Nevşehir’in, Hacıbektaş Veli Külliyesinin bulunduğu ve inanç turizmi ile ön plana çıkan Hacıbektaş ilçesi yıl içerisinde binlerce ziyaretçi ağırlıyor. Özellikle Alevi ve Bektaşilerin akınına uğrayan Hacıbektaş’ta Alevi-Bektaşi öğretisinin piri olarak kabul edilen Hacı Bektaş Veli’nin türbesi ziyaret ediliyor, adanan adaklar için kurbanlar kesiliyor. Yılın her günü sayısız ziyaretçiyi ağırlayan Hacıbektaş, yılın her ağustos ayında düzenlenen şenlik döneminde on binleri aşan nüfusu ağırlaması ile de biliniyor. Kurban kesimleri için belediyeye ait mezbahalar kullanılıyorken, ilçede kurban satışları belediye encümeninin belirlediği canlı kilogram fiyatlarına göre sabit tutuluyor ve satıcıların aynı koşullarda kurbanlık satması sağlanıyor. Ayrıca satış ve kesim tesislerinde görevli veteriner hekim ve uzman kasaplar hizmet veriyor. Ünü Türkiye’de yayıldığı kadar dünyanın birçok yerinden de ziyaretçi alan Hacıbektaş ilçesinin günümüzde ayakta kalabilen tarihi mekanlarının en önemlisini ise Hacı Bektaş-i Veli Türbesi oluşturuyor. Bunun dışında görülmeye değer birçok tarihi mekan bulunan Hacıbektaş’ta; Kadıncık Ana EviOzanlar Yolu, Mahsuni Şerif Gömütü, Delikli Taş, Zemzem Çeşmesi, Çilehane ve Bektaş Efendi Türbesi en çok ziyaret edilen yerler arasında yer alıyor. Yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören ilçenin ülke turizmine de katkısı ise bir hayli yüksek. TÜRKİYE’NİN EN ÇOK ZİYARET EDİLEN MÜZELERİ ARASINDA YER ALIYOR Ünü sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı sarmış olan Hacı Bektaş Veli’nin türbesi olarak bilinen külliyesi,  Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce 1964’den beri müze olarak kullanılıyor. Her yıl Türkiye’de en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alan Külliye’nin, 16-18 Ağustos tarihlerinde düzenlenen "Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri" kapsamında 3 gün boyunca 97 bin 682 kişi tarafından ziyaret edildiği ifade ediliyor. Hacı Bektaş Veli Külliyesi, 13. yüzyılda, Türk mutasavvıfı Hacı Bektaş Veli tarafından kurulmuş, eklemeler ve onarımlarla bugünkü şeklini almıştır. Hacı Bektaş Veli’nin 1248 yılında Horasan’da doğduğu ve 1337 yılında eski adı Sulucakarahöyük olan bugünkü Hacıbektaş’ta hakka yürüdüğü kabul edilmiştir. Hoca Ahmet Yesevi ocağında yetişen daha sonra İran, Irak, Arabistan ve Suriye üzerinden Anadolu’ya gelen Hacı Bektaş Veli, Antep, Antakya, Maraş, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Yozgat ve Kırşehir’den sonra Sulucakarahöyük’te hoşgörü, insan sevgisi ve toplumsal eşitliği temel alan felsefesini yaymıştır. Külliye, Orhan Gazi, Murat Hüdavendigar, Yıldırım Bayezid ve II. Abdülmecit dönemlerinde onarılmıştır. Mimarlık tarihi yönünden 13. yy. ve 20. yüzyıllar arasında tamamlanmış olan Hacıbektaş Veli Dergahı, tarihsel süreç, içinde birçok kez restorasyon görmüştür. KÜLLİYE, UNESCO DÜNYA MİRAS GEÇİCİ LİSTESİ’NDE YER ALIYOR 2012 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Hacı Bektaş Veli Külliyesi, sadece tarihsel bir yapı olarak değil, aynı zamanda etkisini günümüzde bile sürdüren Bektaşiliğin dünyaya yayılmaya başladığı merkez olması açısından da önem taşıyor. Dergahın ve