Dünya Engelliler Günü 1992 yılından beri her yıl 3 Aralık tarihinde kutlanıyor. Engelliler Konfederasyonu 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Engelliler Konfederasyonu Başkanı Av.Turhan İçli, yaptığı açıklamada, ‘’Dünya Engelliler Günü’nde, yılın diğer 365 gününde olduğu gibi engellilerin sorunlarını konuşacağız. Engellilerin, erişim, eğitim, bağımsızlık, özgürlük ve istihdam sorunları devam etmektedir’’ dedi. ENGELLİ NÜFUSUN YÜZDE 90’I İŞSİZ Bizler, istatistiklerin 10 milyon dolayında gösterdiği büyük bir kitleyiz. Aile üyelerimizle birlikte sayımız 35 milyonu aşmaktadır. Engelli olmayı ya da engelli doğmayı kendimiz seçmedik. Bu durumu, ülkemizin olumsuz yaşam koşulları ve hükümetlerin ağır ihmali “armağan” etti bize. Anayasamızın 2. maddesi devletimizin “sosyal” niteliğini açıkça belirtmektedir. Sosyal devlet, toplumun en güçsüz kesimlerinden başlayarak yurttaşlarının sağlık, eğitim, istihdam, sosyal güvenlik gibi temel gereksinimlerini karşılayan devlet demektir. Devletin “sosyal” niteliğini yaşama geçirmek, hükümetlerin anayasal yükümlülüğüdür. Ne yazık ki hükümetler, bugüne dek bu yükümlülüklerini, yeterince yerine getirmemişlerdir. Ülkemizdeki engelli nüfusun yüzde 90’ından fazlası istihdam ve eğitim olanaklarından yoksundur. Toplam nüfusun yüzde 12’sini oluşturdukları halde ulusal gelirin sadece on binde 28’i engelliler için harcanmaktadır. Kentlerimiz, açık alanlarımız, konutlarımız ve toplu taşım araçlarımız, engelliler yok sayılarak planlanmıştır. Haklara, hizmetlere, mekânlara ve bilgiye erişebilmemizin önünde büyük engeller bulunmaktadır. Toplumumuzda engellilere yönelik ayrımcı değer yargıları, tutum, davranış ve uygulamalar son derece yaygındır. ‘’ENGELLİLER ‘ZAVALLI KİŞİLER’OLARAK GÖRÜLMEKTE’’ Ücretsiz ya da indirimli tarifelere ve sosyal yardımlara dayanan sosyal refah sistemimiz, aciz, bakıma, himayeye ve yardıma muhtaç engelli imajının doğmasına ve pekişmesine yol açmıştır. Bu sayede engelliler halkın çoğunluğu tarafından hak öznesi olan eşit kişiler olarak değil, bakılması, korunması ve yardım edilmesi gereken “zavallı kişiler” olarak görülmektedir. Daha da kötüsü, geleneksel söylemlerin ve yanlış yapılandırılmış sosyal yardımların uyuşturucu etkisi altında engelliler de kendilerini öyle görmeye başlamışlardır. Bu yüzden örgütlenmeye ve mücadeleye olan talep bir hayli düşmüştür. Çağdaş demokrasilerin en önemli özelliği olan karar alma süreçlerine katılım ve temsil hakkı yok sayılmaktadır. Engelli çocuklar ve kadınlar her türlü ihmal ve istismara, şiddete ve kötü muameleye karşı tamamıyla korunmasızdır. Engelli kadınlar, engelliliğe ek olarak kadın olmaları nedeniyle de haksız ve ayrımcı uygulamalara daha fazla maruz kalmaktadırlar. Örgütlerimizin yoğun mücadeleleri sayesinde elde edilen kimi kazanımlarımız da son yıllarda birer birer elimizden alınmakta, zaten son derece sınırlı olan ve sıkı koşullara bağlanmış bulunan engelli aylıkları ve evde bakım ücretleri kesilmektedir. ENGELLİLER OLARAK ‘DUR’DİYORUZ Yürürlükteki Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği nedeniyle önemli hak kayıpları yaşanmaktadır. Sosyal devlet anlayışı kapsamında tamamı SGK tarafından ödenmesi gereken ilaç, ortez, protez ve yardımcı araç-gereçler için kişilerden alınan pay, ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Kaynaştırma eğitimi adı altında gerçekleştirilen uygulama, gerekli altyapı ve eğitim ortamları sağlanamadığı için engelli kuşakların niteliksiz eğitim görmesine ve başarı oranlarının düşmesine neden olmaktadır. Yükseköğrenim