TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi haftalık olağan basın toplantısında, gece yarısı operasyonu ile yıkılan İller Bankası’nı konu aldı.  Yapılan basın açıklamasına birçok meslek odası ve sivil toplum kuruluşu katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “İller Bankası’nın yıkımı sadece bir bina yıkımı değil, bütün değerlerimizin yıkımıdır. adaletin, hukukun olmadığının göstergesidir” dedi. “YIKIMI, MAHKEMELERİN ÇALIŞMADIĞI, BÜROKRASİNİN OLMADIĞI GÜNLERDE YAPIYORLAR” İller Bankası’nın boşaltıldıktan sonra aylık 400 bin liralık bir kiraya taşındığını hatırlatan Candan, şınları söyledi:“Öncesinde 1,5 milyon harcanarak İller Bankası’nın restorasyonu gerçekleştirilmişti. Bu yapı tescilli ve kültür varlığı olan bir yapı idi. Bu süreçte binanın boşaltılmasıyla birlikte etrafının çevrilmesi ve sonrasında da hırsızlığa, bakırların sökülmesine olanak tanıdılar. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Meslek Odaları ile birlikte çok uzun süredir İller Bankası’nın korunması üzerine hem belediye hem de kurum kuruluşlarla görüşmeler yapılıyordu. Suç duyurularında bulunuldu. En son tespit davası açıldı ve tespit davasında bilirkişiler tescildeki tahribatı belirlediler. Bu tahribatın tespiti ile açtığımız dava da sübjektif bir değerlendirme yapılmış denildi ve geçtiğimiz Cuma da o kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Bunu anayasa mahkemesine taşıdığımız süreçte 16 Haziran gecesinde bir yıkım başlattılar. Mahkemelerin çalışmadığı, bürokrasinin olmadığı günlerde yıkım yapıyorlar. Bunları daha önceki yıkımlarda da gördük.” “İLK YERLİ MODERN MİMARİ YAPIYDI” İller Bankası’nın erken cumhuriyet yapılarından biri olduğunu söyleyen Candan, “1935 yılında yarışma ile yapılan bir yapıdır. İlk yerli modern mimari eserlerinden birisiydi. Modern mimarlığı öğrendiğimiz yapılardan birisiydi. Karşımızdakilerin algılamadığını biliyoruz fakat biz de anlatamadık galiba. Suç duyuruları, yargıya başvurmalarımız, kültür bakanı ve belediye başkanı ile görüşmelerimiz sonuç vermedi. Hatta Altındağ Belediye Başkanı, kendilerine verilmesi durumunda müze yapmayı düşündüklerini söyledi” dedi. “CAMİNİN ORAYA YAPILMASI DOĞRU BİR KARAR DEĞİLDİ” İller Bankası’nın, topyekûn sürecin bir parçası olduğuna dikkat çeken Candan, “2016 yılı özellikle yıkımlar sürecinde büyük tahribatlar yaşandı arka arkaya yıkımlar oldu. Marmara Köşkü, İkamet Sitesi, Etibank, Havagazı binası yıkıldı. Ve İller Bankası’da caminin önünü kapattığı gerekçesiyle uzun süredir yıkım tehlikesi ile karşı karşıyaydı. O da yıkıldı. Caminin oraya yapılması da çok doğru bir karar değildi. Çünkü o bölge de yürüme mesafesinde 14 camii var. Temsili aksların bulunduğu alanda camii yapıldı” şeklinde konuştu. “MİLLİYETÇİLİK İLKESİNİN BİR ÜRÜNÜ OLARAK KURULMUŞ BİR YAPIYDI” İller Bankası hem binası ile hem kuruluşu ile çok özgün bir yapı olduğunu belirten Candan, “Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte belediyelere finans veren ve teknik destek sağlayan bir bankaydı. Belediyelerin ticari bankalara muhtaç olmaması için yapılmış bir bankaydı. Milliyetçilik ilkesinin bir ürünü olarak kurulmuş bir yapıydı. İller Bankası’nın hikayesi neoliberal politikalarla siyasal İslam’ın kıskacı altındadır. Bugün yaşadığımız kentleşme sürecinin bir kurbanı olarak karşımızda duruyor. Hiçbir yerde adalet yok. Adalet Yürüyüşü’nün ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor. Bu süreci yapanların peşini bırakmayacağız. Bunu buradan söylemek istiyoruz. Sorumlu bütün kurum ve kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Yüksek kurula itiraz edildi” diye konuştu. “MÜCADELE AZMİMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM ETTİRECEĞİZ” “Defalarca söylememize, dava açmamıza ve anlatmamıza rağmen Kültür Bakanlığı Koruma Kurulu bu yapıyı korumadığı için hepsi hakkında suç duyurusu başlatılmasını istedik. Bütün bu süreç Mimarlar Odası ve hepimiz açısından önemli bir süreçtir. Üzüntü içerisindeyiz fakat bu üzüntümüz mücadele kararlılığımızı yitirmemize neden olmayacak. Acı çektik, canım acıdı lakin mücadele azmimizin geriye düşmediğini ifade etmek için bugün sizlerle birlikteyiz. Bu yıkım sadece bir bina yıkımı değil, bütün değerlerimizin, adaletin, hukukun olmadığının göstergesidir. Bizde buna göre bir strateji belirlemek durumundayız. “ (Kadir Gürhan)