türbenin içinde bulunduğu külliye 1964 yılında müzeye dönüştürülmüş. Etnografya müzesi gibi düzenlenmiş külliyede sadece mimari ve sanatı değil, aynı zamanda Bektaşilerin günlük yaşamında kullandıkları eşyaları, hat örneklerini, el yazmaları da görülebiliyor. Hacı Bektaş Veli Müzesi’ndeki külliye tarzı mimarinin üslubu Türklerin eski saraylarında da görülen 3 avlulu bir düzende, 1. avlu (Nadar Avlusu), 2. avlu (Dergah Avlusu) ve 3. avlu (Hazret Avlusu) etrafına konumlanmış yapılarla çevrilmiş. Bu yapılardan her biri ise Pir Evi’nin ihtiyaçlarına göre ‘ocak’ gibi teşkilatlandırılarak ‘at evi’, ‘ekmek evi’, mihman evi gibi farklı birimlere ayrılmış. Birimlerin başlarında bir baba (ekmek evi babası, at evi babası vb.) ve maiyetinde ‘canlar’ diye anılan dervişler bulunurmuş. Birimlerin başında bulunan babalar ise Pir Evi’ndeki Dede Baba’nın maiyetine tabiymiş. ‘DELİKLİ TAŞ’TAN GEÇEMEYENLER ADAK ADIYOR İlçede yer alan ve yine en çok ziyaret edilen yerlerden olan Çilehane,  giriş ve çıkışı bulunan küçük bir mağara olarak biliniyor. İlçe merkezinin 3 km. doğusunda meyilli bir tepede yer alan Çilehane’nin mağara girişi, bir insanın yürüyerek rahatça girebileceği genişlikte yer alıyor. Mağara içerisinde yüksekçe bir yerde ve bir insanın zorlukla geçebileceği ve dışarı açılan bir delik bulunuyorken, Hacı Bektaş Veli'nin bu mağarada zaman zaman halvete kaldığı söyleniyor. Delikli Taş olarak da bilinen Çilehane, Hacıbektaş'ta en çok ziyaret edilen yerlerdendir. Yaygın bir inanışa göre, günahı olan insanın, zayıf dahi olsa bu delikten geçemeyeceğine, mağara deliğinin o kişiyi sıkacağına, bir adak adayınca serbest bırakılacağına inanılıyor. Günahı olmayanların ise delikten rahatça geçeceği kabul ediliyor. AŞIK MAHZUNİ ŞERİF’İN MEZARI VE ANITI BURADA YER ALIYOR Tel örgü ile koruma altına alınmış olan Çilehane girişinde oluşturulan Ozanlar Yolu’nda Alevi-Bektaşi anlayışında “Yedi Ulu Ozan” olarak anılan Nesimi, Yemini, Fuzuli, Şah İsmail Hatai, Kul Himmet, Virani ve Pir Sultan Abdal’ın heykelleri yer alıyor. Yolun devamında ise Aşık Veysel,  Davut Sulari, Yunus Emre, 18. yüzyıl ozanlarından Aşık İbrahim ve Feyzullah Çınar'ın heykelleri yer alıyor. Ozanlar Yolu’nun sonunda 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Otelinin yakılmasında hayatlarını kaybedenler anısına dikilmiş "Ozanlar Anıtı" ve 17 Mayıs 2002 tarihinde kaybettiğimiz büyük ozan Âşık Mahzuni Şerif'in mezarı ve anıtı yer alıyor. Çilehane tepesinde yer alan Hacı Bektaş Veli heykeli, Radyo Barış tarafından yaptırılmış olan dört kişinin semah dönüşünü tasvir eden heykeller, bu heykellerin hemen alt tarafında yer alan Nazım Hikmet Ran'a ait heykel, "Ozanlar Yolu" nu tamamlayan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Çilehane’deki Anfi Tiyatroda ise Hacıbektaş Belediyesi'nin yaptırdığı "İnsanlık Anıtı ve Müzesi" yer alıyor. Ozanlar Yolu’nun doğusunda Hacıbektaş Belediyesi tarafından oluşturulan “İz Bırakan Aydınlar Mezarlığı”nda ise, öldüklerinde Hacıbektaş’ta defnedilmeyi vasiyet eden Turhan Selçuk, İlhan Selçuk, Fikret Otyam ve Araştırmacı-Yazar Avukat Şakir Keçeli'nin mezarları bulunuyor. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim