Erzincan orduevinde bir askerin yavru kediyi işkenceyle öldürmesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Siyasilerin de dikkatini çeken olay için birçok milletvekili ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konu ile ilgili yakın takip başlattı. Yasa nedeniyle ceza konusunda çaresiz kalan Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi Türk Ceza Kanunu'nda hayvan haklarını kapsayan ilgili maddenin 'sahipsiz hayvanlar' için de uygulanması için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu. Böylece Türkiye'de ilk defa bir yerel mahkeme, sahipsiz sokak hayvanlarının da hukuki koruma altına alınması talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş oldu. Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu da konu ile ilgili önümüzdeki hafta yeni bir tasarı ile meclise gidiyor. ‘’YASA HAKİMİ ÇARESİZ BIRAKMIŞTIR’’ Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu da hayvan hakları konusunda yasanın değişmesi ve hayvanların ‘mal’ statüsünden çıkarılması için önümüzdeki hafta meclise yeni bir tasarı sunacak. Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Evrim Dost, Erzincan’da yaşanan olayla ilgili, ‘’Hayvan hakları konusunda, Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu olarak yeni bir tasarı hazırlıyoruz. Hazırladığımız bu tasarıyla önümüzdeki hafta meclise gideceğiz ve çalışmalara başlayacağız. Çünkü artık kendi tasarımızı elimize almamız gerekiyor. Hayvanlar yasaya göre bir ‘mal’ olarak kabul ediliyor. Bu nedenle cezalar, para cezasından öteye gidemiyor. Hayvanlar duyguları olan canlılardır, bir mal kesinlikle değildir. Erzincan’da yaşanan olayda, davanın hâkimi dahi elindeki yasa nedeniyle çaresiz kalmıştır. Hayvanları ‘mal’ olarak kabul edilen bu yasa hâkimlerin, avukatların ellerini bağlamaktadır. Erzincan’da yaşanan olayla ilgili kararı veren hâkim, kanunlarda sahipli-sahipsiz hayvan ayrımının Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek düzeltilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur’’ dedi. SAHİPLİ KELİMESİ ANAYASAYA AYKIRI Erzincan'da bir erin, orduevi nizamiyesinde yakaladığı bir kediye tekme ve yumruk atarak işkence ettiği görüntülerin ortaya çıkması sonrası er gözaltına alındı ve hakkında idari işlem başlatıldı. Erzincan Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, askere 2 bin 252 lira para cezası verildiği belirtildi. Bunun yanı sıra Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi, hayvana yönelik suçlarla ilgili olarak TCK 151/2 düzenlemesinin sadece 'sahipli' hayvanları kapsadığı, mevzuatın yetersiz olduğu ve dolayısıyla sahipsiz hayvanların da hukuken korunma altına alınması talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme, 'sahipli' kelimesinin anayasaya aykırılığı hususunda anayasa mahkemesine itiraz başvurusunda bulunarak TCK 151/2 düzenlemesinden 'sahipli' ifadesinin çıkarılmasını talep etti. ‘’ADAM BİLE DEMİYORUM’’ Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba da konu ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada bakan Fakıbaba, "Resmen cinayet. Adam bile demiyorum. İnşallah cinayetten mahkûm olur" Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Erzincan'da kediye yapılan işkenceyle ilgili, “Resmen cinayet. Adam bile demiyorum. İnşallah cinayetten mahkûm olur. Hayvan haklarına çok saygı duyarım. Hayvan bir mal değildir, Allah'ın yarattığı varlık ve canlıdır" dedi. ‘’BU ŞAHIS TOPLUM İÇİNDE OLMAMALI’’ Zekiye ve Fahir Köklü çifti Çayyolu’nda kendi imkânları ile kurdukları barınak ile 450’den fazla hayvana umut oluyorlar. Sokakta şiddet görmüş, yaralanmış bütün hayvanlara yardım etmeye çalışan Zekiye Köklü, Erzincan’da yaşanan vahşetle ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Erzincan orduevinde bir askerin kediye uyguladığı şiddeti Köklü, ‘’Olayı duyunca gerçek anlamda kahrolduk. Daha sonrasında yapılan açıklamalar bizi daha fazla üzdü. Madem o şahıs psikolojim bozuk diye açıklama yapıyor, o zaman onun gideceği yer hastanedir, hastaneye yatırılmalıdır. Bir de izlediğimiz videoda belirtildiği gibi er olmadığını düşünüyoruz. Askeriyede birçok