerde de oldukça ilgi vardı. Ama Amasya küçük bir il olmasına rağmen oradaki ilgi bambaşkaydı. Orada üniversitenin açılmış olması sanata olan ilgiyi de otomatikman artırıyor. Üniversite kesimi özetle sanata daha ilgili. Serginizin ismi ‘Kadın ve Düşler’. Diğer sergilerinizde de kadın figürünü kullanmışsınız. Neden kadın? Yüksek lisans tezim Türk Hamamı adı altında insan figürünü konu almaktı. Bu sergimde de kadını çalıştım. Sanıyorum kendim de kadın olduğumdan kadın figürü bana daha yakın geliyor. Nesnel olarak kadını ele aldığımdan kadın figüründen kopamıyorum. Bu sergi için de uzun süre düşündüm konusu ne olsun diye. Sonrasında düşler olsun istedim. Çünkü kadınların o kadar çok düşleri var ki… Kimi zaman düşler gerçekleşiyor kimi zaman gerçekleşemiyor ama gerçek şu ki düş kurmadan yaşamak biz kadınlara göre değil. Ben bu resimleri yaparken kendimi de yansıttım. Çünkü benim yaşadıklarımı, kurduğum hayalleri ya da üzüntülerimi eminim ki birçok kadın da yaşamıştır. Bu sergide esasında yaşadıklarımı ve yaşayamadıklarımı resmetmeye çalıştım. Benim resimlerimde anlattığım kadınlar da esasında benim. Bana benzemeseler de ben kendimi anlatmaya çalıştım. Bu noktada Türkiye’de kadının konumunu nasıl tanımlarsınız? Ataerkil bir toplumda yaşadığımızdan Türkiye’de kadınların yaşadığı sıkıntılar o kadar çok ki… Yaşanılan sıkıntıların mutlaka dile getirilmesi gerekiyor. Kimin hangi sanat dalında neye yeteneği varsa onunla bu sıkıntıları anlatmalıdır. Ya resimle ya müzikle ya da başka bir sanat koluyla anlatılmalıdır. Resmi hayatınızın neresini koyuyorsunuz? Resim benim olmazsa olmazlarımdan. Bundan dolayı da hayatımın en tepesine koyuyorum… Serginiz 28 Haziran’a kadar Kuğulu Sanat Galerisi’nde devam edecek. Ankaralılara bir mesajınız var mı? Ankara’da birçok yerde sergi açılıyor sık sık ben de çoğunu takip ediyorum. Öğrencilerimi de sanatsal sergilere yönlendiriyorum. Fakat sanata ne yazık ki tahmin edilen kadar ilgi yok. İlgi çok minimal düzeyde. Sanat insanlara bir mesaj verir, topluma iyiyi kötüyü gösterir. Bundan dolayı Ankaralılara bol bol sanat sergilerini gezmelerini tavsiye ediyorum. Ben de herkesi kendi resim sergime bekliyorum. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim