Turkish Culinary Academy, Ankara’da profesyonel aşçılık, pastacılık ve ekmekçilik ile birlikte, Türk mutfağından dünya mutfağına kadar yemek konusunda profesyonel şefler eşliğinde eğitim veren bir kurum. Turkish Culinary Academy, sadece Türk mutfağını değil dünya mutfağını da öğreterek evrensel mutfak hakkında eğitim veren bir aşçılık okulu. Akademi içerisinde Ali Aldıoğlu, Daniel Evangelista, Muzaffer Yiğit gibi alanında profesyonel olan şefler eşliğinde öğrencilerine eğitimler sunuluyor. Akademinin en önemli amaçlarından birisi ise, kendisine ait ve projelerin odağındaki T.C.Ankara-Çankaya Özel Netiş Meslek Kursu vasıtasıyla uluslararası reel piyasa şartlarında Türkiye ve dünyanın diğer ülkelerinde kişilere; mesleki eğitim, mikro üretim ve istihdam projeleri yoluyla yeni meslekler ve kalıcı iş temin ettirmek. Akademinin koordinatörü olan Semi Çiloğulları ile akademi ve akademinin verdiği eğitim üzerine konuştuk. TURKISH CULINARY ACADEMY 2006 YILINDA KURULDU Turkish Culinary Academy’nin koordinatörü olan Semi Çiloğulları turizm otelcilik, yiyecek-içecek bölümünden mezun. Bundan dolayı doğal olarak aşçılığa bir ilgisinin olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte mutfağın içinden ziyade mutfak dışının organizasyonuyla ilgilendiğini de ekliyor. Çiloğulları, akademinin içeriğine dairse şunları belirtti: “2006 yılında Milli eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak profesyonel aşçı, pastacı ve ekmekçi yetiştirmek için kurulmuş bir akademiyiz. Mesleğe yönelik olarak ara mesleki elemanı yetiştiriyoruz. Aynı zamanda mutfak meraklılarına yönelik de workshop programlarımız var. Türk ve dünya mutfağından pasta, ekmek, aşçılık konularında 3’er saatlik programlarla hizmet veriyoruz.” “EKMEK YAPIMINA OLAN İLGİ ARTACAK” Genel olarak İtalyan, Fransız, Uzak Doğu, Latin Amerika, Türk, Osmanlı mutfağı gibi birçok mutfağa yer verdiklerini belirten Çiloğulları: “Mesleki programlardan aşçılığa ilgi daha çok yoğun artık. Ekmekten ziyade aşçılık daha popüler olduğundan aşçılığa ilgi de daha fazla. Biz bunu ekmek ve pastacılıkta da bekliyoruz. Şuan ki duruma göre de pastacılık ikinci sırada, ekmekçilik ise üçüncü sırayı almış durumda. Ekmekte de bilinçli tüketmeye başladıkça insanların ekmeğin yapımına olan ilgileri de git gide artacak bence. Ama tam anlamıyla ekmeğe olan ilginin artması 10 yılı bulabilir. Yani ekmekçiliğin de aşçılık kadar popüler olacağını umuyoruz.” dedi. “BIÇAK TUTMAYI ÖĞRETMEKTEN BAŞLIYORUZ” Çiloğulları, okullarındaki öğrencilere 5 ay kadar eğitim verdiklerinin altını çizerek eğitimlerine dair şöyle konuştu: “Eğitimlerimiz bıçak tutma tekniklerinden başlıyor. Yani gelenleri sıfır bilgideler diye kabul ediyoruz ve onlara aşçılığı anlatırken en baştan başlıyoruz. Okulumuzda herkesin kendisine ait ocağı oluyor. Sınıflarımızın öğrenci sayısı da 8 kişiyi geçmiyor. Soslar, çorbalar, etlerin kesip-pişirme teknikleri ve dünya mutfaklarından birçok yemeğin yapımıyla ilgili bilgilerle donatılıyorlar öğrencilerimiz ve kendilerine ait ocaklarında öğrendiklerini de uygulama fırsatı bulabiliyorlar. Derslere ayrıca yabancı şeflerimiz de girebiliyorlar. MUTFAK İNGİLİZCESİ EĞİTİMİ Okulumuzda öğrencilerimize mutfak İngilizcesi eğitimi de veriyoruz ki arkadaşlarımız yurt dışına çıktıklarında Türk mutfağını yaysınlar diyen Çiloğulları, mutfak İngilizcesi ile ilgili şunları aktardı: “Bizde eğitim alan öğrenciler istiyoruz ki Türk mutfağını da yabancılara tanıtsınlar ve bununla birlikte İngilizce de öğrensinler diye böyle bir program uyguluyoruz. Çünkü gerek Türk mutfağı olsun gerekse Osmanlı mutfağı olsun yurtdışında önem verilen mutfaklardan bir tanesi. Birçok yemeğimiz yurt dışında bilinmekte. Hatta bizim mutfağımızı öğrenmek isteyen yabancılar bile olabiliyor. Türk mutfağının yurt dışında layık olduğu ilgiye erişmesi gerekiyor. Biz de kendi okulumuzun programına tüm bunların olması için İngilizce program da koyduk ve olumlu dönüşler de alıyoruz bu konuda.” “EĞİTİM VERDİKLERİMİZ İŞSİZ KALMIYOR” Öğrencilerimizi Ankara’daki birçok işletmelere 3 aylık staj programına gönderiyoruz diyen Çiloğulları: “Staj programından sonra öğrencilerimizi asgari ücret ile 2 bin lira arasında maaş alabilecekleri işlere yerleştiriyoruz. Sürekli kendilerini bu konuda destekliyoruz ve işsiz kalma gibi bir durumları olmuyor. Ayrıca MEB ile okulda eğitim aldıklarını belgelendiriyoruz ve bu sayede hem yurt içinde hem de yurt dışında işsiz kalma gibi bir durumları olmuyor. Neden yurtdışı? Çünkü bizim insanlarımız en çok İtalyan mutfağına ilgi gösteriyor. Bu belki İtalyan mutfağını kendimize yakın görmemizle alakalı da olabilir. Bu sıralamayı daha sonrasında İspanyol, Latin Amerika ve Hint mutfağı izliyor. Uzak Doğu’ya da yeni yeni farklı tatlar için açılmaya başladığımızı söyleyebilirim.” dedi. KALİTELİ EKMEK YEMEK ÖNEMLİ Aslında Ziraat Mühendisi olan ama ekmek yapma konusunda da ustalığını kanıtlayan ve akademide de eğitim veren Gülhan Çorman ise, “Profesyonel aşçıyım ve en sevdiğim alansa bu anlamda ekmek pişirmek. Ekmek üzerine eğitimimi yurtdışında New York Manhattan’da aldım. Elde ekmek dediğimiz ekmeklerden yapıyoruz, yani gerçek ekmekler yapıyoruz. Yaptığımız ekmekler fabrikasyon değil. Zaten önemli olan ekmeği az yemek; ama kaliteli ekmek yemek olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı ben de ekmek yapma konusunda bildiklerimi akademi aracılığıyla öğrencilerime aktarıyorum.” açıklamasında bulundu. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim