Ankara’da basın mensuplarıyla bir araya gelen İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, sektörün mevcut durumunu ve hedeflerini değerlendirdi. İç pazarın kur oynaklığı ve faizdeki yükselmeler sebebiyle daraldığını dile getiren Özgen “Talep daralmasının, sektörümüzde üretim yapan firmaları ihracata yönlendirmesi sonucu geçen yıl 1.226 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştık. İnşaat ve madencilik makinalarının ihracatı 2018 yılında, bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 35 oranında artış gösterdi. Bu yıl da üretici firmaların ihracat çabalarının önemli ölçüde artış göstermesini bekliyoruz. 2019 yılı için sektör ihracatında %40 civarında rekor denebilecek kayda değer bir artış söz konusu olabilir” dedi. İş makinaları sektöründe iç pazar 2018 yılında yüzde 40 oranında daralarak 7200 adet civarı satış gerçekleştirildi. 2019 yılında da iç talepteki daralmanın azalarak devam edebileceğine işaret eden Özgen, “Sektördeki firmaların küçülme veya operasyonlarını azaltma stratejisi uygulamaları söz konusu olabilir. Keza konsolidasyonlar da gündeme gelebilir. Ancak inşaat, alt yapı, üst yapı, madencilik, sanayi gibi alanlarda hem kamuya hem de özel sektöre hizmet veren iş makinaları sektörümüz, üstlendiği sorumluluk gereği ekonomimizin önemli sacayaklarından birini oluşturuyor. İMDER olarak bu sorumluluğun bilinciyle, ülkemize katma değer yaratmak için çalışmaya devam edeceğiz. Nitelikli eğitimden sertifikasyona, mevzuat çalışmalarından kamu ilişkilerine, uluslararası ilişkilerden üyelerimizin ihracat yapma kapasitelerini arttırmaya kadar her türlü konuda artan bir ivme ile çalışacağız. Ülkemizde son 10 yılda gerçekleşen altyapı ve üstyapı projeleri sektörümüzün hem Avrupa hem de dünya nezdinde iyi bir yer edinmesini sağladı. Bu önemli pazar büyüklüğünün sürdürülebilir bir şekilde artmasını temenni ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 yılında yaklaşık 5 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz” vurgusunu yaptı. ‘’TÜRK İŞ MAKİNELERİ SEKTÖRÜ, DÜNYANIN EN BÜYÜK İŞ MAKİNELERİ PAZARI OLAN ÇİN’DEN DAHA FAZLA PAY ALMAYI HEDEFLİYOR’’ Avrupa Birliği üye ülkeleri de dahil olmak üzere 133 ülkeye ihracat gerçekleştiren Türk iş makineleri sektörü, dünyanın en büyük iş makineleri pazarı olan Çin’den daha fazla pay almayı hedefliyor.  Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, Çin’in Türk firmaları için de hem pazardan pay alma hem de ihracat yapma açısından önemli bir potansiyel taşıdığını vurguladı. ‘’ÇİN DÜNYA İŞ VE İSTİF MAKİNALARI SEKTÖRÜNDE BÜYÜME ORANI EN YÜKSEK OLAN PAZAR’’ İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, şu bilgileri verdi: “Çin dünya iş ve istif makinaları sektöründe büyüme oranı en yüksek olan pazar. 2016-2017 yılları arasında yüzde 45 büyüdü. Geçen yıl dünya piyasaları açısından çok zorlu geçti ancak Çin iş makinaları sektörü 2018’de bile önceki yıla kıyasla yüzde 25 oranında artış kaydetti. Özellikle ekskavatör ürün grubu pazarında Çin iç pazarı Türkiye’nin yaklaşık 60 katı büyüklüğünde. Ülkede geçen yıl 200 binin üzerinde ekskavatör satıldı. Diğer makina gruplarındaki pazar hacmi de yüksek bir potansiyel içeriyor. İlk etapta alacağımız yüzde 1 pay bile, başlangıç aşaması için önemli bir oran olacaktır. ‘’JAPONYA VE KORE’DEN SONRA BAŞLICA İTHALAT ÜLKELERİ AVRUPA ÜLKELERİ’’ 2019 yılında Çin iş makinaları sektöründe sabit yüzde 10’luk pazar büyümesi bekleniyor. Çin inşaat endüstrisinde son 40 yıldır ciddi bir atılım söz konusu. Batı menşeili makinalara duyulan ihtiyaç ve satın alma eğilimi arttı. Çin’in 2017 yılındaki