Milyonlarca  kişi her gün sabahın erken saatlerinde uyanıyor. Önce şöyle bir geriniyor, bir süre oturur vaziyette etrafa boş boş bakıyor. Daha sonra güzel bir gün olması dileği ile kalkıyor, perdelerini açıyor. O da ne; hava kapkaranlık! Karanlıklar içinde güne başlamaktan mutsuz oluyor. Gün onun için daha aymamış, güneş daha doğmamış, yaşam daha başlamamış gibi geliyor. İki arada bir derede bir şeyler atıştırdıktan sonra evinden çıkıyor. Yolda geçen zamanda gün biraz ayıyor ama Güneş’i gören hala yok… Hafif sisli, buğulu bir havada iş yerlerine gidiyorlar. Biraz kahve biraz da gazete okumayla başlayan iş (Tabii ki herkes için geçerli değil. Çok ağır şartlarda çalışanların kahve içmesi bile bir hayal) yoğun çalışma temposuyla birlikte süregidiyor. Derken saat 18.00 oluyor ve mesai bitiyor. Günün yorgunluğunun verdiği mahmurluğun yanı sıra eve gidip dinlenecek olmanın verdiği mutluluk bir başka oluyor. İş arkadaşlarına veda eden milyonlarca çalışan tüm gün kapalı ortamdan bunalmış oluyor ki dışarı çıkınca bir de ne görsün; hava kapkaranlık! Karanlıklar içinde başlayan günü karanlıklar içinde sonlandıran çalışanlar, Güneş’i göremeden yaşamanın hüznüyle bir an önce günlerin uzamasını diliyor. Kış saati uygulamasını kaldırarak çok büyük tasarruf yapayım derken zarara uğradığımız gerçeğini de bir yana bırakacak olursak tüm günü karanlıklar içinde geçirmek insanın yaşama sevincini elinden alıyor. Ki bu uygulamadan muzdarip olan milyonlarca öğrenciden hiç bahsetmiyorum bile! Bizlerin karanlığa değil, aydınlığa ihtiyacı var. Aydınlık günler için önce etrafımızın aydınlanması gerek… Üşenme. Erteleme. Vazgeçme. Canın iş yerinde o kahveyi içmek istiyorsa iç, kendine zaman ayır. Unutma ki hastalandığında veya başına kötü bir şey geldiğinde yanında olacak şey işin ve iş yerin değil, yakınların sevdiklerin olacaktır. Hayatı ıskalama lüksümüzün olmadığına inanıyorum zaman her daim aleyhimize işliyor. Zar zor uyandığınız bir sabah kadınlar için makyaj erkekler içinse tıraş olmak çok zor bir iş gibi görünebilir. Sabah kişisel bakıma önem vermek ve evden çıkarken aynaya baktığınızda kendinizi iyi ve güzel/yakışıklı hissetmek tüm gün motivasyon ve öz güveninizin yüksek kalmasını sağlıyor işte tam da bu yüzden her zaman için kendinize vakit ayırın! “Ne düşünüyorsanız osunuz”derler sabah uyandığınızda kendiniz için güzel temennilerde bulunun. Beslenme uzmanı Adelle Davis “bir kral gibi kahvaltı yapın, bir prens gibi öğle yemeği yiyin ve bir yoksul gibi akşam yemeği yiyin” diyerek kahvaltıyı güçlü ve besleyici yapmanın önemini eğlenceli bir şekilde vurgulamıştır. Bana göre de kahvaltı kendinize zaman ayırma konusunda kurtarıcınızdır. Güne güzel başlamanın sırrı sıkı bir kahvaltıdan geçer. Tüm bu sıraladığım şeyleri eksiksiz ve sorunsuz yapabilirsiniz ama tek bir şeyi atlamadan; Lütfen kendinizi sevin!!  

Editör: TE Bilisim