şekilde kendi hapis cezaları ve kuralları bulunuyor. Bu şahıs orduevine alkollü bir şekilde geldiğini söylüyoruz. Bu şekilde orduevine gelip hayvana vahşet uyguluyor. O kişinin askeri hapishaneye atılması gerekirdi. Bunun dışında, videoda görülen, olayı izleyip hiçbir şekilde tepki vermeyenler de bir o kadar suçlu. Bu şahıs toplum içinde serbest bir şekilde bulunmamalı’’ şeklinde konuştu. ‘’BİZ ARTIK İSYAN EDİYORUZ’’ Yaşanan vahşeti sözün bittiği yer olarak değerlendiren Köklü, bu tip suçluların yargılanırken tedavi edilmesi gerektiğine değinerek, ‘’Bu tip şahıslar mutlaka ve mutlaka toplumdan uzaklaştırılıp tedavi edilmelidir. Bugün bu vahşeti zararsız masum bir hayvana yaşatan, yarın bir çocuğa, bir kadına ya da herhangi bir insana bunu yapabilir. Bu durumda kim olduğu önemsiz kalır. Biz artık isyan ediyoruz. Hayvanlara karşı işlenen bu suçların önünü almamız gerekiyor. Bu suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda yer almalı, bu şahıslar o kanuna göre yargılanmalı. Yargılanırken de ciddi bir psikolojik tedaviden geçirilmeliler. Bugün bir canı, bir meleği, birçok insanın gözleri önünde, acı çektirerek katletti. Bu artık sözün bittiği yerdir. Bu olayın sonucu mutlaka hapis cezası ve tedavi ile sonuçlanmalıydı. Sadece hapis cezası, tedavisiz yeterli olmayabilir. Çünkü psikolojisi bozuk bu kişiler, hapis cezasının ardından daha büyük bir nefretle dışarı çıkabilirler bu da iyi bir çözüm olmaz. Her gün bu tip olaylarla karşılaşıyoruz. Bakalım daha kaç can gidecek, kaç hayvan gidecek, kaç çocuk kaç komşu daha bu şekilde katledilecek. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Dediğim gibi kesinlikle bir tedavi süreci ve ağır bir tutuklama talebi ile belki önüne geçebiliyor. Bu ceza direk olarak Türk Ceza Kanunu’nda yer almalı. Toplumumuzda yaşanan bu tip katliam ve eziyetlerin önlenmesi için bu artık kaçınılmaz bir çözüdür’’ ifadelerini kullandı. ZARAR VEREN KİŞİ CEZA ALMAYACAĞININ FARKINDA Yasada öngörülen cezanın caydırıcılığı bulunmadığını ve bu nedenle hayvanlara işkence edenlerin sayısının her geçen gün arttığını hatırlatan Köklü, ‘’Bu tip vakaların ilk saldırdığı yer hayvanlar oluyor. Bu şahıslar önce hayvana daha sonra da insana saldırıyorlar. Örneğin videoda o kadar insan ve eşya var. Bu psikolojisi bozuk yaratık hiçbir şeye zarar veremiyor, taşkınlık yapamıyor ama önüne çıkan masum bir canlıyı gözünü kırpmadan, bir saniye bile düşünmeden öldürebiliyor. Hırsını alamıyor hayvanın ölüsünü bile tekmeliyor. Bu tip vakaların acilen tedavi edilmesi gerekiyor, çünkü biliyoruz ki masum bir canlıya bu kadar rahat bir şekilde zarar veren her şeyi yapabilir. Bu şahıs ve bunun gibi psikolojisi bozuk kimse toplumda yer almamalı. Cezalar caydırıcı ve tatmin edici olmadığı sürece bu tip olaylarla sık sık karşılaşacağız. Bunların sayıları artıyor bu nedenle tedavi olmaları gerekiyor. Bu şahıs yaptığı vahşetin sonucunun ağır bir ceza olduğunu bilse belki o cana kıyamayacaktı. Onlar hayvanlara zarar verirken sonucunda hiçbir şey olmayacağını çok iyi biliyorlar bu nedenle hiçbir tereddütte kalmadan hayvanlara zarar verebiliyorlar’’ diye konuştu. ‘’KAPALI ALANDA SİGARA İÇMEKLE AYNI CEZA’’ Ankara Barosu, hayvanlara yapılan şiddetin her geçen gün arttığını ve acilen önüne geçilmesini belirterek, ‘’Erzincan Orduevi Nizamiye Kapısının önünde küçük bir yavru kediye eziyet eden, tekmeleyen kişi ve onun bu zulmüne kayıtsız kalan diğer kişilerin kamera kayıtlarının sosyal medyada yayınlanması, her gün onlarcasının yaşandığı toplumumuzda,  büyük infiale yol açmıştır. Ülkemizde gittikçe artan hayvana şiddet, kadına ve çocuğa şiddetle paralel olarak artmaktadır. “Hayvanı öldüren insanı da öldürür” gerçeğinden yola çıkarak hayvanlara yapılan işkence ve tecavüzleri göz ardı etmememiz gerekmektedir. Hayvanlara yapılan işkence ve tecavüzlerin cezasız kalması nedeni ile bu tip suça meyilli kişiler, toplumda yer edinebilmekte şiddetlerini kendinden daha zayıf canlılar üzerinde denemekte herhangi bir sakınca görmemektedirler. Havanları Koruma Kanunumuzun “Kabahatler Kanunu” kapsamında olması nedeni ile hayvanlara