“İnsan olmak kaderimiz mi? Maddi koşullarımıza mı bağlı? Belirsiz talihimizden kaçmamız mümkün mü? Ne dereceye kadar davranışlarımızdan sorumluyuz? Plan sizi bu tanıdık sorularla kurnazca yüzleştiriyor; eğlendirirken düşündürüyor!” İspanyol Yazar Ignasi Vidal’in kaleminden, Selda Dudu çevirisiyle Türkiye’de ilk kez sahnelenecek Plan’ın Yönetmeni Ali Okyar ve oyuncuları Bülent Bektaş, Sertel Cem Çırdaklı ve Mahir Berkant Varol’la oyunu ve karakterleri konuştuk. “HERKES KENDİNİ O SAHNEDE O KARAKTERLERDE BULACAK” Flönör Tiyatro’nun Ankara Nöbetçi Sahne ortaklığıyla sahneleyeceği Plan’ın Yönetmeni Ali Okyar, tiyatroların genelde bölünerek çoğaldığı bir dönemde iki tiyatro sahnesinin ortak bir oyun çıkarmasının önemini vurguladı. Okyar oyun ve karakterlere dair şunları söyledi: “Oyunun güzel olması yeterli değil bir de tiyatronun kadrosuna yeterliliğine uygun olması gerekir. Oyunu okuyunca çarpıldım çünkü oyun bugünün oyunu. Üç erkek oynuyor, üç yaşayan erkek yaşayan derken, oyunu izleyenler görecek. Herkes kendini o sahnede o karakterlerde bulacak. Yaşayan bir oyun bu bakımdan, gerçek zamanında geçiyor zaman süreci de yıkılmış insanlar, para, ekonomi iktidar, aldatma, aldatılma gibi birçok temanın yer aldığı bir oyun. Üç erkek var ama sahnede o erkeklerle kadınlar da var.” “OYUNU İLK OKUDUĞUM ANDA İÇİNE ALDI BENİ” Plan oyununun üç erkek karakterinden biri olan Sertel Cem Çırdaklı aynı zamanda oyunun yardımcı yönetmenliğini üstleniyor. Oyunda özellikle finalin tam bir sürpriz olduğunu söyleyen Çırdaklı şunları dile getirdi: “Herkes kendini bulacak oyunda, üç ayrı karakter, üç erkek oyuncu ama seyircilerin üç oyuncuyla da özdeşleşeceği sahneler var. Oyunda belli doğruluk normları yok. Bu güzel bir yaklaşım, biz çok keyif aldık seyircilerin de keyif alacağını düşünüyorum. Bizim arkadaşımız çevirdi oyunu, oyunu ilk okuduğum anda içine aldı beni ama finali okuduğumda çarpıldım. Finali sürpriz… Plan’daki karakterler Woody Allen’ın bir filminden fırlamış gibi görünebilir; ancak oyunun heyecanlı ve nüktedan diyalogları daha çok Tarantino’yu hatırlatıyor: karakterler arasındaki istikrarsız ahenk bozularak tehditkar küçücük bir yalan yaratılıyor.” “İNSAN BİR UÇURUMDUR” Daha önce Gılgamış Destanı’ndan Gılgamış karakteriyle Ankara sahnelerinden tanıdığımız Bülent Bektaş, birçok farklı rolle sahneye çıktı. En son Küçük Prens’i canlandıran Bektaş, bu kendi karakterinden çok farklı bir karakterle sahnede olacak. Bektaş, Plan oyunundaki karakteri için şunları söyledi: “Her rol birbirinden farklıdır elbet ama benim karşıma çıkan roller hep uç roller oldu. Gılgamış’ı canlandırdım sonrasın da Küçük Prens uyarlaması yaptım ki yaşı 40 olan birinden Küçük Prens’i gördü seyirciler. Plan’da da benim karakterim biraz böyle oldu. Belki uç bir karakter değil ama bana çok aykırı bir karakter. Ben küfretmem hayatta bu küfürbaz bir karakter, ben çok sakin bir yapıya sahibimdir ama bu oyunla birlikte sahnede dominant bir karakter, yerinde duramayan agresif bir karakter bu. Benim tam tersim ama işimi kolaylaştıran günlük hayatta karşımıza çok çıkan “erkek” diyebileceğimiz bir karakteri oynuyorum. Hoşuma giden yanı, insanda karanlık bir yönün olduğuna dair bir ipucu da veriyor oyun. Aslında çok sakin görünen bir insanın çok sakin olmadığını, agresif olan birinin de sakin yanlarını gösteriyor. Yani insan bir uçurumdur diyor oyun bize. Oyunun bu ters köşelerle dolu olması benim çok hoşuma gitti.” “EKONOMİK KRİZDEN KÖŞEYE SIKIŞMIŞ ÜÇ KARAKTER” Oyunun üçüncü erkek karakteri Mahir Berkant Varol da metni ilk okuduğunda oynadığı karakterin kendisiyle özdeşleştiğini ifade etti: “Genelde böyle arkadaş ortamlarında muhalif olan karakterler vardır. Her arkadaş ortamında bir tane çıkar böyle bir karakter. Ve o olduğu gibi kabullenilir, kendi düzeninde bir adamdır. Yaşadığı olaylardan dolayı duygusal yanını bastırmış bir karakteri canlandırıyorum.” 24 Mart 19:30’da Ankara Yılmaz Güney Sahnesi’nde Türkiye prömiyerinin sahneleneceği Plan, sizi sadece konusuyla değil, aynı zamanda samimi ve açık üslubuyla da şaşırtıyor. Ekonomik krizden köşeye sıkışmış üç karakterin içindeki dramı ortaya çıkarıyor. Plan günlük hayatı göz önüne sererken her şeyin üstündeki dostluğu yansıtıyor. Atlas YANAR