İngilizce hayatımızın her anında karşımıza çıkıyor. Sokaklarda, tabelalarda, bilgisayarda, okulda hatta iş arama kriterlerinde. Ancak Türkiye’de mesele yabancı dil olduğunda işler pek yolunda gitmiyor. Kızılay American Life Dil Okulu’nun Kurucusu İncilay Ozan ile yabancı dil öğrenme koşullarını konuştuk. İngilizce öğrenmenin, diğer derslerden daha ayrıcalıklı ve farklı olduğuna değinen İncilay Ozan, ‘’2 yıldır bu sektörün içindeyim. Kurumumuz Türkiye’de 5 yıldır mevcut. Merkezimiz San Francisco’da. Türkiye genelinde 40’tan fazla şubeye sahibiz. Ben bu alandan mezun değilim ama eğitimciyim. İngilizceyi bir fen bilgisi, matematik dersi gibi düşünmemek gerekiyor. İngilizce bir iletişim aracı. Diğer dersler gibi teorik, yazmakla çizmekle alakalı değil. İngilizceyi niye öğreniyoruz? Bir ders olduğu için değil, insanlarla iletişim kurabilmek, diyalog kurabilmek için öğreniyoruz. Not almak, ders geçebilmek için değil. Karşındaki insanla iletişim kurabiliyor musun önemli olan bu. İngilizce tüm dünyada geçerliliği kabul ettirmiş bir dil. İnsanlar ortak dil olarak bunu kullanıyor’’ şeklinde konuştu. ‘PRATİK YAPMAK, DOĞRU GRAMER ÖĞRENMEKTEN DAHA ÖNEMLİ’ İngilizcenin, ortak dil olarak kabul edildiğini söyleyen Ozan, ‘’Dünyada çoğu ülke bu dili biliyor ve Türkiye’den çok daha iyiler. Türkiye olarak gramerde iyiyiz ama konuşmaya geçtiğimiz de zayıfız. Çünkü bakış açımız yanlış. Bizlere okul hayatımızda bu dile bakış açımızı doğru öğretmediler. Biz tamamen not bazlı baktık bu olaya. Bu dili öğrenip birileriyle iletişime geçeceğimizi, yurtdışına açılan kapının dil öğrenmekten geçtiğini düşünemedik. Dil bilmediğimiz için yurtdışına gitmekten korkuyoruz. Vize alamıyoruz, oraya gidince dil bilmediğimiz için ne yapacağımızı düşünüyoruz. Yurtdışına, tatil, eğitim, iş amaçlarından biri ile gittiğimizde bir şekilde o insanlarla iletişim içinde olmalıyız. Bizim Türkiye’de, American Life olarak yaratmaya çalıştığımız, bu aslında. İngilizceyi bize gelip öğrendiklerinde amaç gidin dersinizden geçin olmuyor. Buradan çıkan arkadaş konuşabilsin, kullanabilsin istiyoruz. Bu nedenle eğitimlerimiz pratiğe ve konuşmaya dayalı şekilde ilerliyor’’ diyerek pratik yapmanın dil öğrenmedeki en önemli unsur olduğuna değindi. Kendi kurslarında, öğrencilerin 5 alanda kriterlerine dikkatle baktıklarını Ozan, ‘’Gramer eğitimi de bu hususta çok önemli bir yer kaplıyor fakat öğrenilen dilin kullanılması çok daha önemli. Bunun için speaking dersleri var. Öğrenciye, öğrettiğimizi kullandırmaya çalışıyoruz. Ne kadar çok pratik yapar, ne kadar çok bunu hayatına uygularsa o kadar çok yerleşir ve iletişim aracı haline gelmeye başlar. Yoksa mesele sadece İngilizce ’de zamanları öğrenmekse, birçok öğrenci zaten ilkokul hayatından itibaren bu zamanları derslerde görmeye başlıyor ama hiçbiri konuşamıyor. Bu nedenle biz öğrencinin, dinlemesine, konuşmasına, okumasına, yazmasına, sözlü becerisi olmak üzere öğrencinin 5 kriterine de bakıyoruz. A1’den C2’ye kadar seviyelerde ders işliyoruz. İngilizce ile şu zamana kadar hiçbir alakası olmayan kişileri de ‘starter’ bölümünden başlatıyoruz’’ diye anlattı. ’15-18 AY ARASINDA PROFESYONEL İNGİLİZCE KONUŞABİLİRSİNİZ’ Tam anlamıyla İngilizce öğrenmenin uzun bir zaman gerektirdiğinin altını çizen Ozan, ‘’Genel olarak İngilizce, birçok kurum farklı farklı süreler önerir. Ama aşağı yukarı hepimizin ortak bir noktası 1,5 yıl gibi bir süreye tekabül ediyor. Tabi burada öğrenciye de görevler düşüyor. Günlere ve saatlere göre ayarlanmış programlar var. Yani seçeceğiniz programa göre değişiklik gösteriyor bu süreç. Haftada 3 gün mü geleceksiniz, 2 gün mü geleceksiniz gibi. Yani aşağı yukarı 15 ay, 18 ay gibi bir süre ayırmanız gerekiyor. Aktif sürekli devam ediyorsanız, bu süreç 1,5 yılda tamamlanmış oluyor ve profesyonel seviyede İngilizce öğrenerek mezun olmuş oluyorsunuz’’ dedi. İngilizce öğrenirken, bunu hayata geçirmenin önemine değinen Ozan, toplum olarak konuşmaktan korkuyoruz diyerek, ‘’Toplum olarak biz İngilizce konusunda korkuyoruz. Tutukluğumuzu üstümüzden atamıyoruz çünkü en büyük korkumuz hata yapmak. Yani ya yanlış söylersem telaşı başlıyor. Bir yabancı Türkçeyi öğrenirken, her cümlesi, her kelimesi çok mu doğru? Biz onu yanlış söylediği için tersliyor muyuz, dışlıyor muyuz, kınıyor muyuz? Sempatik bile gelebiliyor bizlere bazen. Ama ne söylemek istediğini anlayabiliyoruz. O da bizlerle konuştukça doğruyu öğreniyor. Ama biz mükemmeliyetçi bir toplum gibi davranıyoruz. Her şeyimiz, başlangıçtan itibaren, Türkçeyi nasıl akıcı konuşuyorsak, İngilizceyi de öyle akıcı konuşmaya çalışıyoruz. Ya en iyi şekilde konuşacağız ya da hiç konuşmayacağız, korkumuz bu. Anlıyor ve cevap veremiyoruz diyoruz. Halbuki bilgi var, duyduğunu anlıyorsun, cevap verirken hata yaparsam korkusuyla tıkanıyoruz’’ yorumunu yaptı. ‘YAŞAM BOYU DEVAM EDEN İNGİLİZCE PRATİK İMKANI’ Kurslarda, dersler dışında konuşma, yazma, okuma gibi pratik becerileri geliştirmeye yönelik sınıfların bulunduğuna değinen Ozan, ‘’İşte biz o yüzden kurumumuzda pratiklerimizi arttırdık, bolca pratik yaptırıyoruz. Her seviye içerisinde, ‘more’ sınıflarımızı var. Yaşam boyu ücretsiz, bütün kurlarımızda geçerli bu sınıflarda öğrenciler pratik yapma imkanına sahip oluyor. Dışarıda İngilizceyi konuşabileceğin bir alan yok belki, hayatına adapte edemiyorsun ve unutacağını düşünüyorsun değil mi? Bize istediğiniz kadar gelebiliyorsunuz. Bunlarında içerisinde, gramer more var, speaking more var, listening more, write more var yani öğrenci hangi alanda gerileyeceğini ya da gelişmek istediğini belirledikten sonra o sınıfa geliyor. Tüm Türkiye’deki kurslarımızda, yaşam boyu geçerli bu yöntem. Yani Kızılay American Life’tan mezun oldunuz ve İstanbul’a taşındınız, bu sınıflardan oradaki kurslardan da ücretsiz bir şekilde faydalanabiliyorsunuz. İnanın çok katkısı var. Spaek more’lara gelenler inanılmaz geliştiriyorlar kendilerini. Türkiye’de ilk biz yaptık bu işi. Şu anda birçok kurum bunu yapmaya başladık bu nedenle güzel bir örnek olduğumuzu düşünüyoruz. Eğitim süresi uzun fakat sonuçta bir dil öğreniyorsun. Bunu 6 ayda öğrenmek imkansız. Bu nedenle öğrenciler 6 ayda öğretiyoruz diyenlere inanmasınlar. Ankara’da ortalama bir İngilizce kursunun fiyatı, tam anlamıyla öğrenme sağlayan dil kursları 3.000 TL ila 6.000 TL arasında değişmektedir’’ dedi. Rozita Merve HAMİDİ

Editör: TE Bilisim