yapmak isteyen engelli öğrenciler, öğrenci seçme sınavlarına özel cihazları ile alınmadıkları veya bu olanaklar sadece başkentte tek bir merkezde sağlandığı için yükseköğrenime girme olanağını yitirmektedirler. İşçi ya da kamu personeli olarak istihdam edilen engellilerin büyük çoğunluğu, işverenlerin önyargıları nedeniyle ya da verimli olacakları alanlarda iş verilmediği için üretim süreçlerinin dışında tutulmakta, kimi engelliler aydan aya gelip maaşını almaya zorlandıkları için topluma arzu ettikleri katkıyı sunamamaktadırlar. Bu durum, onların manevi olarak çökmelerine ve öz güvenlerini yitirmelerine yol açmaktadır. Ağır derecedeki engelliler, korumalı işyerleri açılmadığı için tamamıyla üretim süreçlerinin dışında kalmaktadırlar. Bu olumsuz zincir, böylece uzatılabilir. Engelliler olarak bu duruma isyan ediyoruz. Bu olumsuz gidişe sesimiz yettiğince “Dur!” diyoruz ve yetkilileri göreve çağırıyoruz. İKTİDARI VE MUHALEFETİYLE TÜM SİYASAL PARTİLERE SESLENİYORUZ! Bizler, himaye, himmet, sadaka değil, herkesle eşit haklara, fırsatlara ve olanaklara sahip, başı dik yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Hak öznesi yurttaşlar ve toplumsal bir taraf olarak kabul edilmek istiyoruz. Kimsenin yardımına gereksinim duymadan yaşamını sürdüren, kendi kendine yeterli bağımsız bireyler olmak istiyoruz. Engellilere, kadınlara, çocuklara, LBGTİ bireylere yönelen ayrımcılık, dışlama, şiddet, taciz ve istismarın sona erdirilmesini istiyoruz. Salgın hastalıklar, beslenme yetersizliği, akraba evliliği,  iş ve trafik faciaları, savaş ve terör gibi sakatlık kaynaklarının kurutulmasını istiyoruz. Dünya Sağlık Örgütünün ICF standartlarına uygun yeni bir Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği istiyoruz. İlaç, Ortez, protez ve yardımcı araç-gereçlerin ücretlerinin tamamının devletçe karşılanmasını istiyoruz. Üretim süreçlerinde verimli ve etkin olarak yer almak istiyoruz. Nitelikli, işlevsel ve erişilebilir bir eğitim istiyoruz. Engellilerin üniversiteye giriş sınavlarına istedikleri illerde ve özel cihazlarıyla girmelerinin sağlanmasını istiyoruz. Haklara, hizmetlere ve bilgiye erişimin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Herkes için tasarlanmış kentler, sokaklar, konutlar, toplu taşım araçları, ürünler ve yaşanabilir bir ülke istiyoruz. Toplumsal yaşamda, bilimde sanatta ve siyasette etkin olarak yer almak istiyoruz. Temsil organlarında sadece engelli sorunları için değil ülke ve dünya sorunlarının çözümüne katkı sunabileceğimiz için de yer almak istiyoruz. Her şeyden ücretsiz ve indirimli yararlanmak değil, sakatlıktan kaynaklı ilave giderlerimizi karşılayacak düzeli bir engelli aylığı almak istiyoruz. Tüm yurttaşlara, ücretsiz bakım hizmeti sunulabilmesi için bir an önce bakım sigortasının kurulmasını istiyoruz. Nesnel, adil ve etkili bir sosyal yardım sistemi istiyoruz. Sağlığımızı ve geleceğimizi tehdit eden nükleer santrallerin olmadığı, yaşam kaynaklarının tahrip edilmediği ve kirletilmediği bir doğal çevre istiyoruz. Engelli aylığı ve evde bakım ödeneği gibi sosyal haklarla ilgili kriterlerde engellinin bir birey olarak görülmesini istiyoruz. AYRILMAZ BİR PARÇASI OLDUĞUMUZ TÜRKİYE TOPLUMUNA SESLENİYORUZ Bizim sorunlarımız tüm toplumun sorunlarıdır. Sorunlarımıza ve istemlerimize sahip çıkın. Haklı mücadelemize destek olun. Çünkü kadınıyla erkeğiyle, engelli olanı ve olmayanıyla, çocuğu, genci ve yaşlısıyla, etnik ve inançsal çeşitliliği ile Türk Toplumu olarak kaderimiz ve geleceğimiz ortaktır. (Rozita Merve HAMİDİ)    

Editör: TE Bilisim