eziyet edenler mahkemede yargılanmamakta, cüzi denilebilecek bir miktar para cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Adeta kapalı alanda sigara içenle hayvana eziyet eden bir tutulmakta, bir anlamda "Parası olan katliam yapabilir." denilmektedir. Cezaların hiçbir caydırıcılığı yoktur’’ dedi. ‘’KABAHATLER KANUNU KAPSAMINDAN ÇIKARILMALI’’ Mevcut cezaların değiştirilmesi ve ağırlaştırılması gerektiğini belirten baro yapılan açıklamada, ‘’Bu nedenle yasanın Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılmalı, hayvanlar mal statüsünden çıkartılarak, doğal olarak var olan sui generis kişilikleri, kanun önünde de kazandırılmalıdır. "Bir ülkenin medeniyet düzeyi hayvanlarına bakılarak ölçülür" ilkesinden yola çıkılmalıdır.   Hayvanlara eziyet edenler, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi mahkemelerde yargılanabilmeli ve suçları sabıklarına işlenebilmelidir.  Çünkü hayvanlar da, insanlar gibi acıkır, susar,  acı çeker, korkar ve sevinir. Bu nedenle insanlar gibi korunmalıdır. Cezalar caydırıcı olmalıdır. Mevcut cezalar kesinlikle değiştirilmeli ve ağırlaştırılmalıdır. Hayvanlara karşı işlenen suçlarda ayrı savcılar görevlendirilmeli, onlara bağlı hayvan polisleri kurulmalıdır. Savcı ve polisler, bu alanda eğitime tabii tutulmalıdır. İlkokullardan başlanarak okullara ders olarak konulmalı, hayvan sevgisi işlenmelidir. İnsan gibi bir canlı olduğu unutulmamalı ve empati kurulmalıdır’’ ifadelerini kullandı. HAYVANA ŞİDDETE HAYIR! Baro son olarak yapılan açıklamada, ‘’Hayvanlara işkence edenler tutuklanmalı, toplumdan soyutlanarak rehabilite edilmelidir. Suçları önleme yükümlüğü ve görevi, devletin tekelinde olması nedeni ile "Hayvan öldüren insan da öldürür"  gerçeğinden yola çıkarak, hayvanlara karşı gittikçe artan şiddete, devletin, suçu önlemesi ve caydırıcı yaptırım uygulaması gerekmektedir. Hayvana yönelik şiddetin bir hak ihlali olması, başta siyasiler olmak üzere herkes tarafından kabul edilerek bu yönde mücadele edilmesi ve herkesin “HAYVANA ŞİDDETE HAYIR” demesi gerektiğini, basına ve kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz’’ ifadelerine yer verdi. İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI Change.org isimli imza kampanyalarının toplandığı sitede de, konu ile ilgili imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyası, yeterli imzanın toplanması halinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER)’e iletilecek. Kampanyayı şu zamana kadar 130 bin 881 kişi imzaladı. Kampanyanın hedefi ise 150 bin imza. İmza kampanyasında , ‘’İlgili Emniyet Birimlerince kediye işkence eden şahsın kimlik tespitinin yapılmasını, şahsın kanunlarımızın öngördüğü şekilde cezalandırılmasını, kimliğinin, işlediği suçun ve aldığı cezanın kamuoyu ile paylaşılmasını, hayatının sonuna kadar evcil hayvan sahiplenmekten men edilmesini talep ediyoruz’’ ifadeleri yer aldı. Kampanyayı başlatanlar, ‘’Bu önlemler alınmadığı ve suçlular gerekli şekilde cezalandırılmadıkları sürece hem bu tip canice olaylar yaşanmaya devam edecek, hem de bu katliamları gerçekleştiren kişiler dünyadaki tüm araştırmaların da gösterdiği gibi yakın bir gelecekte başka adli veya idari suçlar mutlaka işleyeceklerdi’’ diyerek olaya tepki gösterdiler. YASA NE DİYOR? 5199 numaraları Hayvanları Korumu Kanunu, 24 Haziran 2004 yılında kabul edildi. Kanuna göre; Madde 1- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır. Madde 4 - Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler:

  1. a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.
Madde 6 - Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır. Madde 14 - Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
  1. a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.
Madde 28 - Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
  1. k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara iki yüz elli milyon lira idarî para cezası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına iki milyar beş yüz milyon lira idarî para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur. (Rozita Merve HAMİDİ)
Editör: TE Bilisim