ithalat rakamlarına baktığımızda bunu görebiliriz. Çin’in iş makinaları ürün grubunda 1.5 milyar civarında olan ithalatının, 200 milyon dolarlık kısmını Avrupa ülkeleri oluşturuyor. Japonya ve Kore’den sonra başlıca ithalat ülkeleri Avrupa ülkeleri. Bunun nedenleri kentsel dönüşüm, altyapı projelerindeki hızlanma, temiz hava hareketi sonucu yenilikçi teknolojilere duyulan ihtiyaç ve konutun hala garantili bir yatırım aracı olarak görülmesi. Hızla yeni konutlar yapılıyor. Dolayısıyla kayda değer bir iş ve istif makinaları ithalat oranı var. Bu da üretici firmalarımız için önemli bir pazar edinme ve ihracat yapma imkanı doğuruyor.” ‘’HİNDİSTAN VE ÇİN HALK CUMHURİYETİ, GLOBAL PAZARIN ÖNEMLİ KISMINI OLUŞTURUYOR’’ Son 8 yıldır, Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüme oranına sahip iş makineleri pazarının Türkiye olduğunu kaydeden Özgen, Avrupa, Orta Doğu, Rusya, Orta Asya ve Afrika’nın, Türk iş makineleri sektörünün geleneksel pazarları olduğunu ifade etti. İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Özgen, “Son yıllarda Güney Amerika ve Avustralya kıtaları da buna eklendi. Güney Amerika’da önemli ölçüde inşaat ve alt yapı projesi yürütülüyor. İş makinalarına duyulan ihtiyacın artması rotamızı o bölgeye çevirmemizi tetikledi.  Ama özellikle iki ülke, Hindistan ve Çin Halk Cumhuriyeti, global pazarın önemli bir kısmını oluşturuyor” değerlendirmesinde bulundu. ‘’SEKTÖR 131 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR’’ İş makinaları sektöründe yaklaşık 131 bin kişinin çalıştığını kaydeden Özgen, “80 yıllık tarihe sahip sektörümüzde 200 imalatçı, 220 yan sanayi ve yaklaşık 200 ticaret yapan firma olmak üzere toplamda 650’ye yakın firma faaliyet gösteriyor. İmalat yapan firmalarımızın yerli girdi kullanma oranı yüzde 55 ve bu firmalar üretimlerinin yaklaşık yüzde 45’ini ihraç ediyor. Ülkemiz iç pazar talebinin yüzde 65’i distribütör, yüzde 35’i ise imalatçı firmalar tarafından karşılanıyor” dedi. ‘’DEVLET DESTEĞİ ŞART’’ Sektörün en önemli sorunlarının başında girdi maliyetlerinin geldiğini ifade eden Özgen şöyle konuştu: “Özellikle üretim aşamasında ortaya çıkan maliyetlerden dolayı, sektörel olarak dünya piyasalarında rekabet avantajını kaybediyoruz. Aktarma organları, şanzuman ve motor gibi üretimde önem arz eden parçaları üretebildiğimiz takdirde küresel rekabette önemli bir yol kaydedebiliriz. Bu noktada da devlet desteği oldukça önemli. Devletimiz, üreticilerimizi gerek makine alımları gerekse yeni pazarlar bulma konusunda desteklemektedir.’’ ‘’HAKSIZ REKABET KONUSUNUN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN DEVLETİMİZDEN CİDDİ ADIMLAR ATMASINI BEKLEMEKTEYİZ.’’ Özgen: ‘’İş makinaları sektörü maddi- manevi değer yaratan, aynı zamanda da iş sağlığı ve güvenliği açısından büyük ehemmiyet gösterilmesi gereken bir sektördür. Güvenliğin bu denli önemli olduğu bir sektörde firmaların faaliyet göstermesi için uluslararası seviyede onay görmüş bir takım standartlara tabii olması gerekmektedir. Bu standartlara göre üretim yapılmazsa ve satış sonrası hizmetler denetlenmezse hem maddi hem de manevi açıdan işini layıkıyla yapmaya çalışan firmalar açısından haksız rekabet konusu ortaya çıkmaktadır. Özellikle yurtdışı pazarlarda gerekli standartlara göre üretim yapılmadan ve satış sonrası hizmetler denetlenmeden satılan ürünler Türk malı imajını zedelemektedir. Bu durum, ticaret ve üretim yapan firmalarımızın başarılarını gölgelemektedir. Haksız rekabet konusunun önüne geçilmesi için devletimizden ciddi adımlar atmasını beklemekteyiz. ‘’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim