1970’ler Türkiye için İslami düşüncenin ortaya çıkış yıllarıdır. 26 Ocak 1970 MNP Milli Nizam Partisi kuruluşudur. Eşref Edip ve Necip Fazıl desteği ve Necmettin Erbakan önderliğinde bir İslami siyasal hareket başlatıldı. Daha sonra parti kapamalarla MSP, REFAH, FAZİLET ve en son olarak SAADET partisine dönüşen bir hareket oldu. İktidar tecrübesine sadece koalisyon ile REFAH YOL döneminde erişti. AK parti içinde milli görüşten isimler olabilir ama tipik 1983 ANAP modelinin 21. Yüzyıla uygulamasıdır. Milli görüş bugün millet ittifakının içinde yer almaktadır. Hiçbir zaman davasından vazgeçmeyecek partilileri mevcuttur. Madımak olayında oynanan oyun Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu bir araya gelerek bozuldu. Post modern liberalizme inanan geçmişi milli görüşçüler AK parti kadrolarına dahil oldular. Mücahitler Müteahit oldu esprisi budur. Gerçek ismi Mücahit olup müteahit olan çok sayıda insan da var. Serkan Yorgancılar eserleri ile Akıncılar ve Milli görüş geçmişi hakkında takip edilmesi gereken bir yazar ve araştırmacı. Milli görüş akademik olarak ele alınmalı ve bir araştırma merkezi kurulmalıdır. Yeni daha doğrusu kavram ve teorisi oturmuş bir zemin sağlanmalıdır. MÜSLÜMANLAR Her partinin içinde, toplumun her katmanında velhasıl bu ülkenin çoğunluğunda var olanlar. Sessiz çoğunluk. İçki içer ama Ramazan ayında oruç tutar. Mini eteklidir ama namaz kılar. Pavyona gider ama dinine laf söyletmez. Sıradan insandırlar evlerine içki sokmazlar, ibadetlerine önem verirler. İdeolojik olarak İslami düşünce taşımazlar. İşlerine güçlerine bakarlar. Partiye oy verirken ayrım gözetmezler. Bir KARAOĞLAN çıkar peşinde % 40 oy alabilir. Çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için her türlü fedakarlığı yaparlar. Komşu ile iyi geçinmek, hayvanlara bakmak, hal hatır sormak en büyük erdemleri. Vatanlarını severler, oğulları şehit olur: Vatan Sağ olsun derler. İRANCILAR Bir çok  yurt içi ve dışı İslami akım bu ülkede etkili oldu. Tarikatların resmi sayısını bile bilmiyoruz. Oysa bunların bilinebilir olması gerekiyor. Fetöcüler en tehlikeli ve en radikal olduklarını kanıtladılar. Gözlerini kırpmadan adam öldürebilecek ve amaçlarına ulaşmak için makyavelist ve haşhaşilerden daha korkunç olabileceklerini gördük. Birçok tarikat fetönün boşalttığı alanı doldurmaya gayret etti. Oysa cemaatlerin devlet içinde yeri olamaz olmamalı. Tekke ve zaviye kanunu yeniden ele alınmalı. Yasaklar kalkmalı ama şeffaf ve denetlenebilir olmalı. Devlet ile organik bağlantıları olmamalı. Bir insan ya dervişliği seçmeli ya da işine gücüne bakmalı. Şeyhine biat eden ona hizmet etmeli. Kadı yahut HAKİM dahi olsa mürşide gönül verdiyse makamı ve üniformayı bırakmalı. İrancılar  80 lerin başında büyük bir rüzgar yakaladılar. Geçmişi irancı kişiler şu an devletin içinde de yer alıyor. Para ve makam bulunca en çok değişenler oldular. DEMOKRASİ 1789 Fransız ihtilalinde sağda oturanlar varlık solda oturanlar emek savunması yaptılar. Batının sömürgelerden gelen serveti vardı. Böylece kendi içlerinde evcilik oynar gibi parlamenter sistem kurdular. Deniz bitince sarı yelekliler ve May exit oldular. ATATÜRK İNÖNÜ ATATÜRK koruma kanunu sayesinde İslami düşünce geliştirenler; bütün suçlamalarını İnönü üzerinden yürüttüler. Acımasızca ve bel altından saldırdılar. Halbuki Abdülhamid dahi şeriat isteriz diye medrese talebelerinin tepkisini almıştı. Bugün geldiğimiz nokta ne İslam devleti ne de İslam ülkeleri kavramından söz edilemeyeceği gerçeğidir. Devleti düşünürken bütüncül olmak zorundayız. Medeniyet dinamitlerimizi gözden geçirmek zorundayız. Ne çağdaşlık batıdır. Ne Araplar İslamı temsil eder. Merkez ülke olarak biz İstanbul kriterlerini belirlemeliyiz. Fikri ve vizyonu olan insanların yetişeceği ortamlar oluşturmalıyız. NOT MAHYA yayınları CENNETİ ARAYAN ADAM ZİYAÜDDİN SERDAR kitabı bütün islami akımları incelemek açısından önemli ve yeni bir eser.